|
Kadınının katiliyle bile röportaj yaptı
Sevgilisi bir cinayete kurban giden Stephane Bourgoin, hayatını seri katilleri çözmeye adadı. Toplam 40 seri katille görüşen, düzinelerce kitabı yayımlanan Bourgoin, şimdi dünya çapında bir 'katil uzmanı'
26 yıl önce rutubetli bir California öğleninde, Stephane Bourgoin LA'deki evine geldiğinde bir kan gölüyle karşılaştı. Sevgilisi ve ev arkadaşı Eileen hunharca öldürülmüştü. Bugün o dehşet anını "Ben işteyken ona tecavüz edildi, öldürüldü ve parçalara ayrıldı" sözleriyle anlatıyor.
İşte o korkunç andan itibaren inanılmaz bir öykü başladı. Eileen'in ölümünden iki yıl sonra Bourgoin, Eileen'i öldüren kişinin daha önce bir düzineye yakın kadını öldüren bir seri katil olduğunu öğrendi. Yumuşak tabiatlı, kendi halinde bir kitap satıcısı olan Bourgoin, Pulp Fiction'a olan tutkusunu dünyanın sayılı seri cinayet uzmanları arasına girerek değerlendirdi. Parisli Bourgoin'in apartman dairesi şimdi dedektifler, araştırmacılar için bir nevi Mekke haline geldi. Zira yargılanan 40 seri katille yaptığı, yüzlerce saatlik röportajların yer aldığı 15 bin video kaset duvarlardan dolup taşıyor. Her gün yaptığı iş hakkında 30 ila 80 mektup alan Bourgoin'e yazanların çoğunu, 'Kuzuların Sessizliği' filminde Jodie Foster'ın canlandırdığı FBI ajanına özenen genç kadınlar oluşturuyor. Ama 47 yaşındaki Bourgoin, Hannibal tiplemesine burun kıvırıyor.
1998'de seri katiller üzerine dünyanın ilk uluslararası sempozyumunu düzenlediğinde İngiliz polisinden FBI'a kadar 300 polis katıldı. Fransız jandarma akademisinde ders veren Bourgoin'in kitabı ve belgesel filmi birkaç hafta önce Fransız eleştirmenlerince göklere çıkarıldı. Belgeselin konusu, Cape Town Canavarı ve Cane Field Katili adlarıyla anılan iki seri katilin yakalanmasını sağlayan Güney Afrikalı özel polis Micki Pistorius'tu. Bayan Pistorius, "Kandan hep nefret ettim. Ama artık gecelerim, parçalanmış cesetlerin görüntüleriyle dolu" diyordu.
KATİLLE YÜZ YÜZE
Bourgoin'in suçla ilk teması, 1960'ların ilk yıllarında ailesinin evindeki kanapede başladı. "Fransız televizyonu eski Sherlock Holmes'ları gösterirdi. Ben de ikinci sınıf Amerikan filmlerine merak saldım o yıllarda" diyen araştırmacının şimdiki evi, Alfred Hitchcock'un Psycho filminden bir seti andırıyor.
1974'te polisiye romanlar satan bir dükkan açan Bourgoin, Amerikan cinayet romanlarını Fransızca'ya çevirdi ve kısa öykülerden oluşan yüzlerce antoloji yayınladı. Cannes film festivalinde Amerikan Pulp Fiction yönetmenleriyle tanıştı ve tercümanlık yaptı. Neticede kurduğu Hollywood bağlantıları sayesinde Los Angeles'a yerleşti. 23 yaşındaki Eileen'in öldürülmesinin ardından polis, genç kadının rastgele kapı çalan bir sapığın kurbanı olduğunu çıkardı. Bourgoin, şu sıralar idam cezasının infazını bekleyen katilin ismini söylememekte ısrarlı. Nedeni, hayatını değiştiren bu katille bir kere yüz yüze gelmesi. Eileen cinayetini araştıran dedektifler, katille röportaj ayarlamışlar. Bourgoin burada da soğukkanlılığını koruyup, katile kim olduğunu söylememiş ancak röportajı tamamlayamadan kendini dışarı atmış... Zira katil, yaptığı canilikleri anlatırken diline hiç de ket vurmamış. İşte bu deneyim, seri katillerin ahlaki ve sosyal kırılma noktalarını araştırmaya itmiş onu. "İlk başta evet, bir nevi yüzleşme ve hissettiğim suçluluk duygusunu yok etme çabasıydı" diyen Bourgoin'in konu üzerindeki uzmanlığı büyük talep görüyor. Karındeşen Jack'ten Düsseldorf Vampiri'ne yazdığı düzinelerce kitap, Almanca, Portekizce, İspanyolca ve Japonca'ya çevrildi ancak hayrettir, İngilizcesi yok. Herhalde Anglo-Saxon piyasa bu konulara doyduğu içindir...
Bourgoin'in bu uzmanlığı, bir sürü sapığın onu aramasına da neden oluyor tabii. Ancak aynı zamanda kurban olması, ona benzersiz bir görev de yüklemiş: Seri katil kurbanlarının aileleriyle sık sık görüşüp, destek veriyor. Böylece çocukluğunun merakını hayatının misyonuna çevirmeyi başarmış...
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|