Gördüm ama bu kadarını da görmedim!... Konya Hayvancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'nde meydana gelen yolsuzluk ve usulsüzlükler önüme serilince, şaşırdım kaldım. İnsanoğlunun ne kadar cesur, ne kadar gözü kara olduğunu anladım. Normal bir insanın yapacağı iş değil ama Konya'daki Enstitü Müdürü Seyit Uygur bunu başarmış... Bakın neler yapmış;
1- Kendisine ve bir tanıdığına ait 400 tane kekliği, müdürü olduğu Konya Araştırma Enstitüsünün imkanlarıyla besletmişsin... Yani yemini, suyunu, işçiliği ve kafes ücretini oradan karşılamışsın...
2- Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından Konya Hayvancılık Enstitüsü'ne, "Gen Kaynaklarının Korunması" ile ilgili proje için alınması gereken 50 adet "Güney Karaman ırkı" koyun için gönderilen 2 milyar parayı, koyunlar alındı gibi göstererek cebe indirmişsin...
3- Meseleyi örtbas etmek için nereden ve kimden geldiği bilinmeyen, ırk özelliklerini dahi göstermeyen bir takım koyunları ödünç alıp, gelen müfettişi uyutmaya çalışmışsın...
4- 99 yılının ikinci ayında, Enstitü ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla Bakanlık tarafından 10 milyarlık malzemeyi alınmış ve ambara girmiş gibi göstermişsin... Ama müfettişler malzemeleri göremeyince telaşa da kapılmışsın... Çünkü Enstitüye alındı gibi görünen 40 ton çimentodan sadece 8 tonu bulunmuş. 900 kilo boyanın nerede olduğu bulunamamış, Enstitüye alınan saçlar da ortalıkta görülmemiş...
5- Bu saçların yerine satıcıdan profil demir alındığı ve Enstitünün işçi ve imkanları kullanılarak, bıldırcın ve keklik kafesleri yaptırıldığı ve bu kafeslerin, Enstitü dışındaki bir çiftliğe taşındığı anlaşılmış...
6- Kalan 2-3 milyarın da akıbeti henüz belli değil...
7- Enstitüde araştırma sayısı ve niteliği ile Araştırmacıların durumu, 2,5 seneden beri sıfır... Yani orada bu süre zarfında ne bir araştırma yapılmış, ne de bir netice alınmış...
Eğer bütün bunlara yalan-dolan diyorsan, "Hayır bunları ben yapmadım, sen yalan yazıyorsun" diyorsan, bu sütunlar sana açık... Ama benim yazdıklarım doğruysa, o zaman da bu işi bırakman lazım... Kimden torpilli olduğunu, arkanda hangi partinin bulunduğunu bilmiyorum. Onu en iyi sen bilirsin...
Şimdi sıra geldi muavinine... Duyduğuma göre o da boş durmamış...
* Enstitü Sığırcılık Şubesine ait süt sağım makinasını, çiftliğine götürüp, 3 ay burada kullandırmış...
* Enstitüye ait kamyonla şeker fabrikasından, Enstitüye gelmesi gereken küspeyi alıp, babasının çiftliğine götürmüş.
* Ayrıca tavukçuluk şubesine ait kümes ızgaralarını da babasının çiftliğine götürmüş.
* Kardeşi İbrahim'in lojmandaki oturma süresi dolduğu halde, oturmasını sağlayamak için diğer elemanların verdiği lojman isteği ile ilgili dilekçeleri saklamış ve kardeşine kıyak yapmış...
YAHU NE OLACAK BU TÜRKİYE'NİN HALİ?....