F.Bahçe'nin ligdeki çıkışında artık sonuçları değil, futbolu konuşmaya başladık. Bu büyük bir aşama. Sezon başından beri antrenmanların yetersizliği, takım futbolunun yokluğu ya da starların takımı eksik bırakması gibi sorunlarla boğuşa boğuşa gelen F.Bahçe'nin 4 atarak kazandığı bir maçın arkasından "Öyle oyun olur mu?" diye soruluyorsa, artık bazı şeyler başarılmış demektir.
Fener'in kurgusunun düzelişinde Ogün-Johnson ikilisinin orta sahanın göbeğini kapatmasının rolü büyük. Erzurum maçındaki şaşkınlık Ogün'ün sola alınmasıyla yerinden oynayan taşların yarattığı dengesizliktendir ve geçicidir. 3 puan alındığı için fazla eleştirilecek nokta yoktur.
Maçın bir başka ilginç yönü galibiyeti getiren Rapajç ve Andersson'un iki haftadır doğru dürüst tek idman yapmaması. Sakatlıkları, kırık parmakları ve yarılan başları ile bu iki futbolcu, sahada koşan arkadaşlarını Denizli'nin kanatları altında seyrederek sadece gözlerini yordular. İş sahaya çıkmaya geldiğinde de, işlerini hepsinden iyi yaptılar.
Kötü örnek olmaz ama, Denizli'nin idman temposunu hafif tutmasının böyle olumlu sonuçlar vermesi ilginç. Tecrübesine yine saygı göstermekten başka yapacak şey yok. Futbolcularını tanıyor ki, çalışmadan oynatmayı başarıyor.
F.Bahçe sahada kazanıyor. İki yıl önce de böyleydi. Ancak sahadaki başarıyı masa üstüne taşıyamadı. Löw komutasında doludizgin giderken, birdenbire hakem hataları (!) ile tanışıp neye uğradığını şaşırmıştı. Şu anda da görüntü aynı. Rakibinden kurtulmak isteyen Andersson, yumruk atan oyuncuyla aynı cezayı alıyor. Rakibine tekme atan Karhan ile çift sarı kart gören oyuncu da aynı cezayı alıyor. Ali Sami Yen Stadı'ndaki olaylar ise bugün Disiplin Kurulu'nun masasına yatacak. Bakalım G.Saray ile F.Bahçe'nin cezaları arasındaki fark ne olacak?
TV görüntüleri ile ceza verilmesi hem iyi hem de kötü. İyi, çünkü sahadaki oyuncular kontrollü olmak zorundalar. Fakat sadece 4 Büyükler'in maçlarının detay kameraları ile izlenmesi bu takımlara sıkıntı, diğerlerine avantaj yaratıyor. Adana-Bursa veya Rize-Samsun maçlarından sadece 3 dakika özet izliyoruz. Bunlarda hiç mi itiş-kakış yaşanmıyor, küfürler edilmiyor, tekmeler, dirsekler, yumruklar çalışmıyor. Haklı cezaya kimse bir şey diyemez. Ama haklılığa da çifte standart geliyorsa, adaleti gerçekleştirmek sahadaki oyunculara kalır ki, bu da kaosa çıkarılan davetiyedir.