kapat

29.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim
YAVUZ DONAT(ydonat@sabah.com.tr )


Meclis'ten...

Meclis'te, Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Zeki Ertugay'ı gördük... Burnundan soluyordu... "Hoca... Bu ne hal" diyecek olduk.

Hoca, sanki "böyle bir soruyu" bekliyordu...

"Zaman ayarlı bomba gibi" patlayıverdi:

- Piyasa kötü... Borsa kötü... Siyaset kötü... Halkın durumu ise... Hepsinden kötü... Sahi... Biz ne diye buradayız?

***

"Son gelişmeler" Prof. Ertugay'ın sinirlerini bozmuş.

Ve "dün sabah gelen bir mektup" ise...

"Bardağı taşıran damla" olmuş.

Hoca dedi ki:

- Şu mübarek Ramazan gününde, yeminle söylüyorum, toplumun önemli bölümü ruh hastası oldu... Yaşanan olaylar herkesi hasta etti.

***

Ve şimdi gelelim Prof. Ertugay'ı "iyice çileden çıkaran mektuba."

Mektup, İzmir'den geliyor.

Gönderen:

Karayollarında çalışan bir inşaat mühendisi.

Mektupta, isim de var, adres de.

Mektup "özetle" şöyle:

Sayın Milletvekilim.

Lisede okuyan kızımı, üniversiteye hazırlık kursuna götürdüm.

Kayıt sırasında, bana "maaşımı" sordular.

"Üçyüz milyon" dedim.

Bunun üzerine, kursun müdürü, küçümseyerek yüzüme baktı.

Kızımın yanında beni şu sözlerle aşağıladı:

- Kurs ücreti altıyüz milyon... Sen bu maaşla, bu kursun parasını ödeyebilecek misin?

Bu manzarayı gören kızım, ağlamaya başladı.

Kursa, kaydolmadan eve döndü.

Ardından bunalıma girdi.

Ve bana dedi ki:

- Okuyup... Senin gibi mühendis olup... Herkesin içinde küçük düşürülmektense... Kursa da gitmeyeceğim, okula da...

Kızım, okulu bıraktı Sayın Milletvekilim.

Biz burada, bu durumdayken, siz orada ne yapıyorsunuz?

***

Notlarımıza yine Meclis'ten devam edeceğiz...

Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, MHP Grup Toplantısı'nda dedi ki:

- ...... Türkiye'yi çeşitli sebeplerle ziyarete gelen yabancı kişi ve heyetlerin, diplomatik teamüllere ve nezaket kurallarına uymaları gerektiği tartışma götürmez bir gerçektir...... Anlaşılan o ki... Bu tür kişilere saygısızlığın hiçbir gerekçe ve sıfat ile örtülemeyeceğinin hatırlatılması gerekmektedir.

***

Bir süre önceydi...

Bir büyükelçi, eşini de yanına alarak, "Güneydoğu'yu gezmeye gitmişti."

OHAL Valisi Gökhan Aydıner'i de ziyaret etti.

Ama "nasıl" ziyaret?

Büyükelçi, öyle bir ayak ayak üstüne attı ki... Ayakkabısının burnu, neredeyse Vali'nin suratına değecek.

Ve şöyle dedi:

- Bölgede yapacağım denetlemenin sonuçlarını, AB ile ilgili komisyonlara da rapor edeceğim.

Vali "bir dakika" diye araya girdi:

- Sanırım bir şeyi hatırlatmam gerekiyor... Şu anda bir müstemleke Valisinin değil... Köklü bir tarihe sahip, bağımsız Türk Devleti'nin, OHAL Valisi'nin odasındasınız... Bana bir nezaket ziyaretinde bulunmak için başvurdunuz... Ve şu anda sizi, nezaketen kabul ediyorum... Bir misafir olarak bölgeyi buyurun, gezin.

"Hava" birden değişti.

Önce büyükelçinin "ayağı" aşağı indi.

Ardından da "cakası... Fiyakası."

***

Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli dün MHP Grup Toplantısı'nda, "üstüne basa basa" dedi ki:

- Hangi sıfat ve amaçla olursa olsun, ülkemizi ziyaret edenlerin haddini bilmesi, misafir statüsünü kazanmasının asgari şartıdır.

"Tebrikler ve teşekkürler" Sayın Bahçeli.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır