kapat

25.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Pahalı bir ders

Sinemacılar eskiden filmlerin reklâmlarında daima "aşk, ihtiras, nefret, intikam" nitelemelerini kullanırlardı.

Heyecanı yaratan unsurlar bunlar çünkü.

Ekonomi dünyası heyecanlı bir hafta geçirdi. Ve bu heyecanı da kendine aşık piyasa aktörlerinin ihtirasları ile rakiplerine besledikleri nefret ve intikam duyguları yarattı.

Bankacılık dünyasını sarsan dedikodularla faizler fırladı, ekonominin psikolojik nabzı borsa da 11 binin altına indi.

Önemli bir sapma göstermeden yürüyen ekonomik istikrar programı, aslında böyle bir talihsizliği hiç de hak etmiyordu.

Ama aşk, ihtiras, nefret ve intikam yok mu; işte bu duyguların eylem planında ürettiği dedikodular, gereksiz bir gündem kaymasına ve güven tahribatına sebep oldu.

Bankacılık güvene dayanır ve dedikodu, en sağlam bankalara bile zarar verebilir.

Hükümetin, istikrar programını sürdürmek konusundaki kararlılığı, kamu bankalarının özelleştirilmesi ile ilgili yasanın dün Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması, ihtiyaç duyulan güven duygusunun tekrar kazanılmasına yardımcı olacaktır.

Deutsche Bank'ın Türkiye raporu dün en değerli moral desteği sağladı. Deutsche Bank, önümüzdeki günlerde olumsuz havanın dağılmasını bekliyor. Bu beklentisini de, 2-3 ay içinde gerçekleşecek olan yoğun dış kredi girişlerine bağlıyor.

El konulan bankaların Nisan'a kadar satılacağını bildiren BDDK Başkanı Temizel dün, bu bankaları satın almaya istekli alıcılar arasında yabancıların ağırlık taşıdığını açıkladı.

Bu durum, el konulan bankalardaki alacak yapısının sanıldığından daha iyi çıkmış olduğuna işarettir.

Yeni haftaya iş dünyası, yaşanan tecrübenin verdiği derslerle girecektir. Buna ihtiyaç var.

Türkiye artık üretimi düşünmeli.

Fesat, herkesi yutan bir girdaptır.

Rakipleri imha etmeye dönük kolay kazanç avcılığı ortamında görüldü ki ava çıkanlar da avlanıyor.

Uzlaşmak şart..

Rahşan Ecevit'in önerdiği af, "kasıt olmadan suç işleyenler ve özellikle çocuklar" içindi..

Ama sonradan bu proje, her partinin kendi suçlusunu eklemesi ile Arap saçına döndü.

Yetmiş bini aşkın mahkum ve aileleri "bayramda af" beklentisine sokulduğu halde halâ bir uzlaşma yok. DSP, kendi teklifini meclise sunmaya hazırlanıyor..

Taslak, devlet aleyhine işlenmiş suçları, işkence ve orman suçlarını, zimmet, rüşvet, hileli iflâs, banka boşaltma ve ırza geçme suçlarını af kapsamı dışında bırakıyor.

Kamuoyu araştırmaları, adalet isteyen halkın affa karşı olduğunu ortaya koyuyor.

Ama artık geri dönülemez.

Hiç değilse, halkın affını kabul edemeyeceği suçlar bu haktan yararlanmamalı.

Bunu sağlamanın yolu, yasayı mecliste iktidar uzlaşmasının güvencesine ve disiplinine emanet etmektir. Yoksa partiler arası pazarlıklar bu affı, iktidar için bedeli ağır bir pişmanlık boyutuna çıkarabilir.

Koalisyonun uzlaşmayı başarıp başarmaması, iktidar olarak güvene ne kadar lâyık olduklarını belirleyen bir sınav olacaktır.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır