kapat

25.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim
Fazla ileri gitmeye devam
Dışişleri Bakanı Cem, Kıbrıs zirvesinin ardından sert konuştu: Hani bir reklam var ya "Türkler de fazla ileri gidiyor" diye. Galiba fazla ileri gittik. İyi de yaptık. Gitmeye devam edeceğiz

Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in bakanlıktaki çalışma odası arı kovanı gibiydi. Danışmanlar, büyükelçiler girip çıkıyor, bir yandan ABD Dışişleri Bakanı Madelaine Albright'tan gelen son mesaj üzerinde değerlendirme çalışması yapılırken, diğer yandan Cem Kıbrıs doruk toplantısındayken arayan İsrail Dışışleri Bakanı Şolomo Ben Ami ile telefon bağlantısı kurulmaya çalışılıyordu. Arama listesinde sıra Mısır Dışişleri Bakanı Amr Musa'da idi. Cem, elinde uzaktan kumanda cihazıyla KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın doruk sonrası Çankaya Köşkü'nde yaptığı açıklamayı izliyordu. Denktaş, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'ın son sözlü açıklamasındaki tutumu değişmediği ve Kıbrıs Türkleri Rumlar'la eşit görülmediği sürece, Rumlar'la dolaylı görüşmelere katılmama kararını ilan ediyordu. Cem televizyonun sesini kıstı, biz de sorduk:

* Önemli bir toplantıdan çıktınız. Neden gerek duydunuz?

- İki nedenden: Birincisi, Annan'ın, her ne kadar resmi nitelik taşımadığı söylense de yaptığı son sözlü açıklamada hem Türkiye'yi, hem de KKTC'ye ters gelen ifadeler kullanması. İkincisi de, her ne kadar komisyon kararı bile olsa, AB'nin, bizim defalarca uyarmamıza karşın Türkiye'nin üyeliği ilişkisine Kıbrıs sorununu dahil etmesi. Bu sorunların değerlendirilmesi gerekiyordu.

* Türkiye'nin Kıbrıs politikasında bir değişiklik olacak mı?

- Hayır. Biz politikamızın doğru ve geçerli olduğuna inanıyoruz. Türkiye hep uzlaşmadan yana oldu. Uzlaşma olmasın demedi.

* Denktaş, Annan açıklamasını düzeltmezse görüşmelere katılmayacağını açıkladı. Bu Türkiye'yi uluslararası toplulukta yalnızlaştırmaz mı?

- Bazı doğruları savunmak için her türlü bedeli ödersiniz. Türkiye bunu daha önce gösterdi, yine gösterir. Yalnızlıktan şunu kastediyorsanız, o hep var. Yani Birleşmiş Milletler'in Kıbrıs konusundaki kararları açısından Türkiye hep yalnız kalıyor. Ama doğruyu savunmaya devam ediyor.

* Ben yalnızca BM'yi değil, AB ve ABD ile ilişkileri de kasdetmiştim. Özellikle AB ilişkilerinde Türkiye'yi yalnızlaştırır mı?

- Olabilir. Kıbrıs için ödenebilecek her türlü bedeli ödemeye hazırız.

* Son zamanlarda Türkiye sanki hep ateş altında. Bunları neye bağlıyorsunuz?

- Türkiye'nin güçlenmesine bağlıyorum. Bakın geçenlerde İslam Konferansı'na gittik. Herkesin gözü bizim üstümüzdeydi. Sorunuza örnekle yanıt vereyim. Hani bir televizyon reklamı var, "Bu Türkler de fazla ileri gidiyor" diye. Sanırım onlara göre, biraz fazla ileri gittik. İyi de ettik. Gitmeye de devam edeceğiz.

* AB cephesinde nereye gidiyoruz?

- 4 Aralık'taki toplantı bizim için çok önem taşımıyor. 8 Aralık'ta Nice doruk toplantısından çıkacak karar önemli.

* Gerçi bazı olumlu işaretler gelmeye başladı.

- İşaretlere bakmıyoruz artık. Helsinki doruğu öncesinde "üye adaylığının kabulüyle Türkiye'den Kıbrıs tavizi bekleniyorsa boşuna bekleneceğini" kendilerine yazılı olarak ilettik. Kararı onlar verecek.

* Neyi amaçlıyorlar sizce?

- Bakın bu bir mücadele. Tıpkı benim, bizim milli çıkarlarımızı savunduğumuz gibi, onlar da kendi milli çıkarlarını, Birlik çıkarlarını savunuyorlar.

MURAT YETKİN


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır