F.Bahçe, Şükrü Saracoğlu Stadı'nda kapalı gişe oynuyor. Farklı kazanırken, işin içine güzel futbol da girince Fener'in kasasına 200 milyarın üzerinde gişe hasılatı kalıyor. Fener'in en büyük destekçisi, tribündeki bir asırlık seyircisidir. F.Bahçe, Kadıköy'de 7 maçta 7 galibiyet alırken 25 gol atıp 8 gol yedi. İyi bir istatistik gibi gözüküyor. Ama niye sadece Kadıköy'de? Deplasmana bakacak olursak, Fener rakiplerini hasılatla doyururken beklenen puanları çıkaramıyor.
Şimdi yeni bir tartışma geldi gündemimize. Mustafa hoca takımı iyi mi çalıştırıyor, kötü mü? F.Bahçe'nin kondisyonu var mı, yok mu? Allahı var, Kadıköy'de F.Bahçe'nin kondisyonu süper. 90 dakika değil, bir o kadar daha olsa, F.Bahçeli futbolcular çok koşup iyi mücadele veriyor, beklenenin üzerinde de skor elde ediyor. Buradaki görüntü, Mustafa Hoca'nın geçmişteki benzetmesi gibi Ferrari otomobile benziyor. Ama aynı F.Bahçe dışarda kağnı arabası gibi. Ne gücü, ne oyun planı, ne de anlayışı gözüküyor.
Şimdi ben yazara-çizere yeni bir adet edinmişçesine takılmak istemem. İşin özünde, iyi oynayan takım alkışlanır. Bu takım sahasında bu kadar iyi oynayıp kazanıyorsa, "Deplasmanda neden böyle olmuyor?" diye hesap sormak isterim.
Mustafa hoca bu takımı şampiyon yapmak zorunda. Trabzon maçı öncesindeki beyanları bana göre pek doğru değildi. "Trabzon ve G.Saray maçlarını kaybetmek dünyanın sonu değil" ne demek? Bana göre böyle kayıplardan sonra F.Bahçe'nin sıkıntıları zirveye çıkar. Mustafa moral motivasyonu en iyi uygulayan adamsa, ki öyle, bize her zaman beklenilen şampiyon F.Bahçe'yi ikram etmek zorunda. Ligin ilk yarısını lider ve puan farkıyla bitirmezse 2. yarıda Fener'in işi zora girer. İkinci yarıda düşme-kalma mücadelesinde çok kişinin başı ağrır. Avrupa kulvarında koşmayan ve tek işi lig olan F.Bahçe, hep Saracoğlu'ndaki gibi olsun istiyoruz.
Bilmem anlatabildim mi?