|
Yıkıntılardan yükselen ülke Polonya
2. Dünya Savaşı sırasında haritadan neredeyse silinme noktasına gelen Polonya, yıkıntılardan toplama tuğlalarla yeniden yapılanmış
Tarih kitaplarından birçok ülkenin ismini biliriz. O ülkeleri katıldıkları savaşlar, coğrafik durumları veya yetiştirdikleri dünyaca ünlü insanları ile tanırız. Ama bilgilerimiz bununla sınırlı kalır.
İşte Polonya da bunlardan biri. 2. Dünya Savaşı'nda yerle bir olan Polonya için yıkıntılarından varolan ülke deyimini kullansak abartmış olmayız. Ülke bu süreç içinde birkaç başkent değiştirdi. Son başkenti Varşova ise tarihin buram buram koktuğu bir kent. Vistül nehrinin 'eski' ile 'yeni'yi ayırdığı Varşova'da eski kentin (Stare Miasto) savaştan kalma yıkıntıların tuğlalarıyla yeniden yapılandırıldığının bir başka örneğini bulmak zor. Yeni Kent (Nowe Miasto) ise günümüz mimarisinin izlerini taşıyor. Eski Kent'te görmeniz gereken bir yer Pazar Meydanı. Burada tarihi binaların yanı sıra kafe, restoran ve hediyelik eşya satan birçok dükkan bulabilirsiniz. Baltık yöresinin binlerce yıllık kehribarı ile grafik sanatının poster olmuş en güzel örneklerini çok ucuza satın alabilirsiniz. Swietojanska Caddesi'ndeki gotik tarzda yükselen St. John Katedrali ve yanındaki 17. yüzyıldan kalma Cizvit (Jesuit) Kilisesi de görülmeye değer.
Kale Meydanı'ndan başlayıp Krakowskie Przedmiescie Caddesi'ne uzanan alanda birçok eski saray ve kilise mevcut: St Anne's Kilisesi, Radziwill, Potocki, Tyszkewicz ve Uruski sarayları... En ilginç yerlerden biri ise Polonyalıların ünlü bestecisi Frederic Chopin'in kalbinin saklı tutulduğu St. Cross Klisesi. Varşova'da attığınız her adımda karşınıza tarih çıkıyor. Bu yerlerden biri Lazienki Parkı. 17. yüzyılda yapılan bu parkta mimari ve sanat eserlerinin en güzel örneklerivar. Tarihi eserlerin bulunduğu Lazienki Parkı'nda, Chopin ve Viyana'yı Türklere karşı savunmada başrolü oynayan Kral III. Jan Sobieski'nin anıtları da gezilecek yerlerden. Şayet pazar günü bu parka gittiyseniz, Chopin'in eserlerini dinleme fırsatı da bulabilirsiniz. Ayrıca bu parkta karşınıza her an ördekler, güvercinler ve tavuskuşları da çıkabilir.
İnsan yakılan fırınlar
Polonya'ya gitmişken eski başkentlerden Krakow'u görmeden dönmek olmaz tabii. Krakow, başkent Varşova'ya trenle 2.5 saat, otobüsle ise dört saat uzaklıkta bir kent. Kenti ilginç kılan ise acılı tarihi. Hitler'in yaklaşık 300 bin Yahudi'yi fırınlarda yaktığı yer burası. O nedenle Krakow'a hüzünler şehri adının konması pek yanlış olmasa gerek. Buradaki müze, bugün 'utanç müzesi' olarak tarihteki ve günümüzdeki yerini almış durumda. Müzeyi dolaştığınızda tüyleriniz diken diken oluyor. O dönem işkenceye uğrayan Yahudi kökenli insanların gözlükleri, ayakkabıları, traş malzemeleri, saç tarakları ve günlük yaşamdaki birçok eşyalarından parçalar görebilirsiniz. Müzenin önemli bölümünü de insan yakılan fırınlar oluşturuyor.
Ne yenir, nasıl gidilir?
Yeme içmeye gelince sıkıntı çekilmeyecek bir yer Varşova. Zapiekanka, bütün sokaklarda bulabileceğiniz ve açlığınızı yatıştırabileceğiniz bir yemek çeşidi. Uzun bir yarım sandöviç ekmeğinin üzerine domates sosu, mantar ve soğanın fırınlanması ile meydana gelen bir tür Polonya pizzası. Restoranların uluslararası mönüleri olduğu gibi Polonya mutfağından da eşsiz lezzette yemekleri tadabilirsiniz. İçkiye gelince... En meşhur içkileri kendi yaptıkları Polonya votkası. Yalnız bizden söylemesi, çok sert bir içki, dikkat! İçkinin kendisi kadar şişesi de çok hoş. Şişenin içinde 'bufalo' otu görürseniz sakın şaşırmayın.
Polonya'ya karayolu ile gidebileceğiniz gibi THY ile de uçabilirsiniz. Seferler, pazartesi, çarşamba ve cuma olmak üzere haftanın üç günü yapılıyor. Bilet fiyatı 209 dolar.
Sinan Akyüz
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|