|
|
ŞÜKRÜ KIZILOT(skizilot@sabah.com.tr
)
|
  
Vergiler, ekonominin önünü tıkamamalı
"Ekonomi canlı ise, büyürse vergi gelirlerimiz de artar. Vergiyi, vergi doğurucu bir olay varsa alırız. Vergi doğurucu olay da, ekonomik faaliyettir. Bu aşamada, vergi sistemimiz, ekonomik faaliyetler için engel teşkil etmemelidir."
Bu sözler, geçen yıl bu zamanlar Maliye Bakanı Sayın Sümer Oral'ın, müdürlüğünü yaptığım Gazi Üniversitesi Maliye ve Vergi Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin düzenlediği, bütçe ile ilgili panelde yaptığı konuşmadan alınmıştır. Bu sözlerin altına imza atmamak mümkün değil. Nitekim Sayın Oral, Maliye Bakanı olur olmaz, vergi yasalarında yeralan ve ekonominin önünü tıkayan bazı maddeleri 4444 sayılı yasa ile kaldırmış ya da erteletmiş, hemen ardından da, ekonomide yeni bir canlanma başlamıştı... Ekonomi canlanınca, vergi doğurucu olaylar artmış ve 2000 yılı vergi gelirlerindeki hedef rahatça tutturulmuştu...
2001 hedefleri
2000 yılı bütçe hedeflerinin tutturulması hatta bazı kalemlerde, hedefin de aşılması, 2001 bütçesine ve hedeflerine umutla bakmamıza neden oluyor. Ancak son günlerde ortaya çıkan bazı gelişmeler, 2001 yılı vergi gelirleri ve ekonominin durumu hakkında, kafaları biraz karıştırdı.
Bunların başında otomobile getirilmek istenen vergiler var. Daha önce, ayrıntılı olarak açıkladık. 2001 ve izleyen yıllarda, 2000 yılı otomobil vergileri önce yeniden değerleme oranında, ardından da bunun 20 misli artırılmak isteniyor.
Şu anda otomobile uygulanan vergi oranları aşağıdaki gibi.
Görüldüğü gibi, ortalama oran AB ülkelerinde yüzde 25 iken, Türkiye'de otomobil satışından sağlanan vergiler, yüzde 52'den başlıyor ve 88'e kadar ulaşıyor. Bu vergileri bırakınız 20 misli, bir misli dahi artırsanız, talep "zınk" diye durur. Sektör durunca, yan sanayi de durur, vergi gelirleri de... Sayın Bakan'ın geçen yıl söylediği gibi, vergiler ekonominin önünü tıkamamalı.
Diğer sorunlar
Birkaç gündür yazıyoruz, yeniden değerleme oranının yüzde 56 olarak açıklanması sözkonusu. Daha açıklanmadı ama, tüm gazetelerde haber olarak yeraldı.
Siz hem 2001 yılı enflasyon oranını yüzde 10 olarak hedefleyin, memura 2001'in ilk altı ayı için yüzde 10 ücret artışı verin hem de 2001'de ödenecek vergileri yüzde 56 artırmaya hatta bunun da üzerinde artırmayı düşünün. İşte bu olmaz!..
Ekim 1999'da, yıllık TEFE yüzde 52,1 idi. Yeniden değerleme oranı da, yüzde 52,1 olarak ilan edilmişti. Ekim 2000'de, yıllık TEFE 41,4 olarak ilan edildi, o halde 2001 yılı vergi artışına da esas olan yeniden değerleme oranı yüzde 41,4 olmalı. Hatta 2001'de enflasyon yüzde 10 hedeflendiğine göre, bunun da altında olmalı... Enflasyon düşerken, enflasyona bağlı olan yeniden değerleme oranının geçen yılın da üzerinde belirlenmesi, büyük bir çelişki olur...
Şu anda uygulanan Gelir Vergisinin oranı fon payı ile birlikte yüzde 49,5'i, Kurumlar Vergisinin oranı, kâr dağıtımına bağlı olarak yüzde 60'ı buluyor. KDV'de temel oran yüzde 17, diğer oranlar 25 ve 40 bu oranların da artırılması tartışılıyor. Vergi oranlarını artırmak, vergi gelirlerinin de artacağı anlamına gelmez. Giderek belgesiz alış-veriş yaygınlaşır.
Bir kez daha belirtelim, fazla vergi vergiyi öldürür. Sayın Oral'ın altını çizerek belirttiği gibi, Vergiler, ekonominin önünü tıkamamalı...
Otomobilde vergi oranları
| Oransalvergiler (%) | Maktu | Toplam |
| Motor hacmi | KDV | Ek Taşıt | Toplam | vergiler | (%) |
| (cc) | | vergisi | | (%) |
| 1.600'e kadar | 25 | 12 | 37 | 15 | 52 |
| 1601-2000 | 40 | 18 | 58 | 22 | 80 |
| 2001-... | 40 | 24 | 64 | 24 | 88 |
|
 |
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|