kapat

07.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
banner
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Kutsal huzursuzluk!

Ne ilginç adamlar var bu dünyada.

Bilgisayar teknolojisi sayesinde dünyanın en zengin adamı unvanını kazanan Bill Gates, Afrika'da gördüğü açlık ve sefalet tablolarından çok etkilenmiş ve "Bilgisayarlar dünyadaki kötülükleri ortadan kaldırmıyor." demiş.

Microsoft'un patronunun, bilgisayar dünyasını sarsan sözleri şöyle: "Dünyada sayıları iki milyonu aşan aç insanın acil ihtiyaç duyduğu şey avuç içi bilgisayarı değil, sağlık hizmetidir."

Acaba Bill Gates neden kendi dünyasını ve zenginliğini inkar eden bu açıklamaları yapıyor?

Bütün yaşamını reddetme anlamına gelmiyor mu bu?

Demek ki dünyanın en zengin adamı olmak bile her şeyi çözmüyor. İnsan ruhunun satın alınamayan derinlikleri, malikanelerle, ofis binalarıyla, servetle, lüksle tatmin edilemiyor.

Onca şatafatın içinde bile, insan yüreğinin çığlığı patlayıveriyor bir gün.

***

Bill Gates'in bu davranışı bana iki büyük insanın, belki Gates'den daha da zor olan itiraflarını hatırlattı.

Nobel Edebiyat Ödülü'nü reddetme unvanını elinde bulunduran Jean-Paul Sartre "Açlıktan ölen bir çocuğun yanında benim bütün eserim ne ifade eder?" diye sormamış mıydı?

Bu namuslu filozof ve edebiyatçı, bu soruyla ömrünün birikimini suçlamıyor muydu?

***

Bir başka örnek de Tolstoy. Savaş ve Barış, Anna Karenina, Diriliş gibi başyapıtların yazarı olan Kont Tolstoy, uzun ömrünün son yıllarında eserlerini inkar etmişti. Hem de sadece kendisi değil, birçok yazar payını almıştı bu suçlamadan.

Tolstoy, dünya sanatının sahtekarlık yaptığını, insanlığa yardım etmediğini, kendi içinde bir oyun oynadığını düşünüyordu.

Ona göre Shakespeare de sahtekardı, Moliere de, Dante de!

Çünkü eserlerinde insanlığa yardım amacı gütmemişlerdi.

Büyük yazar bu karara vardıktan sonra iki rahibin hikayesini anlattığı, öğretici, bir anlamda insanlığa yardım edici kısa yapıtlara yöneldi.

Zaten Tolstoy'un huzursuzluğu bu görüşe varmasından yıllar önce başlamıştı.

Ailesinden kalan çiftlik arazisini köylülere dağıtmaktan tutun da, et yemeyi reddetmeye kadar birçok eylem uygulayarak "ruhun kurtuluşu"nu arıyordu.

Bir gün Yasnaya Polyana adlı çiftiğinin bahçesinde dostlarına bir öğle yemeği ziyafeti çekiyordu. Masadakiler, bir kişi hariç, etyemezdi. İştahla önlerine gelen sebze, tahıl ve meyveleri atıştırıyorlardı ki etyemez olmayan arkadaşları, kendi yemeğinin nerede olduğunu sordu. Çünkü onun önü boştu.

Tolstoy "İşte yemeğin burada!" diyerek masanın ayağına bağlanmış canlı bir tavuğu gösterdi.

"Hadi ye!"

***

Tolstoy ve Sartre, büyük kişiliklerin, insanlığın acıları karşısındaki çırpınışlarını yansıtıyorlardı. Sanatlarının dünyayı değiştirmeye yetmediğini görmenin derin hayal kırıklığıydı onları sarsan.

Madem dünya tarihi bunca güzel eserle, bunca görkemli yapıtla doluydu o zaman insanlar niye hala birbirlerine en ağır zulümleri uyguluyor ve hemcinslerinin bir bölümünü açlığa, sefalete, hastalığa mahkum ediyorlardı.

Bu sorunun cevabını verememeleri, kişiliklerine damgasını vuran derin bir huzursuzluğa dönüşmüştü.

Aynı itirafı, bir bilgasayar ve iş dahisinin yapması ilginç geldi doğrusu.

Demek ki Bill Gates'i deha seviyesine yükselten, sadece beyni değilmiş.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır