22 Ekim tarihinde ülke çapında sayım yapıldı. Vatandaş bir gün süreyle evlerine kapatıldı. Memurlar geldi, sorular sordu, cevaplar aldı, defterler dolduruldu. Daha sonra gazete ve televizyon haberlerinden öğrendiğimize göre, işin içinde bir sürü iş olmuş!.. Bazı beldeler ve küçük belediyeler nüfuslarını çok göstermek için, sahtekarlık yapmışlar. Sonunda da anormal bir sayı çıkmış...
İşte bütün bu spekülasyonlar devam ederken, binlerce sayım memuru unutulmuş... Unutuldugu nereden anlaşılıyor, tabii ki bana gelen mesajlardan... Bu görevlilerin çoğu sabahtan akşama kadar çalıştılar, üzerlerine düşen görevleri yaptılar. Ama biliyor musunuz, hala hak ettikleri yevmiyeyi alamadılar. Gerçi önemli bir para değil ama, hem yaptıkları işin karşılığı, hem de hakları... Üstelik bütçeden bu işi yapanlar için para da ayrılmış... Ama neden ödenmiyor bilemiyorum. Yoksa onlara da "Kemerleri sıkın, enflasyonu düşürüyoruz" mu?... diyorlar. Ben onu, bunu bilmem arkadaş... Ülkede devlete olan itimadın sarsılmaması lazım... Bu kadar ufak meselelerle bu itimat sarsılırsa, sonu hiç iyi olmaz... Yetkililer bir an önce sayım memurlarının hak ettikleri paraları ödesinler. Çok ayıp oluyor, çok...
Cumhur Aydın, Songül'ün parasını öde, yoksa karışmam haa...
Mecidiyeköy'de faaliyet gösteren Form İnşaat'ın sahibi Cumhur Aydın, anladığım kadarıyla çeşitli semtlerde inşaatlar yapıp, satıyorsun. Bu yaptığın inşaatların dairelerini pazarlama işini de gazetelere ilan verip, işe aldığın elemanlar sayesinde yapıyorsun. Gazetelere verdiğin ilanlar üzerine, Temmuz ayında sana iş için gelen Songül Gökmen'e 350 milyon maaş ve sattığı her daire başına prim vermek için anlaştın. Kızcağız 1 ay boyunca, Beylikdüzü Sevgi Kent projendeki evleri pazarlamak için, kapı kapı dolaşıp işini yapmaya çalıştı. Ancak maaş zamanı gelince, Songül ve diğer pazarlama elemanlarının eline 100'er milyon tutuşturup, kapıyı gösterdin. Kızcağız verdiğin parayı kabul etmeyip, neden parasının eksik olduğunu sana sormak istedi ama "Özel misafirim var" diyerek odana bile sokmadın...
Oh ne güzel!... Sen insanları maaş ve primle kandırıp, 1 ay çalıştır sonra da kapının önüne koy... Böylece bir kişiye vereceğin maaşı üç-beş kişiye verip, kar ettiğini sanıyorsun. Duyduğuma göre sen bu usulü adet edinmişsin... Yazıklar olsun senin gibi ticaret adamına!... İnsanları kandırıp, onların paralarının üstüne yatmak nerede görülmüş. Şimdi beni iyi dinle, Songül ve diğer insanların geri kalan paralarını hemen öde... Yoksa sana bırak daire sattırmayı bir tuğla bile sattırmam haberin olsun...