|
|
  
3 maçı görelim
Fener eski günlerine göre çok farklı. Burada hem takımın koşması, hem de Rapajç faktörü önemli. Peki bu Rapajç neden daha önce oynamadı? Bir ara Fener'den gitmeye de kalktı. Rapajç'in yerine bir takım oyuncular tercih edildi. Ve idmanlar sıklaşıp günde ikiye çıkınca, Fener'in kondisyonu artınca, herkes kendine bakmaya başlayınca, takım güçlenince nihayet Rapajç'in futbolculuğu ortaya çıktı. İstediği yere istediği topları mesafe gözetmeden atıyor. Futbolcunun kafasınaysa kafasına, ayağınaysa ayağına.
Artı bir özellik de, F.Bahçe frikiklerde çok tehlikeli olmaya başladı. Rapajç'in birçok maç kurtardığı bir gerçek. 18'in civarında özellikle de sağ tarafta Fener frikik kazanır topun başına da Rapajç geçerse, rakip kaleci ve defans paniğe kapılıyor.
Rapajç'i İtalya'da eski antrenörüm Capolla ve eski takım arkadaşım Sarti ile konuştum. Sarti, Avrupa'nın en iyi kalecisiydi. Inter'de Avrupa ve dünya şampiyonluğu yaşamıştı. İkisi de Rapajç'in iyi futbolcu olduğunu söylediler. Biraz gece hayatına düşkünmüş. Onun kontrolü de Mustafa Denizli'nin elinde.
Baliç'in tek işi gol değil
F.Bahçe çok iyi oynamaya ve becerili ataklar yapmaya başladı. Taraftarı coşturdu. Bilinçli ve yapılış bakımından fevkalade goller atıldı. Kaçan goller insanın içini parçalayacak türden. Çünkü o kadar güzel akınlar yapıldı ki... Mermi gibi vurulan şutlar direğin yanından gitti. Kaçan goller beceriksizlik değil, şansızlıktı. Çünkü güzel vuruşlar yapıldı. Baliç'in kaçırdığı gibi. Baliç gol atacak tabii ki. Ama futbolcu vardır, gol krallığına oynar, tek işi gol atmak olur. Baliç öyle değil. Sağa-sola kaçan, asist yapan, paslaşan bir adam.
F.Bahçe şimdi ne yaptığını bilen bir topluluk haline geldi. Doğru yolda mı, değil mi, önümüzdeki günler gösterecek. Çünkü zor maçlar başlıyor. G.Antep, Trabzon, G.Saray gibi güçlü, mücadele eden, maçı kendi lehine çevirebilecek bireysel yıldızlara sahip rakiplerle oynayacaklar.
Uyarılar işe yaramış
Bugüne kadar kötü oynayan, koşamayan, mücadele edemeyen F.Bahçe gitmiş, A.Gücü karşısında tamamen farklı bir takım gelmiş. Mustafa Denizli'yi, "Bu takım neden koşmuyor, güçsüz" diye tenkit ediyorduk. Şimdi tebrik ediyoruz. Mustafa'nın geçen hafta koyduğu teşhis çok önemliydi. "Kendinizi bırakın, takım için oynayın" diye sert biçimde uyarmıştı. O ana kadar herkes kendini göstermeye uğraşıyordu. Şimdi daha basitini hem de mükemmelini oynuyorlar. Hem seyirciye zevk veriyorlar, hem de kendileri zevk alıyorlar. Verdiğiniz pas işe yarıyorsa, pasınızda arkadaşınızın attığı şut direkte patlıyorsa tabii ki zevk alırsınız.
F.Bahçe'nin iyi yolda olduğu kesin, ama üç maçı beklemek gerekir. A.Gücü maçındaki futbol fevkalade idi. Ama defansın arkasında büyük boşluklar bıraktı Ankara ekibi. Her takım bunu verir mi? Fener de bu boşlukları çok iyi değerlendirdi, seri bir şekilde pozisyonlar buldu. Zaten en baştan itibaren dedik, "Fener koşarsa bazı işleri iyi, daha doğru yapacak" diye. Nitekim sadece doğrusunu değil, mükemmelini yaptılar.
|
 |
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|