kapat

31.10.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
banner
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
İPEK CEM(ipek.cem@sabah.com.tr )


AB sancısı

Biz Türkiye'de farklı bir AB sancısı çekeduralım, Birlik üyesi ülkeler Euro yüzünden zor durumdalar. ABD doları karşısındaki performansı giderek düşen Euro, Cuma günü 83 sentin altında, taban bir düzeyde kapandı.

Büyük umutlar...

1999'da büyük umutlarla yürürlüğe giren AB para birimi euro, topluluğun ekonomik 'birliği' için de vazgeçilmez bir 'ekonomik araç' olarak konumlandırıldı. Ancak evdeki hesabın çarşıya uyması zordu çünkü piyasalar arz-talep prensipleriyle çalışmaktaydı. Euro ise ABD dolarına oranla daha az talep edilmekte, daha az kullanılmakta ve güvenilmekteydi.

Bir önceki Fransa Cumhurbaşkanı Valeri Giscard d'Estaing'in geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklama ise, AB ekonomi kurmaylarını zor durumda bırakabilir. Euro'nun Ğbile bile- olması gereken düzeyin yüzde 10 fazlasından piyasaya sürülmesinden yakınan d'Estaing'in bu açıklaması mutlaka yankı bulacak. D'Estaing, bu kararın alınmasında, güçlü para birimi konusunda inat edenAlmanya'nın önemli rol oynadığını söylüyor. Hatırlanacağı üzere, Ocak 1999'da yürürlüğe giren euroya, ABD dolarıyla eş değer biçilmiştir.

Öte yandan, AB ekonomi kurmaylarından bazıları Ğözellikle de Almanya- Euro'nun düşük seyrinin, birliğin ekonomik gücünü yansıtmadığı görüşünde. AB Merkez Bankası Başkanı Duisenberg ise, son günlerde, 'piyasaya müdahale etmeyeceğiz' sözleriyle Euro'nun düşüşünü hızlandırdığı için 'ateş altında.'

Aslında uzun dönemde euronun pekçok faydası var. Öncelikle, ortak enflasyon beklentisi oluşturmak için önemli bir araç. Öte yandan, ortak para birimi, ortak sorumluluk anlamına gelir. Ulusal hükümetler Ğsiyasi gündemlerine ters düşse bile- AB üyeliğini sürdürmek için, bütçelerini belli bir disiplinde tutmak zorunda kalıyorlar. Ayrıca, Avrupa Para Birliği'ne dahil olan ülkelerde, döviz kuru riskinin ortadan kalkması, ekonomiye ivme kazandıran bir gelişme. Kısacası, euronun uzun dönemdeki artıları, kısa dönemdeki sancılarının önüne geçebilir. Ancak Para Birliği'ne dahil ülkelerin sayısı arttıkça, merkezi karar alma ve kontrol daha da zorlaşacaktır.

Demokratik merkeziyetçilik...
Türkiye 'özgürlükçü demokrasi' olgusuyla yeni yeni tanışadursun, üyelik yolunda olduğumuz AB 'demokratik merkeziyetçiliğe' geçiş yapmış durumda. Bizler, ekonomik rotamıza, IMF gibi çokuluslu ve tarafsız uzmanların 'pusula tutmasına' bile alışamıyoruz. Bu, bizimle AB arasında 'yaklaşım' anlamında büyük bir uçurum olduğunun kanıtı. Ne de olsa, AB ülkeleri, politik ve ekonomik konularda, diğer AB uluslaranın ortaklaşa aldığı kararlara uymak durumunda. AB üyeliğinin sorumluluk ve kısıtlamalarını, üye ülkeler bile yeni algılıyor. Bu toplumlar da, AB nezdinde alınan her karardan memnun değil. Biraz da bu yüzden, AB yönetiminin başını çektiği genişleme sürecine sıcak bakmıyorlar.

Türkiye ulusal kararlarını alırken 'tepeden inme' yaklaşımlar sergiliyor. Acaba Türkiye'yi yöneten siyasi zumre, kendi halkıyla bile paylaşmaktan çekindiği bazı karar mekanizmalarını, çokuluslu bir topluluğa devredebilir mi? Özelleştirmeden insan haklarına, çalışma yasasından sosyal güvenliğe 'tabu' konularını 'Avrupalı' gözüyle görebilir mi?

Demokrasi olduğumuzu sürekli kendimize hatırlatmak zorunda kaldığımız bir ülkede, bu sorulara verilecek cevap şöyle olabilir: 'Orta kötülükte bir ihtimalle, kesinlikle hayır'; iyi ihtimalle ise 'zor ama imkansız değil.'

Arzu ederseniz biz yine de pembe gözlük takalım. 'AB üyeliği zor, ama imkansız değil' diyelim.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır