- Motorlu Taşıtlar Vergisi,
- Taşıt Alım Vergisi
her yıl itibariyle, yeniden değerleme oranının, yüzde 50 fazlasını geçmeyecek ya da yüzde 50'sinden az olmayacak şekilde yeniden belirlenebilecek. Buna ilave olarak, Bakanlar Kurulu'na bir yetki daha veriliyor. Bu yetki ile de, yukarıdaki şekilde belirlenen Motorlu Taşıtlar ve Taşıt Alım Vergilerini, Bakanlar Kurulu 20 katına kadar artırabilecek.
Hemen belirtelim, Bakanlar Kurulu bu yetkisini;
- Taşıtların teknik özelliklerine,
- Kullandıkları yakıt türlerine,
- Taşıtların kullanım amaçlarına,
göre ayrı ayrı kullanabileceği gibi, vergi tutarını topluca 20 katına kadar artırabilecek.
Tasarı, Bakanlar Kurulu'na, Ek Taşıt Alım Vergisi oranını yüzde 36'ya kadar artırma yetkisi veriyor.
Bu tasarı aynen yasalaşırsa ve Bakanlar Kurulu'da verilen yetkiyi 2001 yılında, 20 kat artırma şeklinde kullanırsa;
- Şu anda en düşük Motorlu Taşıtlar Vergisi olan 1 yaşında ve 950 kg'nin altındaki aracın 36 milyon 530 bin liralık vergisi, 1 milyar 315 milyon lira olabilecek. Yine bir yaşındaki birinci derece lüks bir otomobilin 1 milyar 115 milyon lira olan vergisi, 40 milyar 160 milyon TL. olabilecek.
- Örnekteki ilk aracın yani 950 kg'nin altındaki aracın şu anda 333 milyon lira olan Taşıt Alım Vergisi ise, 12 milyar liraya, ikinci aracın da şu anda yaklaşık 4 milyar lira olan Taşıt Alım Vergisi, 144 milyar liraya çıkabilecek...
Avrupa Birliği üyesi ülkelerle kıyasladığımızda, taşıt vergilerinin en yüksek olduğu ülkeler arasındayız. AB'ye geçiş sürecinde, bu nokta da son derece önemli.
Geçen yıl bu zamanlar, otomotiv sektörünün, vergi azaltılması yoluyla nasıl canlandırılabileceği düşünülürken, şimdi kafaları karıştırabilecek bir yetki yasası çıkartılmak istenilmesi, sektörde sıkıntı yaratabilecektir. Şu anda Devletin, satılan bir otomobilden, çeşitli adlar altında, araç bedelinin en az yüzde 50'si, en fazla da yüzde 80'i oranında vergi geliri var. Bu iyi bir gelir.
Geliri daha çok artıralım düşüncesiyle, Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan da olmayalım...