İlginç ve hareketli bir Kasım ayı bekliyor bizi.. AB ile ilişkilerde yol haritası önümüze konacak.. Bu haritanın her yolundan memnun olmayabiliriz..
Ama, bu belge hazırlanırken, Türkiye'nin bu aşamadaki hassasiyetlerine dikkat edildiği, belgenin hazırlanmasının bütün aşamalarında aktif görev alan bir batılı büyükelçi tarafından, bize açıkça söylendi..
Bir de soru sordular bize:
"Tam bu rapor ortaya çıkmak üzere iken, Sema Pişkinsüt'ün görevden alınmasında yapılan zamanlama hatasını, kimse görmüyor mu Ankara'da?"
Ne diyelim? Siz olsanız ne derdiniz?
Sonra bir başka konuya daha dikkatimizi çektiler. Dediler ki:
"Bu, nihayetinde Komisyon'un hazırladığı bir belge.. Liderlerin önüne gelince, bazıları, bazı noktalarda değişiklik isteyebilirler.. Bazı eklemeler yapmak isteyebilirler.. Şimdiden görünen bir sorun yok.. Oylamada da bir sorun çıkacağını sanmıyoruz.. Ama yine de hazırlıklı olun.."
Doğru.. Hazırlıklı olmamız lazım..
Ancak, gemileri yakıp, köprüleri atma türünde bir hazırlıktan söz etmiyoruz.. Sağduyulu, sakin ve olası sürprizlere karşı ne yapacağını bilen bir hazırlıktan söz ediyoruz..
Mesut Yılmaz'dan, önüne ne gelirse gelsin, iyice değerlendirme yapmadan yorumda bulunmamasını bekliyoruz..
Türkiye'deki siyasi partilerin de, konuyu iç politik amaçlarla istismar etmemesi lazim.. Çünkü. AB konusu, Türkiye için, iç politik hesaplaşmalara alet edilmemesi gereken, bir büyük adımdır..
Hiç şüphesiz, aklı başında herkes, AB üyesi olan ülkelerin egemenliklerinin bazılarını ortak yönetime devrettiğini görüyor ve biliyor.. Buna da "hazırlık yapmamız" lazım..
Hangilerini ve ne kadarını devredeceğiz?
Ankara'nın üzerinde çalışması gereken bir soru da bu..
Türkiye, bu ve tam üyelik yolundaki diğer soruların cevaplarını AB'ye ne kadar erken verebilirse, o kadar zaman kazanacaktır..
AB yolu tabii ki uzun ve iniş çıkışlı bir yol olacaktır.. Ama bütün kurumlarımızla bu yola çıkanlara destek verirsek, engelleri daha çabuk aşacağımız da ortada..
TESEV'in, "Yolsuzluk Sorunu" konulu, Türkiye için son derece kapsamlı ve önemli araştırmasının startı bugün Boğaziçi Üniversite'sinde veriliyor. İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, kendisinin de desteklediği bu araştırma konusunda, bir de konuşma yapacak..
Bu araştırmanın sonuçları, yolsuzluk hastalığının kökenlerine inilmesi ve kamu kesiminin yeniden yapılanması konusunda son derece etkin rol oynayabilir.. Teşhis konulduktan sonra, Türkiye artık bu hastalığı tedavi edecektir.. Etmek zorundadır..
Ülkemizin, hemen her alanda bugünkü tablosu, AB üyeliğinin önünde birer önemli engeldir.. O kadar çok şeyimizi değiştirmek zorundayız ki.. Hala üstü açık dolaşan kamyonlarımızı bile..
Bu haftaya tebessümle başlamanız dileğiyle size küçük bir fıkra:
Amerika'da bir operatör doktor, bir mimar ve bir politikacı buluşup tartışmaya başlarlar.. Tartışmanın konusu, hangisinin mesleğinin en eski meslek olduğuna ilişkindir.
Operatör doktor şöyle der:
"Havva, Adem'in kaburga kemiğinden yapıldığına göre, bu bir ameliyata benziyor. Bu nedenle benim meslek en eskisi.."
Mimar buna cevap verir:
"Ama Adem ile Havva'ya gelene kadar bar kaos vardı. Bu düzeltildi.. Mimari bir düzen geldi dünyaya.. En eski meslek mimarlık.."
Politikacı güler:
"Arkadaşlar.. Adam'den de düzenden de önce bir kaos vardı. Bu kaosu da birileri yarattı herhalde.."
Tüm okurlarımıza iyi hafta sonları diliyoruz..