Bu görev hem patronum, dostum ve meslekdaşım olarak 40 yıldır çok yakından bildiğim Dinç Bilgin'e olan borcum, hem de beni bulunduğum yere getiren siz okurlarıma sorumluluğumdur.
Dinç Bilgin'in sahibi olduğu Etibank, bazı şanssızlıkların ve özellikle de ekonomik şartların etkisiyle, bankacılık otoritesinin müdahale etmesini gerektirecek bir duruma gelerek Fon'a devredildi.
Bu gelişme, bir yandan yayın alanındaki rakiplerimiz, bir yandan da ideolojik muhaliflerimiz tarafından SABAH gibi bir kalenin düşürülmesini sağlayacak fitnenin malzemesi sayıldı ve ahlâki yozlaşmanın tiksindirici örnekleriyle üstüne saldırıldı.
Dinç Bilgin daha ilk günden bankaya olan borçlarını son kuruşuna kadar ödeyeceğini kamuoyuna açıkladı.
Bu, üç kuşak gazeteci bir ailenin en güvenilir serveti olan şerefi ile mühürlenmiş bir senettir.
Dediğini mutlaka yapacak, kışkançlık ve düşmanlık nedeniyle ona kara çalmak isteyenler ellerinin karasıyla kalacaklardır.
Buna inanıyorum.
Çünkü onu, aklı, iş yeteneği ve meslek namusu ile en iyi bilen kişi benim.
Evet, bir gazetecinin gazetecilik dışındaki alanlara açılması belki hataydı.
Ama Dinç Bilgin'in, daha zengin olmak için değil, sektördeki rekabetin bir mecburiyeti olduğuna inandırıldığı için banka almayı kabul ettiğini biliyorum.
Banka ve para gücüne sahip hale gelmiş rakiplerin bu silâhtan mahrum kalmış SABAH'a karşı haksız rekabet yürütecekleri korkusu, yani yayın bağımsızlığını koruma kaygusu onu bu işe sürükledi.
Şerden hayır..
Bu işten ekonomik şartlar nedeniyle zararlı çıktık. Bedelini de ödedik.
Dinç Bilgin bu badireyi atlatacaktır.
Bu kötü tecrübe, bizi bütün enerjimizle yayıncılık alanında yoğunlaşmamızı sağlamak gibi bir hayra hizmet edecektir.
Bu iddiayı güvenle sahipleniyorum..
Çünkü Dinç Bilgin, ben bu sütunda iktidarlara muhalefet ederken hiç elimi tutmamış bir patrondur.
Türkiye, devletin yasalardan daha güçlü olduğu bir ülke. Buna rağmen burada doğru bildiğim her şeyi yazarken hükümetlerden kaynaklanacak siyasi cezalandırma ihtimallerini bana hiç hatırlatmamıştır.
Yüz beş yıllık aile mirası gazetecilik, bu mücadelede de yol göstericisi olacaktır.
Üç yıl önce bankamız yoktu. SABAH böyle doğdu ve öyle büyüdü. Bugün de bankamız yok.
Ama SABAH hep olacak.