kapat

18.10.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
banner
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim
CAN DÜNDAR(cdundar@sabah.com.tr )


Bir kriz nasıl çözüldü?

Bir "konser krizi"nden söz edeceğim bugün sizlere...

Sıradan bir sanat etkinliğinin nasıl bir gerginliğe yol açabildiğini gösteren bir örnek bu... Ama daha önemlisi, Güneydoğu'da tam da "savaş hali"nden "barış hali"ne geçilirken bazı yerel güç odaklarının nasıl merkezi otoriteye rağmen "devlet içinde devlet" gibi davrandıklarını ve normalleşmeye ayak dirediklerini gösteren çok somut bir örnek...

İşte Hakkari'deki "Ferhat Tunç konseri kirizi"nin saat saat öyküsü:

***

Cumartesi 16.00:
İstanbul-Hakkari kültür köprüsü etkinliği için 100'e yakın konukla Hakkariye'ye geldik. Herkesin sorduğu tek soru var: "Ferhat Tunç konseri yapılacak mı?" Ferhat Tunç, Zaza bir türkücü. İsmi, Güneydoğu'da bir efsane adeta.... 2 yıl öncesine kadar bölgede konser vermesi yasaktı. Ancak PKK çekildikten sonra kapılar aralandı, Diyarbakır'da, Tunceli'de, Batman'da konserler verdi. Hiçbir olay da çıkmadı. Hakkarililer heyecanla bu konseri bekliyor.

Cumartesi 17.00:
Vilayetin konseri iptal edeceği haberi geliyor. Bu haber üzerine Vali'ye ulaşılmaya çalışılıyor. Vali, Hakkari tarihinin bu ilk kültür etkinliğinde şehirde yok. Üstelik Emniyet Müdürü ve Alay Komutanı da yok. Emniyet Müdür Yardımcısı şenliği düzenleyen eliyle bozkurt işareti yaparak karşılıyor ve açık konuşuyor: "Ben MHP'liyim. Aslında burada böyle işler olmaz ama, oldu bir kere..." Ardından Vali Yardımcısı, organizatörleri kumar masasında kabul ediyor ve oyun kağıtlarından başını bile kaldırmadan geri gönderiyor. Bunun üzerine heyette bulunan eski Kültür Bakanı CHP'li Ercan Karakaş, Devlet Bakanı Hüsümettin Özkan'ı arıyor, "Konser iptalinin yaratabileceği gerginliği" anlatıyor. Özkan, "Merak etmeyin hallederim" diyor.

Cumhuriyet'ten Oral Çalışlar da İçişleri Bakanı Tantan'tan söz alıyor: "Konser yapılacak."

***

Pazar öğleyin:
Ferhat Tunç, rutin kimlik kontrollerinden geçip Hakkari'ye ulaşıyor ve coşkuyla karşılanıyor. Etkinlikler hiçbir taşkınlık olmaksızın neşe içinde sürüyor.

Pazar 19.00:
Hakkarililer konserin verileceği spor salonunu saatler öncesinden doldurmuş durumdalar. Salonda 3 bin, dışarıda 5 bin kişi var. Konsere 1 saat kala Valiliğin yasak kararı geliyor: Yasak gerekçesi; "güvenlik sorunu..." Birilerinin Ankara'yı yasaklama konusunda ikna ettiği anlaşılıyor.

Pazar 19.15:
Bütün konuklar Şenler Oteli'nde gergin bir bekleyiş içindeler. Oral Çalışlar yeniden Tantan'la görüşüyor: "Ferhat Tunç'la ilgili hassasiyet var. Siz bana yardımcı olun" diyor Tantan... Çalışlar, şehirde hiçbir gerginlik yaşanmadığını, etkinliklerin büyük olgunlukla devam ettiğini, asıl konser olmazsa bir gerginlik yaşanacağını, bazı Emniyet yetkililerini niyetinin de bu olduğunu söylüyor, "Lütfen bu provokasyona gelmeyin" diyor Tantan'a...

Pazar 19.30:
Konsere yarım saat kala konuklar otelde durumu değerlendiriyorlar. Tantan'ın, Vali'ye söz geçiremeyeceği anlaşılıyor. Polis salon dışındakileri copluyor. Gerginlik büyüyor. İki yol var: "Konser için bastırmak ya da iptal edildiğini ilan etmek." Herkes sağduyu gerekliliğini vurguluyor. Ferhat Tunç, "Keşke gelmeseydim. Bu barışçıl girişimin kesintiye uğramaması benim konserimden daha önemli" diyor. Karar: "Salondakileri tahrik etmemek için popüler simalar salona gitmeyecek ve HADEP'li belediye yetkilileri salona konserin iptal edildiğini bildirip kararı olgunlukla karşılamalarını isteyecek." Az sonra Işıl Özgentürk yazı yazdığı sessiz köşede telsizle rapor veren sivil polisini sesini duyuyor: "Tamam amirim, konsere gitmiyorlar."

Pazar 20.00:
"Ferhat Tunç... Ferhat Tunç..." temposuyla inleyen salona, tepkiyi önlemek için "Konser yarın yapılacak" deniliyor. İzleyiciler büyük olgunlukla dağılıyor. İstanbul'da olsa kıyamet kaparabilecek bir durum sağduyuyla aşılıyor.

Pazar 21.00:
Heyettekiler bozuk bir moralle yemeğe gidiyorlar. O sırada heyete ANAP milletvekili Haşim Haşimi katılıyor. Haşimi, olup biteni öğrenince Mesut Yılmaz'ı arayıp durumu anlatıyor. Yılmaz, "Sabahı bekle. Ben çözerim" diyor.

***

Pazartesi 10.00:
Sabah Mesut Yılmaz'ın müjdesi ulaşıyor Hakkari'ye: "Konseri yapabilirsiniz". Lakin hem Ferhat Tunç, hem de ses tesisatı gittiği için artık çok geç. Konser Cuma gününe ve stadyuma alınıyor.

Şimdi Hakkari heyecanla Cuma'yı bekliyor.
Artık kimsenin kuşkusu yok: Bölgede hayat normale dönecek. Ancak belli ki yıllar yılı çatışmanın rantını yiyenler ve kendini devlet sananlarla başetmek biraz daha vakit alacak.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır