kapat

18.10.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
banner
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim
Önce Samsun'a çıkacağım
ABD'nin yeni Büyükelçisi Robert Pearson, Türkiye gezilerine Samsun'dan başlayacak. Pearson, "Mustafa Kemal Atatürk'e duyduğumuz saygı ve şerefin altını çizmek için ilk gezimi Samsun'a yapmaya karar verdim" diyor

Amerika Birleşik Devletleri'nin yeni Ankara Büyükelçisi Robert Pearson 21 Eylül 2000 tarihinde görevine alışılmadık ölçüde sevimsiz bir başlangıç yaptı. Amerikan Temsilciler Meclisi'nin bir alt komitesi, Ermeni soykırımı iddialarını bir yasa tasarısı haline getirmeye karar vermiş, üst komisyona yollamıştı. Avrupa güvenlik politikaları konusunda ABD Dışişlerinin en yetkin uzmanlarından olan Pearson, nezaket ziyareti için gittiği her bakandan tepki aldı, defalarca Dışişleri'ne çağrıldı.

ABD YÖNETİMİ NE DİYOR?
SABAH aracılığıyla Türk kamuoyuna yaptığı ilk açıklamada Ermeni tasarısı sorununu ABD yönetimi açısından şöyle değerlendiriyor: "Türk liderler, bunun Türk-Amerikan ilişkileri üzerinde çok ciddi etkileri olacağını söylüyorlar, ben de onların sözünü ciddiye alıyorum. Bu tasarıya şiddetle karşı çıktık. Bize göre, ilişkileri yıpratıcıdır. Bu konunun tarih uzmanlarına bırakılması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye'nin doğusunda, Dağlık Karabağ'da serinkanlı çözümler bulma şansımızı azaltıcıdır. Dolayısıyla pek çok farklı nedenle, pürüzsüz yürüyen Türk-Amerikan ilişkileriyle çatışmıştır."

"Ama" diye ekliyor Pearson, "Sanıyorum hep aklımızda tutmamız gereken şey bir çerçeve: Bu çerçevede yalnızca iyi müttefikliğimiz değil, uzun zamandır devam eden iyi bir dostluğumuz da var. İşbirliğimizin her zaman başarıyla sonuçlandığını gördük. Türkiye Ortadoğu'da önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye ve ABD, Kafkaslar'daki petrol ve gaz koridorlarının dünyaya açılmasında birlikte ve çok çalışıyorlar. Kararın ne olacağını bilemem. Ama umuyorum, uzun yıllardır süren işbirliği çerçevemizi koruyabiliriz."

SAMSUN VE 1919 RUHU
Büyükelçi, görevinin başında daha bir ayı doldurmadan bugün ĞAnkara ve İstanbul dışında- Türkiye gezilerine Samsun'dan başlıyor.

*Geçmişte bazı Amerikan büyükelçileri, önceliği güneydoğu gezilerine vermekle eleştirilmişlerdi. Başka bir şeyleri çağrıştırıyordu. Neden Samsun?

HER YANA GİDECEĞİM
- Türkiye'nin her yanına gitmeyi planlıyorum. Ama Türkiye'ye gelmeye hazırlanırken, şimdiye dek hiçbir Amerikan büyükelçisinin, Ankara ve İstanbul dışında ilk gezisini Türkiye'nin bağımsızlık savaşıyla ve Atatürk'ün hayatıyla bu kadar özdeşleşmiş bir yere yapmamış olduğunu fark ettim. Dolayısıyla, Samsun'a giderek Mustafa Kemal Atatürk'e duyduğumuz saygı ve şerefin altını çizmek için ilk gezimi Samsun'a yapmaya karar verdim. Böylece aynı zamanda, Türk insanının gelecek yüzyılın hedefleriyle başa çıkmak için gerekli olanak ve yeteneğe sahip bulunduğuna olan inancımızın da altını çizmek istedim.

* Yani 1919'la bugün arasında bir paralellik mi görüyorsunuz?
- Evet. Tabii bu kez hedefler aynı değil. Daha geniş bir ölçekte, Avrupa Birliği'yle nasıl bütünleşmeli, Güneydoğu Avrupa'daki güvenlik konularıyla nasıl başa çıkmalı,Ortadoğu'nun sorunlarıyla, Orta Asya'daki yeni açılımlarla nasıl başa çıkmalı, dünya ticaret sistemine nasıl dahil olmalı gibi hedefler. İçeride de ekonomik büyümeyi nasıl sürdürmeli, enerji kaynaklarını nasıl geliştirmeli, konuştuğum genç kız ve erkeklerin arzuladığı modern Türk devletine nasıl ulaşılmalı ve demokratik reformları nasıl daha ileri taşımalı gibi hedefler var. Dışarıdan bakan bir gözlemci için bu müthiş bir hedefler listesi. Bazı insanların bu hedeflere ulaşılmasının çok zor olduğunu söylediğine de rastladım. Ama Samsun'a giderek Amerikan usulü vermek istediğim mesaj, bizim Türkiye'de bütün bu zorlukları aşacak imkanları, yetenekleri gördüğümüze inandığımızdır.

* AB'ye üyeliğin, Türkiye'nin bu yüzyıldaki en büyük hedeflerinden biri olduğunu söylediniz. Türkiye-AB ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

MÜKEMMEL GEREKÇELER
- Türkiye için Avrupa Birliği üyesi olmanın çok doğal bir ilişki biçimi olduğuna inanıyorum. Türkiye'nin güvenliği, Türkiye'nin Avrupa'daki kültür mirası, ekonomik çıkarları, Türkiye'nin yüksek eğitim düzeyi ve karmaşık ekonomi sektörlerinde iş yapabilme yeteneği, Türkiye'nin laik demokratik yapısı, NATO üyeliği, bütün bunlar Avrupa Birliği'nde bir yeri olması için mükemmel gerekçeler.

* Türkiye'nin AB üyeliği süreci, Türk-ABD ilişkilerini ne yönde etkiler?

- Türkiye'nin Avrupa Birliği ile bütünleşmesinin, Türk şirketlerin Avrupa'daki ve Amerika'daki rekabet güçlerini artıracağına inanıyorum. Böyle bir durumda, Amerikan şirketleri üzerindeki rekabet baskısı artacaktır. Ama bu, sonuçta herkesin yararına olacaktır.

AMERİKAN ŞİRKETLERİ BEKLİYOR
Türkiye ilk 10'a girebilir

- Sürmekte olan reform programından geçen olan Türk ekonomisinin geleceğine büyük bir ilgi var. Bu programın başarıya ulaşması durumunda Ğki biz de bunu umuyoruz- Türk ekonomisine yeni ve ciddi yatırımlar yapacağını söyleyen pek çok Amerikan şirketi var.

- HALEN biz de, bu şirketler de Türkiye'de, ekonomik reformlar, ekonomik gelişme, düşen enflasyon oranı, artan gelirler, bankacılık, sosyal güvenlik sektörlerindeki reformlar, anlamında neler yapıldığını anlamaya çalışıyoruz. Gelişme sağlandıkça ilginin arttığını göreceksiniz.

- TÜRKİYE dünyanın 16'ncı büyük ekonomisi. OECD ülkeleri arasında son 10 yılda en yüksek büyüme oranına sahip. Bu reformlarla büyüme hızı giderek artabilir ve dünya ekonomileri arasında ilk 10'a yükselebilir. Ama her şey, sadece hükümet değil, Türkiye'nin ne yapacağına bağlı. Bu Türkiye'nin yeteneğini kanıtlayacağı bir proje.

MURAT YETKİN


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır