Bu sayfada 6 Aralık 1999 enflasyonu düşürme programı için "Bu kez olacak gibi" 9 Aralık 1999'da da "Tüketim artacak" başlıklı yazılar yazmıştım. 5 Mayıs 2000'de ise büyüme oranının yüzde 7 olacağı tahmininde bulunmuştum. Her üç öngörü de büyük ölçüde gerçekleşti. Bugün için ise "Bu kez muhakkak olacak" ve "Yatırımlar artacak" öngörülerini yapmak mükün. Enflasyonun yıl sonunda tüketici fiyatları ile yüzde 35, toptan eşyada ise yüzde 31 dolayına ineceği artık kesin gibi... 2001 yılı Mart ayı sonunda ise TÜFE'de yüzde 26'lık, TEFE'de yüzde 21'lik oranlar önümüze gelebilecek. TEFE enflasyonunun önümüzdeki 5.5 ay içinde yüzde 44'ten yüzde 20 eşiğine gerilemesi ekonomik tabloda şu önemli değişiklikleri yaratacak.
* Ekim sonunda yüzde 40 dolayında bir enflasyondan sonra kasım sonunda yüzde 37.5'in gerçekleşmesi, yerli sermayenin yatırımlarına hız verecek.
* Aralık sonunda ulaşılacak yüzde 31'lik bir oran yabancı sermayenin portföy yatırımlarının borsaya ve para piyasasına yönelmesini hızlandıracak.
* 2000'in ilk çeyreğinde enflasyondaki düşüşün sürmesi ve mart ayı sonunda yıllık büyümenin yüzde 7'nin üstünde açıklanması, "bahar havası" yaratacak.
*Yaza doğru enflasyonun yüzde 20'nin altını görmesi yabancı sermayenin doğrudan yatırımlarının yavaş da olsa artmasını sağlayacak.
* Büyümenin sürmesi ile artan vergi gelirleri, ancak 2001'in ikinci yarısından sonra katsayı artışının, enflasyon oranının üstünde tutulması yolunu açacak.
* Döviz mevduat hesaplarının liraya çevrilmesi süreci için ise 2002'yi beklemek gerekecek. Tasarruf sahiplerinin düşüncesinin değişmesi kolay değil.
* Önemli bir aksilik olmadığı takdirde gelecek yılın eylül ayı sonunda TEFE'de yüzde 13'lük TÜFE'de yüzde 14'lük oranlar hiç de sürpriz olmayacak.
2001'de de yüksek sayılabilecek bir büyüme gerçekleştirme ihtimali epey yüksek. Enflasyonu belirleyecek faktörlere şöyle bir göz attığımızda bu iyimser tahminleri destekleyen bir tablo karşımıza çıkıyor:
* Halen 2.25 olan dolar/mark ve 0.85 olan dolar/euro paritesi için yapılan tahminlerde dip noktasının 2.40 ve 0.75 olduğu görülüyor. Mark ve euronun güçlenme ihtimali de var. Gelecek yıl doların değer kazanma oranı, bu yılın altında kalacak.
* Dünya ham petrol fiyatlarının 159 litrelik bir varil için 35 doların üstüne çıkma ihtimali yüksek değil.
* Tarımsal üretimde artış beklentisi yok. Özellikle mart ve eylülde enflasyonist baskı biraz ağır olabilir.
* 2000'de büyüme oranının yükselmesi mal-hizmet arzını artırarak, talebin fiyatları artırmasını önledi. 2001'de büyüme ivmesinin devam etmesi durgunluk içinde enflasyon sendromunu önleyecek.
* İş dünyasının uygulanan politikaya güveni 2001 Temmuz'unda uygulanacak yeni kur sistemi parite değişikliklerinin olumsuz etkisini azaltacak.
* Komşu ülkelerdeki bir krizin Türkiye'ye bulaşması ihtimaline karşı ise IMF, programa bir çıkış noktası monte etti.
* Cari işlemler açığının azalma eğilimine girmesi, yatırım iklimini ılımanlaştıracak.
Tüm bunlara, eğitim, nüfus ve iç göçteki olumlu gidiş de eklendiğinde, Türkiye'nin en az 5-6 yıl sürecek bir hızlı büyüme dönemine girme ihtimalinin yükseldiği söylenebilir. Ancak hükümet, çekilen fedakarlığın, yoksullaşmanın ve gösterilen sabrın ödülünün ne olacağını iş dünyasına ve geniş kitlelere anlatamıyor. Ayrıca sanayici ve işadamlarının, yeni yatırım döneminde, iplik-gıda gibi alanlar dışında modern sektörlere yönelme cesaretini bulmaları gerekiyor.
FARUK TÜRKOĞLU