Gerek Özelleştirme Yüksek Kurulu gerekse Yüksek Planlama Kurulu'nun, resmi açıklamalar dışındaki bölümünde oldukça çarpıcı konuşmalar yapıldı. Gelin, perdeyi aralayalım ve bu iki toplantıdaki açıklamalara kısaca bir gözatalım.

İlk konumuz Türk Telekom. 11 Ekim'deki ÖYK toplantısındayız. Söz, Özelleştirme İdaresi Başkanı Uğur Bayar'da. Bayar, önce dünyadaki telekom şirketleri arasındaki işbirliklerini anlatıyor uzun uzun. Ardından Telekom ihalesinin yerli ve yabancı yatırımcılara verilecek mesaj bakımından çok önemli olduğunu, yüzde 29 blok satış, yüzde 5 halka arz modeli ile ikinci kez başarısızlık yaşanması riski bulunduğunu vurguluyor. Bayar, "Bakanlar Kurulu'nun yetkisindeki yüzde 34 hisse yönetim hakkıyla birlikte blok satılabilir. Ondan sonra istenirse kalan yüzde 66'nın tamamı halka arzedilebilir" görüşünü savunuyor. Bunun üzerine Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, "Eğer en yüksek geliri elde edeceksek en geniş hisseyi yönetim hakkıyla devredelim" diyor ve Telekom özelleştirmesindeki en büyük engel aşılıyor, piyasalar rahatlıyor.

Ardından, kamu bankaları ele alınıyor. Bürokratlar, "Kamu bankaları özelleştirme programına alınsın. Bu arada KİT statüsünden çıkarılsın. Gerisini bize bırakın" demeye getiriyorlar. Başbakan Bülent Ecevit, "Bunun için yasa gerekiyor mu?" diye soruyor. Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz ise esprili bir şekilde, "Tersi için yasa gerekiyor" diyor. Böylece, kamu bankalarının satışının Özelleştirme İdaresi kanalı ile yapılabileceği görülüyor ve ilke kararına bağlanıyor.

Bu kez 12 Ekim'deki YPK'dayız. Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp etkili bir konuşma yapıyor ve şu tabloyu çiziyor:

"2001 yılı programın en kritik yılı. Zor bir bütçe hazırlandı. Ancak bütçenin gelir ve gider kalemlerinde neler yapılacağı aynı anda iç ve dış kamuoyuna açıklanarak, kararlılık mesajı verilmesi çok önemli. 2000 yılında sağlanan faiz tasarrufu korunarak, iç borcun yüzde 75'i oranında borçlanma politikasına devam edilecek."

Söz sırası, Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'de. Erçel, Türkiye'nin itibarına değinerek, değerlendirmesini şöyle özetliyor:

"Yapısal reformlarla programın sürdürüleceği mesajı kredibiliteyi olumlu etkiler. ÖYK'da alınan kararların etkisi 24 saatte hissedildi. Faizler 2.5 puan indi, borsa yükseldi. 2001 yılında dış etkilerin, dolar/euro paritesi ve hampetrol fiyatları açısından fazlaca değişmeyeceğini tahmin ediyoruz."