|
|
AHMET VARDAR(avardar@sabah.com.tr
)
|
  
İDO'yu da kendimize benzetmeyelim...
Kurulduğundan beri sürat, konfor ve disiplini ile tanınan İDO-İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmesi'nden şikayetler gelmeye başladı. Hani "Ağaç yaşken eğrilir" diye bir söz vardır. Ben de bu İDO henüz gençken, dejenere olmasın, vatandaşa gösterdiği saygıyı kaybetmesin, görev bilincini yitirmesin ve daha da doğrusu zaman aşımına uğrayıp, bozulmasın diye uyarılar yapmak lüzumunu hissediyorum.
Neydi o ilk zamanlar deniz otobüslerine bindiğimizde gördüğümüz temizlik, personel kalitesi ve hizmet... Otobüslerden birine ilk bindiğinimde, "İşte İstanbullulara yakışan bir vasıta..." demiştim. Gel gelelim işler zamanla bozulmaya ve şikayetler gelmeye başladı. İşte bu yüzdendir ki işletme uyarılmayı hak etti.
Evet ilk olarak, Adalara sefer yapan deniz otobüslerinden şikayet var. Geçenlerde 450 kişilik tekneye 600 kişi sıkıştırılmış. Birkaç kişi mırın-kırın ettiyse de, diğer vatandaşlarımız koyun misali seslerini çıkarmadan yolculuk yapmışlar. Yolcular adeta gaz odasına girmiş gibi olmuşlar. Yapılan şikayetler ise, merkeze iletildi mi, iletilmedi mi bilmiyorum. Ama bana kadar geldiğine göre, durum vahim... Maksimum kapasitesi 449 kişi olan gemiye Allah korusun birşey olsa, o fazladan bindirilen yolcular nasıl kurtarılacaktı?... Bunu kimse düşünmüyor. Ayrıca yolcuların şikayette bulunabilmesi için verilen telefon numaralarından da hiçbir yetkili çıkmıyor. İşte ufak, yumuşak ve insancıl bir uyarı... İDO Yetkilileri, şöyle bir silkinip, kendinize gelin ve ilk günlerdeki gibi olun... Şimdilik bu kadar...
Böyle bir olay hiçbir zaman örtbas edilmemeli...
Üstü kapalı olarak yazacağım bir olay var. Karşı tarafta olan Üsküdar-Burhan Felek Lisesi'nde geçenlerde bir olay oldu. Aldığım bilgilere göre, taciz eden değil de tacize uğrayan öğrenci okka altına gitti. Olay meydana geldikten sonra okul müdürü, müdür yardımcısı ve daha sonra kendisine şikayette bulunulan Üsküdar Kaymakamı ve Milli Eğitim Müdürü, durumu örtbas ettiler. Sırf başlarına bir dert, bir bela gelmesin diye...
Aslında işin kolayı bu... Ama ben isterdim ki bahsettiğim yetkililer, o küçük kızın ifadesini doğru, dürüst alıp, suçlu kim ise ortaya çıkarsınlar. Ne yazık ki şu anda tacize uğrayan öğrenci kız suçlu durumda... Hem okula gidemiyor, hem de tastiknamesi verilmediğinden başka bir okula da naklini yapamıyor. Halbuki bu kızcağızın anası zaten zor geçinen bir insan... Kocasından ayrı, hatta hatta kızını devlet, yetiştirme yurdunda büyütmüş. Yani o da devletin yetiştirdiği bir çocuk...
Bakın sizleri uyarıyorum, böyle olayları örtbas edip de rahata erişeceğinizi sanıyorsanız, aldanıyorsunuz. Hele hele nasılsa kimsesiz, sesini duyuramaz diyorsanız daha da büyük bir ayıp ediyorsunuz. Çünkü biz bu kimsesizlerin seslerini duyurmakla mükellefiz.
|
 |
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|