


Tam zamanıdır
Avrupa Birliği yolunda en önemli devreye girerken, Ankara'da ne oturuyorsunuz, sayın milletvekilleri?..
Çıkın Avrupa'ya...
Dağılın dört bir yana...
Yabancı meslektaşlarınızı etkileyecek insanlar var içinizde...
Gidin, konuşun, anlatın...
Yetişebildiğiniz bütün dallara uzanın.
İşadamları... Sanayiciler... Bankacılar... Bürokratlar...
Bu kadar çevreniz var. Birikiminiz var. Deneyiminiz var... Dağılın Avrupa'ya.
Turizmciler... Müteahhitler... Hariciyeciler... Dahiliyeciler...
Çıkın, gidin, konuşun.
Spor adamları...
Sanatçılar... Gazeteciler...
Ressamlar... Müzisyenler.
Gidin, tartışın...
Konuşabileceğiniz bütün yabancı meslektaşlarınızın kapısını çalın, karşılarına dikilin... Bu bir seferberliktir.
Bütün liderler özellikle Sosyal Demokratlar... Avrupada şimdi bir tur atmalı.
Kaldı ki, kaç aydır da tatildeydiniz.
*
Fakat, pardon.
Bunu yapamazsınız sahi.
Haklısınız... Çünkü kendi aramızda uzlaşma yok.
Orada kime ve neyi anlatacaksınız?
Farklı mantıklar, farklı duygular, farklı tezler'le yüklüyüz.
Ters fikirlerle çarpışıyoruz.
Hatta karşılıklı atışıyoruz.
Üslup'ta bile anlaşamıyoruz.
Önce birbirimizi ikna etmekle meşgulüz... İkna bile değil, mağlup etmek.
Haddini bildirmek.
Mümkünse, kıç üstü oturtmak.
Evet... İşimiz zor.
-Önce içerisi...
*
İçerisi... Sahiden zor.
Her tartışma, bizi daha da geriyor.
Varılacak bir müşterek nokta olmayınca, böyledir. Uzlaşmak değil, uzaklaşmak için tartışıyoruz.
O zaman da kin ve nefret duygularıyla doluyoruz.
Bereket henüz küfür noktasına gelmedik.
Birbirimize şimdilik sayın diye hitap etmekteyiz... Sayın.
*
Bu durumda, önerimi geri almak zorundayım... Bin kere pardon.
Liderler dahil dış ilişkilerde uzman milletvekilleri, hiçbir yere kıpırdamayıp Ankara'ya kapanmalı.
İşadamları, sanayiciler, sanatçılar, sporcular, hepsi İstanbul'a tıkılıp kalmalı...
Memleketin yarısı, Yılbaşı Tatili için Ğşimdiden- program yapmalı. Öbür yarısı zaten manken, şarkıcı, türkücü, sazcı, sözcü ve sunucu'dur...
Eh, geri kalanlar ise tempo tutup şıkır şıkır oynamalı.
Büyük Türkiye, kabına sığamıyor.
Bu elbise ona dar geliyor.
-Getirin cep telefonumu.
Yan masayla konuşmak istiyorum.