Mesut Yılmaz, Türkiye'yi AB üyeliğine taşımakla görevlendirildi.. Bir Avrupa ülkesi olan Türkiye'nin, bu vizyonunun resmileştirilmesi için çalışıyor..
Geçenlerde, Yılmaz'a, bu görevinde, Türkiye'yi AB'ye taşıma görevinde, destek verilmesi gerektiğini yazmıştık..
Peki o zamandan bu yana, Mesut Yılmaz, Ankara'dan alması gereken desteği aldı mı?
Kulağımızı ve gözlerimizi Ankara'ya uzattık..
Görebildiğimiz kadarı ile "Yılmaz beklediği oranda ve heyecanda desteği hala almış değil..."
O zaman tekrar edelim.. Belki bu sefer başarılı oluruz:
Mesut Yılmaz'a öncelikle Ecevit ve Bahçeli yardımcı olmalı..
Peki bu yeterli mi?
Hayır değil..
Tüm Bakanlar yönettikleri bakanlıkları seferber etmeli.. Ve milletvekilleri de yardımcı olmalı..
Yeter mi?
Hayır bürokrasinin yardımı çok önemli.. Pırıl pırıl bürokratlarımız bilgi birikimlerini ve vizyonlarını Yılmaz'a sunmalı..
Bitti mi?
Hayır bitmedi.. Başta İKV, tüm sivil toplum kuruluşları, bütün güçleri ile ve her platformda Mesut Yılmaz'a destek vermeliler..
Peki bütün bunlar yeterli değil mi?
Hayır değil..
Akademisyenlerimiz.. Avrupa Birliği'ne inanın tüm akademisyenlerimiz, yazarlarımız, entelektüelleimiz.. Hepsi arkasında durmalı..
Sonra iş dünyası.. TÜSİAD, TOBB ve diğerleri.. Korkularını yenmeli ve bütün güçlerini bunun gerçekleşmesi için harcamalılar..
Ve medya.. Yani bizler.. Bizlere çok önemli bir görev düşüyor.. Bıkmadan, usanmadan halka bunları anlatmak..
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesi ancak ulus olarak hep birlikte mücalede etmemizle gerçekleşebilecek kadar dev bir uğraştır..
Onun için de bu uğraşta, Mesut Yılmaz tek başına bırakılmamalıdır..
Cumhurbaşkanı Sezer'e de bu konuda görev, hatta görevler düşüyor.. Saygın çizgisini, AB üyeliğinde Türkiye'nin en önemli kozlarından biri haline getirmelidir.. Onun da Mesut Yılmaz'a destek vermesi gerekiyor..
Ve askerlerimiz.. Gözbebeğimiz.. Özellikle onlara da çok büyük görevler düşüyor.. Onlar da kendi meslekdaşları ile temaslarında bu konuyu gündeme getirebilirler.. Belki de getiriyorlardır.. Ama bunu gizli yapmalarının bir nedeni yok.. Gizlilik dereceli bir konu değil ki.. Çıkıp açık açık Mesut Yılmaz'a desteklerini vurgulamalılar..
Mesut Yılmaz'a destek, henüz bütün canlılığı ile ne yazık ki görülmüyor.. Ama zaman hızla geçiyor..
Yine yumurta gelip kapıya dayandığı zaman mı harekete geçecek Türkiye'nin kurumları?
Bari bu sefer böyle yapmayalım.. Gereken desteği, olanca gücümüzle şimdiden verelim.. "Hemen.. Şimdi" sloganı ile yola koyulalım..
Bütün gücümüz, aklımız, enerjimiz, birikimlerimiz, özlemlerimiz ve kararlılığımız ile yola çıkmalıyız..
Bir de şunu unutmayalım;
Bu mesele Mesut Yılmaz meselesi değildir..
Mesele, Türkiye'dir..
Mesele Türkiye'nin AB'ye girmesidir..
Onun için siyasi çekişmeleri de, hiç olmazsa bu konuda bir kenara koyalım.. Muhalefet için bu sözlerimiz.. Siz de destek verin..
Avrupa Birliği meselesi, Ermeni meselesi kadar önemli değil mi bu ülke siyasetçileri arasında?
Türkiye'nin geleceği, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini Avrupa'da, o değerlerde görenler el ele verip büyük bir insan çemberi halinde Yılmaz'a destek vermelidir..
Ve de, "Hemen.. Şimdi..."
Vakit kaybetmeden..