At ile arpanın kavgası

Salı saat 12.00... CHP Genel Merkezi'ne gittik... Partinin önünde "06 CHP....." plakalı makam otomobilleri diziliydi.

"Partinin içi" ise...

"Bomboş" denilse yeridir.

"Giriş katında" güvenlik görevlileri... Sonra "müracaat" personeli.

Ara katlarda... Koridorlarda "tek tük" partililer.

Açıkçası...

Partide bir "kurultay coşkusu... Büyük yarış heyecanı" falan hak getire.

***

"Altıncı kata" çıktık.

Genel Sekreter Tarhan Erdem'in odasına.

Odada "il başkanları" vardı.

İçlerinden biri "size bir şey sorabilir miyim" dedi:

- Medyamızdaki bu Deniz Baykal aşkı... Baykal'ı partinin başına getirme arzusu nereden kaynaklanıyor?

Baktık "diğerleri de" böyle bir sorunun sorulmasından memnun.

Diyeceğimiz o ki...

Altan Öymen de kalsa... Deniz Baykal da gelse... CHP'de "suların durulması" hayli zor.

Zira...

Taraflar "çok katı", kutuplaşmalar "çok keskin."

***

Tarhan Erdem, 1980'den önce Ankara'daydı.

Sonra "aktif siyasetten koptu."

1999'da parti barajın altına düşünce... Yeniden "nöbete çağrıldı."

Dün, sohbet sırasında, söyledikleri:

* 20 yıl aradan sonra fark ettim ki... Parti, ülke sorunlarına karşı refleksini kaybetmiş.

* Çok fazla içe dönülmüş... Neredeyse her yerde il başkanı, ilçe başkanının yanı sıra bir de "seçimde aday olanlar... Ve onların adamları" var... bunlar sanki "ayrı birer CHP" gibi.

* Ve bunlar arasında bir fikri beraberlik yok... "Kimi milletvekili yapabiliriz" hırsı var.

* Eskiden partiyle ilgili... Ülkeyle ilgili sloganlar vardı... Şimdiki sloganlar "şahıslarla ilgili."

* Aday sayısı ikiye iner... Altan Bey'le Deniz Bey.

***

Sayın CHP Genel Sekreteri... Gördüklerimiz... Ve sizden dinlediklerimiz... Sanki CHP'nin bir kaos içinde olduğu.

- Evet... Ciddi kaos.

***

Siyaset "İddiayla... İnançla... Kadroyla... Büyük sorunlara köklü çözüm önerileriyle" yapılır.

Ama CHP, siyaseti "başka türlü" yapıyor.

Her kafadan farklı ses çıkıyor.

Herkes, birbirini tahrip ediyor.

Ve herkes, her şeyi, herkesten iyi bildiği için...

Partide, metrekareye birkaç hizip düşüyor.

***

Dün Diyarbakır'dan bahsederken...

Medya TV'de "söylenenleri de" nakletmiştik.

HADEP'in "CHP'ye koşullarını bildirdiği... Yanıt beklediği" iddialarını.

Ve CHP'ye... Altan Öymen'e "çağrıda" bulunmuştuk:

- Doğru mu?.. Değilse... Yüksek sesle yalanlayınız.

Altan Öymen aradı.

Ve şunları söyledi:

- Bütün partiler gibi, HADEP'le de diyalogumuz var... Ama ittifak gibi... Birleşme gibi konularda hiçbir görüşmemiz yok.

Öymen daha sonra da zarif bir mektup gönderdi:

- Eski arkadaşımsın... Benden yüksek sesle yalanlama bekliyorsun... Yazıda yüksek ses çıkarmak mümkün değil ama... Büyük harflerle yazıyorum. HADEP'in BİZE BİRTAKIM ŞARTLAR KOŞTUĞU İDDİASI GERÇEK DIŞIDIR.

Teşekkürler Altan Öymen.

***

Dünü "CHP kulislerini dolaşmakla" geçirdik.

Ve gördük ki...

Atatürk'ün partisinde at ile arpa kavga halinde.