Kudüs
Kalktık Kudüs'e geldik.. Dostları gördük.. Ve eski günlerle ilgili anıları tazeledikten sonra döndük geldik, Amerikan Kongresi'ndeki Ermeni tasarısına.. Gelmemizle birlikte de 7.6 şiddetinde bir diyalog geçti aramızda.. Özetle şöyle:
Onlar sordular: Bu konu madem ki Türkiye ve ABD ile ilişkiler açısından bu kadar önemli ve işin bu noktaya geleceği aylar öncesinden, senin de yazdığın gibi belli olduğuna göre, sizin milletvekilleriniz neden o zaman hemen harekete geçip, Washington'a gitmediler? Neden, Alt Komisyon'dakiler olsun, Uluslararası İlişkiler Komitesi olsun, Temsilciler Meclisi Başkanı olsun, önemli, etkili ve ağırlıklı milletvekilleri olsun, hemen onları ablukaya alıp gerçekleri anlatmadılar.. Tarihçileriniz nerede? Arşivler sizde.. Bu işi bir tek oradaki Büyükelçiliğinizle veya zayıf bir lobi şirketi ile çözemezdiniz ve çözemediniz de..
Cevap verdik: Bizimkiler tatilde.. Tatili severler de..
Cevap aldık: Olur mu Sedat? Söyle olur mu?
Olmazdı tabii.. Meclis Dışilişkiler Komisyonu üyeleri her şey olup bittikten sonra TV'lere çıkıp fetva verecekleri yerde, bundan bir ay önce kalkıp gitselerdi, işler bu noktaya gelmezdi bile..
Tartışma şöyle sürdü:
Onlar: Her şeyi Washington'daki Yahudi lobisinden beklemeyin.. Kalkın kavganızı kendiniz de verin.. Bu zor bir şey değil.. Bak Sedat, bunu yapmamanızın size çıkan faturası, karşı karşıya kaldığınız, içinde bulunduğunuz gerçek.
Biz: Bu olayda, Yahudi lobisini savunmayın.. İsrail hükümetini de.. Çünkü lobiniz bölündü.. Türkiye'ye destek verelim diyenler var, demeyenler var.. Seçim yılı.. Tabii ki Türkiye ile İsrail hep aynı şeyi savunacaklar değil.. Çıkarların çeliştiği durumlar olacak.. Ama bana kalkıp, hükümet olarak lobiler üzerinde bir etkimiz yok demeyin sakın.. Yıllar önce, Kamuran Gürün, bizim Dışişleri Bakanlığı Müşteşarı iken, Ermeniler'in Washington'daki Soykırım Müzesi'nde yer almasını, o dönemdeki Başbakanınız Begin engellemişti.. Şimdi alıyorlar.. Tamam bizim Parlamento, onu harekete geçirmeyen hükümet hatalı.. Ama gerçekleri de doğru yerine koyalım.. Barak'ın bu konuyu Ecevit'le görüşmesi yeterli değil.
Onlar: Biz lobiyi savunmuyoruz.. Ama bize bu kavgada sizin de destek vermeniz gerekmiyor muydu? Kendi meselenizde bile destek vermiyorsunuz.. Oturup seyrediyorsunuz.. Adeta sonucu bekler gibisiniz..
Biz: Ama siz değil miydiniz dünyada soykırım sadece Yahudiler'e yapıldı diyen.. Bugün Ermeniler, yarın bir başka ulus, örneğin biz kalkıp ülkemiz işgal edildi, Yunanlılar işgalde köylerde soykırım uyguladı desek ne olacak? Kızılderililer kalksa.. İrlandalılar kalksa.. Afrikalılar kalksa.. Filistinliler kalksa.. Söyler misiniz ne olacak?
Masaya bir sessizlik hakim oldu.. Kadı efendinin dediği gibi, herkes haklı.. Sonuçta, sanırım tasarının bu ve sonraki aşamalarında daha fazla devreye girecekler.. Steve Rosen, Abe Foxman, Keith Weizmann, Barry Jacobs, Alan Makovsky ve diğerleri daha fazla devreye girecek.. Bunun bazı sinyalleri geldi bize.. Başarırlar mı, onu bilemem.. Çünkü, Azerbaycan'a ambargoyu kaldırtamamıştı Washington'daki Yahudi lobisi..
Defalarca yazdık, tekrar ediyoruz; her şeyi onlardan beklemek iş değil.. Kendimiz elimizi taşın altına koymalıyız..
Ayrıca, ABD yönetiminin de, tasarının yeni aşamalarında çok daha kuvvetli bir performans sergilemesi, çok daha yüksek seviyede meydana çıkması gerekiyor.. Evet biliyoruz ki, Kongre bambaşka işler o ülkede.. Seçim kapıda.. Bunları biliyoruz.. Ama ya Türkiye ile ilişkiler.. Bu kadar kolay mı zarar görecek, feda edilecek..
Biri dedi ki: En kötü ihtimalle Başkan vetoyu basar.. İş kadük olur..
Peki ne zamana kadar? Yıllardır bu olayları izleyen bir gazeteci olarak, bazen "Çıksın şu meret de bu iş bitsin.. Ne olacaksa olsun" diyeceği geliyor insanın.. Kaçıncı defa yaşıyoruz bu krizi..
Yani bu kadar basit bir şeyi anlatmaktan aciz miyiz:
Evet o dönemde Ermeniler öldürüldü. Ama Türkler de, onlar ve işbirliği yaptıkları Ruslar tarafından öldürüldü.. Eğer Türkiye, Naziler'in Yahudiler'e yaptığı gibi planlı soykırım uygulasaydı, bugün ne Türkiye'de, ne de Diaspora'da bir tek Ermeni kalmazdı.. Arşivler elimizde.. Ama anlatamıyoruz bir türlü.. Biz kimseye küskün filan değiliz.. Ama gerçekleri herkesin bilmesini istiyoruz..
Cuma günü İsrail'e devam edeceğiz..