Panik planlamak!
Doktor, koğuşu geziyor. Birinin kolu kopmuş. Birinin azı dişi çekilmiş. Birinin gözü akmış. Birinin beyni travmaya uğramış. Hepsine aynı ilacı veriyor.
- Ne yapıyorsun doktor?
- Kolu kopmuş olana da...
- Gözü akmış olana da...
- Aynı ilacı veriyorsun...
Doktordan cevap:
- Paniği planlıyorum...
Doktorun tek ilacı var. Başka ilacı yok. Dolasıyla her hastaya aynı ilacı vererek hastanede panik çıkmasını önlemeye çalışıyor.
Bizim Enerji Bakanı da...
Başbakan da... İki yardımcısı...
Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz da...
34 bakan da...
Enerji bürokrasisi de...
Bir olmuşlar. Panik planlıyorlar.
Fabrikaları kapatalım...
İskenderun'u durduralım....
Seydişehir'e kilit vuralım...
Ampulleri söndürelim..
Sokak lambalarını...
Kent aydınlatmalarını...
Camilerin ışıklandırmasını...
Hepsini hepsini durduralım...
Rusya'dan elektrik satın alalım...
Bulgaristan'dan elektrik alalım...
Gürcistan'dan elektrik alalım...
Pahalı yüzer santral alalım...
Enerji darboğazını; "Fabrika kapatarak enerji tasarruf etmek, zaten ışıksızlıktan geceleri koca koca köylere dönmüş olan kentleri iyice karanlığa boğmak, tarihi turistik binaların gece ışıklandırmalarını durdurmak, halka iki ampulden birini söndürün, elektrikler kesildiği zaman idare lambası, mum, el feneri kullanın..." diyerek çözmek tek kelimeyle panik... Okullar olmasaydı Milli Eğitim'i iyi yönetirdim diyenler gibi...
***
Karanlık kapıya dayandı...
Panik planlıyorlar...
Bunun bir sorumlusu olmalı...
Ülkeyi karanlığın kapısına getiren politikacının hiç değilse bir temsilcisi bunun bedelini ödemeli.
Enerji Bakanı ne duruyor?
Niçin istifa etmiyor?
Başbakan Ecevit, "Ankara, Las Vegas gibi ışıklı bir kent oldu..." diyerek yani çok fazla elektrik harcıyoruz, sıkıntı buradan doğuyor demeye getirip, ülkenin karanlığa düşmesine iflah olmaz gerekçeler bulacağına Enerji Bakanı'nı niçin görevden almıyor? Siz Ankara'da yaşamıyor musunuz? Neresi Las Vegas?
Ankara yeni mi Les Vegas oldu?
Aklınız neredeydi?
Yüzde yüz yerli, dışa bağımlı olmayan, pahalı da olmayan kendi öz linyit kömür yataklarıyla enerji üretecek termik santrallerde başarılı işletmecilik örnekleri gösteremediniz.
Bunun sorumlusu olmayacak mı?
Ülke 2 ay sonra karanlığa girecek ve Enerji Bakanı koltuğunda olacak.
TEAŞ Genel Müdürü....
Elbistan Santrali Müdürü...
Yine koltuklarında olacak...
Öyle mi?
***
Doğalgaz lobisi ile nükleer santral lobilerinin etkisinde kalarak kulaklarınızı tıkadınız...
Herkes uyarıyordu...
Enerji krizi geliyor...
Karanlık kapıda...
Diye bağır bağır bağırıyordu...
Bizim Sabah Gazetesi'nin arşivine gelin, sizlere yüzlerce yazı, demeç, uyarı, feryat göstereyim.
Aklınız neredeydi?
Santralleri zamanında kurmadınız.
Aklınız neredeydi?
Mevcut santrallerin bakımını özenle, titizlikle, gereğince yapmadınız yapamadınız, yaptıramadınız.
Aklınız neredeydi?
Baraj göllerindeki su seviyesini yarım metreye kadar indirdiniz.
***
Aklınız neredeydi?
Mevcut linyit kömürü yataklarını zenginleştirelim, böylece termik santrallerimize kalori değeri yüksek linyit kömürü temin etmiş olalım, santrallerimiz tam kapasite ile çalışsın. Böylece yılda 6 milyar kilovatsaat daha fazla (Bugün döviz ödeyerek Rusya, Bulgaristan, Gürcistan'dan almayı planladığınız elektrikten daha çok) enerji elde ederiz diye öneri getirenlere kulak vermediniz.
Aklınız neredeydi?
Elbistan Termik Santrali'nin türbini 400 megavat elektrik üretecek güçte kurulmuştu. Kötü işletmecilik yüzünden, buharı fazla vererek yatakların yanmasına, kanatların dökülmesine neden oldunuz. 300-400 milyon dolar gibi çok yüksek paraya mal olan böyle bir türbini 8-10 ay devre dışı bıraktınız.
Aklınız neredeydi?
Türkiye karanlığa girdi...
Bir sorumlusu olmayacak mı?
Enerji Bakanı koltuğunda...
TEAŞ Genel Müdürü....
Elbistan Santrali Müdürü...
Koltuklarında oturacak...
Öyle mi?