İnsan, doğa güçlerini kontrol altına alma ve onları daha güzel bir yaşam için kendi yararına kullanma mücadelesinde büyük ilerlemeler kaydetti. Atölyeden fabrikaya geçiş, pamuğu ipliğe dönüştüren ilk tekstil fabrikaları ve buhar makinalarının başlattığı sanayi devrimi büyük patlamalarla gerçekleşti. Sosyal yaşamda köklü dönüşümlere yol açtı.
Bugün de e-yaşamın hayatımızın her alanına girmesiyle yeni bir devrimi yaşıyoruz. Teknoloji sayesinde zaman ve mekan bağımlılığımız azalıyor. E-iş, e-ticaret, e-akıl gibi dilimize yeni giren sözcükler hep elektronik çağın iş yaşamında meydana getirdiği dönüşümleri ifade ediyor. Bu arada insan da dönüşüyor ve e-birey tanımlaması, işte bu dönüşümü ifade ediyor.
E-birey, elektronik çağda insan, hem büyük avantajlara, kendinden önceki kuşaklara göre büyük üstünlüklere sahip olan, hem de birçok sorunu aşması gereken bir insan. Başka bir deyişle elektronik çağ insan üzerinde hem çok büyük olumlu etkilere yol açıyor, hem de yeni görevler yüklüyor.
Bilgi Teknolojisi, sıradan bir yurttaşın birikimlerini değerlendirmeden, haberleşmeye kadar yaşamının bütün alanlarına girdi. Zamanımızı daha iyi kullanır, bilgi kaynaklarına çok daha kolay ulaşır olduk. Yüksek teknolojinin sağlık alanına girmesiyle ortalama insan ömrü hızla uzuyor. Eğitim büyük dönüşümlerden geçiyor. Dünyada çalışma süreleri kısalıyor, insanların kendilerini gerçekleştirmeye ayıracakları zaman çoğalıyor, yaratıcılık gelişiyor.Ancak, toplum olarak bu çağın nimetlerinden faydalanabilmek için öncelikle eğitim sistemimizi değiştirmeliyiz. E-birey için tasarlanacak eğitim sistemi bilgi depolamak üzerine değil, düşünmeyi öğrenmek ve bilgiye ulaşabilmek üzerine kurgulanmalı.
Toplumsal değer yargılarımızda da önemli değişimleri sağlamalıyız. Örneğin, sadece yakın çevremize güvenen bireyler değil, dünyanın herhangi bir köşesinde birlikte değer yaratabileceklerimizle beraber çalışabilen bireyler olmalıyız; bilgiyi saklayan değil, onu paylaşan bireyler olmalıyız; çözümler için başkalarından (aile, devlet v.b.) beklenti içinde olan değil, kendi geleceğini şekillendiren bireyler olmalıyız; hayatın getirdiklerini kadercilikle karşılayan değil, geleceği planlayan ve onu istenilen yönde değiştirmek için çaba gösteren bireyler olmalıyız; "ben yaptım oldu" yaklaşımından uzaklaşıp, kullandığımız kaynaklar için hesap verme bilincine ulaşan bireyler olmalıyız.
Sonuç olarak e-yaşamda başarılı olacak e-birey, sorgulayıcı, araştırmacı, katılımcı, paylaşımcı, iletişim becerisi olan, insiyatif alan ve sorumluluk sahibi insandır. Toplum olarak geleceğe hazırlanmak istiyorsak, gerek eğitim sistemimizi, gerekse davranış biçimlerimizi bu özellikleri geliştirecek şekilde değiştirmeliyiz.
Dr.YILMAZ ARGÜDEN