kapat

26.09.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
pandora
Bizim City
Sizinkiler
Rehber
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
CAN ATAKLI(ataklic@sabah.com.tr )


Taksim Levent arasında otobüsler kaldırılmalı

Metroya pek ilgi yok. Hatta resmi rakamlara göre ilk günden bu yana yolcu sayısı düşmüş bile. Çok şaşırtıcı değil bu. Çünkü İstanbul halkı metroyla ilk kez tanışıyor. Bugüne kadar Londra, Paris, New York, Moskova metroları ile ilgili çok haber yayınlandı. Ama belli ki kimse metronun ne olduğunu gözünün önüne pek getirmiyordu.

Metronun yerin çok altında olması galiba biraz ürkütüyor insanları. Bu yüzden de pek binmek istemiyorlar anlaşılan.

Oysa dünyanın en rahat, en güvenli ve hızlı toplu taşıt aracı metroyu kullanmamak çok akılsızca.

Ancak halkı metroya özendirmek belediyenin görevi. Bir kere Taksim Levent arasındaki tüm ulaşımın metroyla sağlanması lazım. Ama bunun için de neredeyse metro katarı gibi arka arkaya dizilen otobüslerin bu hattan kaldırılması gerek. Şu anda Taksim Mecidiyeköy arasında otobüs hattı çalışıyor. Eğer metroyla tanışmamış bir halka otobüs alternatifini üstelik bol bol veriyorsanız, o metroya kimse binmez. Bu nedenle bir kere Taksim Mecidiyeköy otobüs seferleri hemen kalkmalı. Belki saatte bir gidip gelen bir otobüs bırakılabilir.

İkincisi bu hat üzerinden işleyen diğer otobüs seferlerinin de güzergahı değiştirilmeli. Levent, Sarıyer, Maslak, Gültepe, Kuştepe, şu tepe bu tepe, aklınıza neresi geliyorsa bütün otobüsler metro hattının üzerinden geçiyor.

O zaman kimse metroya binmiyor. Oysa bu hat boşaltılmalı ve sadece metro bırakılmalı. Üstelik arada inecek yolcular yüzünden bu otobüsler o kadar kalabalık olmaz.

Birkaç küçük not
Dün bir işim vardı, trafiğe girmemek için yine metroyu kullandım. Bu nedenle hem kullananlara hem de idareye birkaç notum olacak.

Her ne kadar pekçok mağazada yürüyen merdiven varsa da, hiçbiri metrodaki kadar uzun ve dik değil. Bu tür uzun yürüyen merdivenlerde eğer aceleniz yoksa bir basamakta durur merdivenin çıkış hızıyla çıkarsınız. Bu nedenle duracakların sağda durması ve sol tarafı aynı zamanda yürüyerek hızlı hareket edenler için serbest bırakması gerek.

Yolcuların bir kısmı istasyonda beklerken metronun sesini duyunca eğilip bakmaya çalışıyor, bu çok tehlikeli.

Otomatik çıkış kapıları tam belirtilmemiş. Bu nedenle metrodan çıkanların pek çoğu giriş kapılarını tersinden kullanmaya kalkıyor, bu çarpmalarda bacakları çok acıyanlar var. Çıkış kapılarının görünür biçimde işaretlenmesi gerek.

Yine çıkış tünellerinde hangi caddeye çıkılacağı iyi gösterilmemiş. Oysa her duvarda işaret olması gerek, bunun kuralı budur. Yanlış kapıdan çıkarsanız gitmek istediğinizden çok uzak bir yere düşebilirsiniz.

Metro durakları çok az. Osmanbey'den Taksim'e kadar hiç durak yok.

Birbirinden kopan raylı sistem olur mu?
Ne zamandır yazmak istiyordum, bugün metro konusuna girince fırsat buldum. Metronun dışında İstanbul'da bir de raylı sistem var. Biri Aksaray'dan başlıyor, bir süre yeraltında gittikten sonra Bayrampaşa öncesinde yeryüzüne çıkıyor ve Bağcılar'a kadar gidiyor. Diğeri de Eminönü'den başlayıp Bakırköy, Ataköy'e doğru uzanıyor. Bu sistemin Aksaray'da iki ayrı terminali var. Birinden ötekine geçmek çok zor, çünkü çok uzak. Niçin bunlar birleştirilmiyor ve yolculara eziyet çektiriliyor? Vardır bir sebebi herhalde de ben çıkaramıyorum.

Yöneticiler daha dikkatli konuşmalı
Fenerbahçe 3-0'lık Beşiktaş yenilgisinin moralsizliğini üzerinden attı. Takım bu hafta eskiye oranla daha başarılı göründü bana. Bir kere çok sayıda gol pozisyonuna giriyorlar.

Baliç'i bu hafta çok hırslı ve istekli gördüm. Bir de gol atabilse herhalde üzerindeki stresten kurtulacak. Bir ara Boliç böyleydi. Gol atamadıkça daha da strese giriyordu. Bu yüzden Fenerbahçe'de hatırı sayılır oranda düşman kazanmıştı. Boliç'i ilk 11'de gören pekçok kişi bunu artık bir uğursuzluk sayıyordu. Bence Boliç bugün bu takımda hala oynardı, inat uğruna gönderildi.

Bu arada basının bir bölümünün Fenerbahçe düşmanlığını anlamakta zorluk çekiyorum. Hele bu hafta bizim SABAH işin suyunu iyice çıkarmış, "Fenerbahçe'yi Allah korudu" diyor. İnsaf yani. Sahadan 3-1 galip ayrılan takım için böyle yazılmaz ki. Yozgat ilk 10 dakikada 3-0 yapabilirmiş. Ona bakarsanız, geçen hafta da Fener Beşiktaş'ı farklı yenebilirdi. Hele o güya Fenerbahçeli yazarların kin kokan yazıları? Fenerbahçeli yöneticiler şu basından bir teknik heyet kursalar, takımı onlar yönetse.

Öyle eğleniriz ki, sormayın.
Bu arada bazı Fenerbahçeli yöneticileri uyarmak istiyorum. İyi niyetle yaptıkları konuşmalar futbolcular ve teknik heyet üzerinde çok ters etki yaratıyor. Örneğin Uğur Dündar, biraz da tarafsız gazeteciliğin verdiği heyecanla maçtan sonra televizyonlara konuşurken "Takım bu hafta da umduğumuz gibi oynamadı, ama oturacak" diyor örneğin. Ya da kulüp sözcüsü Atilla Kıyat benzer sözler sarfediyor. Bu sözler futbolcuları da antrenörü de çok geriyor haberleri olsun.

Ayrıca bir anımı da aktarayım. Galatasaray şampiyonluğunu garantilemiş, Avrupa'da da finale gidiyordu. Bir gece Star televizyonunun spor programındayım, konuklardan biri de Fatih Terim. O gün maç yapmışlar, galiba da bir sıfır yenmişlerdi. Galatasaraylı yöneticilerden Ateş Ünal Erzen "Takımı bugün beğenmedik" türünden birşeyler söyledi. Fatih Terim'in öfkesini bir görseydiniz. Öyle ağır küfürler etti ki, söylemem mümkün değil.

Sonuç olarak takım galip geldiğinde "doğrucu davutluk" yapmanın alemi yok. Takımdan şikayeti olan yönetici bunu kamuoyunun önünde değil futbolcular ve teknik adamlarla yapacakları toplantılarda söylesinler.

Lüzumsuz sorular
Bazı havaalanlarında uçağa binerken niçin hüviyet soruluyor?

Üç kere kontroldan geçen yolcuların terörist olduğu mu sanılıyor?

İki üç kişi birlikteyse polisler neden "Birinizin hüviyeti yeter" diyorlar.

Ya terörist hüviyetini göstermeyen diğer iki kişiden biriyse ne olacak?

Böyle akılsızca bir uygulamaya karar veren acaba kimdir?

Bu kişi her kimse ülkeyi terörden koruduğunu mu sanıyor?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır