


İstanbul aşığı diplomat
Taksim'deki Atatürk Anıtı'nı yapan heykeltraşın bir İtalyan olduğunu bilip bilmediğini sorduğumda İtalya Dışişleri Bakan Yardımcısı Vatani, "Evet, biliyorum ama maalesef adını unuttum" dedi
Galatasaray'daki Tomtom sokağın tepesinde 500 yıllık bir bina vardır. Burası 1923'den beri İtalyan hükümetinin Ankara'ya yolladığı büyükelçilerinin ikametgâhıdır.
500 yıl süreyle Venedikliler'in Osmanlı İmparatorluğu nezdindeki elçilerinin ikametgâhı olarak kullanılan ve adı tarihe "Venedik Sarayı" diye geçen bu bina bir sanat şahaseridir. Ancak çok az büyükelçi şimdiye kadar bu binada lâyık olduğu görkemli davetler vermiştir.
UMBERTO'NUN ONURUNA
Bir yıl önce İtalya'nın yeni Büyükelçisi Vittorio Surdo ve eşinin İstanbullular için verdiği ilk davete gitmiştim. Daha o gece Surdo çiftini tanıdığım an Venedik Sarayındaki hareketlenmenin Türkiye'de kaldıkları sürede hep devam edeceğine inanmıştım. Nitekim onları, özellikle İran asıllı Roya (bizim Rüya'mız) ile dostluğumuz ilerleyince bir sefirenin 500 yıllık bir binaya nasıl renk ve hayat katabileceğini gördüm.
Surdo'lar Cumartesi gecesi İtalya Dışişleri Bakan Yardımcısı Umberto Vatani'nin onuruna bir akşam yemeği verdiler.
Sarayın 30 kişilik yemek masasının ihtişamı, İtalyan mutfağından özenle seçilen mönüsü Roya Surdo'nun günlerden beri çabasının boşa gitmediğini gösteriyordu.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Umberto Vatani ile uzun süren yemekte yanyana oturunca hakkında duyduklarımın hiç de abartı olmadığını anladım.
Bir kere hiçbir İtalyan'ın İngilizce'yi bu kadar güzel bir İngiliz aksanıyla konuştuğuna tanık olmamıştım. Diğer tarafımda oturan yardımcısı Almanca ve Fransızca'yı da aynı mükemmellikte konuştuğunu söyledi.
Bir diplomatın oğlu olan Umberto Vatani'nin iki oğlu da diplomatmış. Türkiye hayranı. Sahillerimizi yatla ve karadan defalarca taradığını anlatan bakanın özellikle aramızda "malõm" bir kişi yüzünden soğuk rüzgârlar esen o kısa devreden ve politikadan bahsetmekten hoşlanmadığını hissedince özel zevklerini sordum: "Yarın ilk işim her zamanki gibi kiraladığımız bir motorla Kanlıca'ya gidip şekerli yoğurt yemek" dedi.
İLİŞKİLER GELİŞİYOR
Türk-İtalyan işbirliğinin Mavi Akım projesi yanısıra moda, turizm ve kültürel sahada da her geçen gün geliştiğini söyleyen Vatani, Türkiye seyahatlerini hep Cuma'ya rastlatıyormuş. "Böylelikle Cumartesi, Pazar âşık olduğum İstanbul'un altını üstüne getiriyorum; ciddi toplantılara Pazartesileri başlıyorum" diyor.
Sadece İstanbul değil, dünyanın altını üstüne getiren Vatani "Size garip bir alışkanlığımı söyleyeyim. Bu yolculukların tek mahzuru kendi yatağım ve yastığımdan ayrılmam. Yatağımı sırtlayamayacağıma göre yastığımı nereye gidersem gideyim ayrı bir çantada elimde taşıyorum."
Vatani, Büyükelçi Surdo'yla aynı anda bağırarak bu garip yastık tutkusunun bizde de olduğunu duyunca rahatladı.
Büyükelçi Surdo'nun kadehini Vatani'nin onuruna kaldırarak yaptığı konuşmaya teşekkür eden bakan: "Ben" dedi, "en büyük özveriyi dostum Surdo'yu dışarı yollayarak; ama Türkiye'ye en büyük dostluğu da onu buraya elçi tayin ederek yaptım."
ROYA SURDO
Ülkemİze geldiği günden beri sık sık Venedik Sarayı'nda İtalyan konuklarını ağırlayan Roya Surdo bir süre önce Bulgari ile anlaştı. Mücevherci Kasım ayında takılarını sarayda sergileyecek. Sokak çocuklarının durumundan çok rahatsız olan Roya Surdo, Yusuf Kulca ile görüşüp o gecenin hasılatını kendisine takdim edeceğini bildirecek. 21 yaşındaki oğlunun Bilkent Üniversitesi'ne gittiğini söyleyen Roya Surdo'nun en büyük tutkusu güneşte, özellikle Kalkan'da Patara'daki koyda yüzmek.