Utanmak lazım
Ne zaman iktidara gelsek dünyada petrol krizi ve enerji sıkıntısı oluyor.
Ne şanssızlık!
Yeni Kordonboyu'nu hizmete açmak için gittiği İzmir'de sanayicilere bu hüznünü şakayla karışık ifade eden Başbakan Ecevit'i kimse teselli etmedi.
Doğru söze ne denir?
Ecevit'in iktidara geldiği, en net uzaydan izleniyor olmalı.. Dünyanın gece yaşamı her yıl daha çok ışıldıyor. Ama Ecevit'le Türkiye'nin ışığı zayıflıyor ve elektrik kesintilerinin karanlığı sürekli yer değiştiriyor.
Petrol fiyatları 1.5 yılda neredeyse dört katına çıktı. Bu doğru ama karanlık niçin sadece bizde?. Akarsuyu, petrolü bulunmayan Japonya bir yana, bizim ligde yer alan hiç bir ülke bu yüzden kararmıyor, fabrikalar tatil edilmiyor.
Ecevit'in 1980 iktidarı ile bugünkü iktidarı arasına Özal girip de yeni enerji yatırımları yapmasa, bu alanı özel sektöre açmasa "cilalı taş devri"ne mi dönecektik?
Bu çağda, tasarruf edilmeyecek tek meta enerjidir. Çünkü enerji iştir, yaşamdır, uygarlıktır. Enerji tasarrufu ile toplum sadece geriler. Hem maddi, ham manevi olarak.
Hastaya "ciğerlerini yormak istemiyorsan nefes alma" denir mi?
Enerji sorununa tasarrufla çözüm aramak, böyle bir şaşkınlık.
Enerji krizi, Ecevit'in kara talihinden mi, yoksa takımının bu alandaki kör cahilliğinden mi geliyor?
Türkiye'nin bugünü yıllar öncesinden görülmeliydi. Üretim, tüketim, talep artış hızı belli. Toplama, çıkarma bilen, bunu da bilir. İktidar yakınmaz, halleder. 15 ayda bu sorun çözülmeliydi.
Üstelik çözüm devlete masraf değil kazanç getirecek. Avrupa'nın en pahalı elektriği Türkiye'de satılıyor. Böylesine kazançlı bir yatırım alanında ülke yokluğa düşmüşse suç talihin değil, ülkeyi idare edemeyenlerindir.
İktidar, ne pahasına olursa olsun elektriği bulmalı, yaratmalı. Elektrik maldır, fiyatını ödersen her zaman bulursun.
Bahane değil, elektrik istiyoruz!
Şaşkın ördek gibi
Bu kış doğalgaz sıkıntısı olacak.
Suçlu yine biziz.. Tek boru, Balkanlar yoluyla Rusya'dan geliyor. Aynı borudan Bulgarlar ve Romenler de gaz alıyor. Onlar kış ayları çok çekince bize gelen gaz azalıyor.
Bunun için Marmara Ereğlisi'nde, darlık çekilen ayları dengeleyecek bir doğalgaz terminali yapıldı. Sistemi sigortalayan doğru bir işti.
Ama hemen benzersiz bir yanlış da yapıldı. Terminalin dibine bin MW'lik bir elektrik santralı inşası kararlaştırıldı. Yanında gaz deposu bulunan bir santral.. Yatırımcılar için yeme de yanında yat! Tabii hemen üşüştüler.
Bir yerine iki şirket nemalansın diye Çiller döneminde bin MW'lik kapasite, 500 MW'lik iki tesise bölündü. Hem tesis, hem işletme masrafları katlandı. Ve darlık günlerinin sigortası da feda edildi.
Bitmedi.. Bu iki santral, başka üreticilerin kilovatına 4 cent aldığı elektriği devlete 9-9,5 cent'e satıyor. Soygunun bir gün farkedileceğini hisseden bu iki şirket Dünya Bankası'na başvurarak "Fiyatları makul bir düzeye indirmek" istediklerini bildirerek aracılık talep ettiler.
Dünya Bankası Türkiye'yi uyardı.
Ama Ankara henüz uyanmadı.
Trajik yanlışlar ve sonu gelmeyen kazıklar, galiba bizim kaderimiz!...