kapat

25.09.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
pandora
Bizim City
Sizinkiler
Rehber
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kararı kadınlar veriyor
Televizyonların yaramaz çocuğu Okan Bayülgen... Televizyonla birlikte şöhreti yakaladıktan sonra özellikle de kadınları avucunun içine aldı.

Ancak kadınlarla ilişkilerinde iplerin onun elinde olduğu pek söylenemez. Çünkü Okan, kadınları tanımadan, televizyon sayesinde kadınlar onu tanıyor ve kararlarını veriyorlar

Okan Bayülgen... "Girdiğim ortamların hiçbir zaman en yakışıklısı olmadım ama orayı ele geçirmem en fazla yarım saatimi alırdı" demişti önceki röportajlarda... Televizyonla şöhreti yakaladıktan sonra 'ele geçirdiği, avucunun içine aldığı' insan sayısı da hayli arttı. Özellikle de kadınlar...

Kadınlarla ilişkilerinde iplerin ilk anda pek de onun elinde olduğu söylenemez... Çünkü Okan kadınları tanımadan, kadınlar onu çoktan tanımış (televizyon sayesinde) ve kararını vermiş oluyor? Sonrası mı? Sonrası belki hayal kırıklığı, belki de çok büyük bir aşk...

*Şöhret ve onunla birlikte hayata katılanlar insanı mutlaka değiştiriyor. Sen değiştin mi?

- İnsan olarak hiç değişmedim. Bütün ilişkilerim aynı. Hala eski dostlarımla beraberim. Şöhretli hayatımdan hiç arkadaşım yok. Aksine şöhret yüzünden tanışmadığım arkadaşlarım var.

* Yeni kurulan ilişkiler çok sağlam olmuyor mu?

- Yeni ilişkiler sağlam değil. Çabuk başlayıp, çabuk biten arkadaşlıklar oluyor. Hem kadın hem de erkeklerle. Geçmişten getirdiğiniz ilişkiler hep iyidir. Vaktim olduğu zaman hala Galatasaray'dan arkadaşlarımla görüşüyorum. Geçenlerde bir arkadaşımızın çocuğunun doğumgününe gittik. Hepsinin çocukları var. Sonra aile fotoğrafı çektirdik. Sınıf arkadaşlarımın karıları, çocuklarını kucaklarına aldılar, adamlar arkaya dizildiler. Tek çocuğu olmayan ben olduğum için de beni karılarının yanına oturtup, kucağıma çocuklardan birini verdiler. Ben de öyle anne pozu verdim yani.

ÇOCUK ZOR BİR KARAR
* O aile tablosu içinde 'ailesiz' bir adam olmak senin için eksiklik miydi?

- Bazen bir his duyuyorsun; acaba çocuk sahibi olmakta geciktim mi diye.. Ama bu çok tereddütlü bir konu, sağlam karar verilmesi gerekir.

*Doğru ve düzgün bir beraberlik yakalama şansın giderek azalıyor mu? Kadınlar televizyondaki Okan'la gerçek Okan'ı karıştırıyorlar mı?

TV'DEKİ ADAM BAŞKA
- Evet. Çoğu kez kadınların karar vermesinin benimle hiçbir ilgisi yok. O karar vermiş zaten. Mesela hani romantik yatak konuşmaları vardır. Karşındakine sorarsın 'Ne zaman karar verdin' diye... O da der ki '2 sene önce final jeneriğinde sen şöyle bir bakmıştın ya, ben o zaman karar verdim' der. Yani onun karar vermesinin benimle hiçbir ilgisi yok. Televizyondan görüp seni beğeniyor ya da beğenmiyor. Sen sadece hayal kırıklığına uğratacaksın ya da uğratmayacaksın. Böyle bir durum söz konusu. Yani önce televizyonda görüp hayal ettiği adamla yola çıkıyor. Sonra yavaş yavaş taşlar yerine oturuyor ve kız hakikaten seninle beraber olmaya başlıyor.

* Peki onlar için hayal kırıklığı oluyor mu? Hissediyor musun?

- Şu ana kadar kimse hayal kırıklığından söz etmedi. Bir kez eski sevgililerimden biri 'kavga ettiğin zaman hiç televizyondaki adama benzemiyorsun' demişti. Ben de 'televizyondaki adama benzesem ne kadar kötü bir şey olurdu' demiştim.

Bu bankada veznedar olarak çalışan adama 'niye eve o kadar para getirmiyorsun' demeye benziyor. Ama bundan da şikayetçi değilim. Tabii ki öyle olacak. Çünkü benim ne kadar televizyondaki adam, ne kadar Okan, ne kadar bir başkası olduğum konusunu tartışmaya gerek yok. Hepsi birbirine karışmış durumda. Televizyondaki de benim sonuç olarak.

DENİZ İÇİN KONUŞMAM
* Daha önceki evliliklerinde ve beraberliklerinde belki çok daha özel yaşadın. Şimdi ise herşey çok ortada.

- Evlendiğim kızların şöhret olmak ya da o yolda olmak gibi bir tercihleri yoktu. Özellikle buna itina ediyorlardı. Şimdi bir mankenle ya da bir sanatçıyla beraber olursan durum farklı. Çünkü onun tercihi de aynı. O zaman daha yakından izleniyorsunuz. Popülaritesi olmayan bir insanla beraber olursam yine eskiye döner. Ben yine aynıyım. Ben yine konuşmuyorum.

Mesela ben Deniz (Akkaya) ile ilgili hiç konuşmadım. İlişki iki kişinin yaşadığı bir şey. İkinci kişi konuşuyorsa o da onun bileceği bir şeydir. Ama o söylenenleri tekzip de etmem. Tekzip etmek de konuşmaya giriyor. İnsanların yüreğinde herkesin imajı farklı. Ben konuşursam insanlar garipser. Annemle babam ben 6 yaşındayken ayrıldılar. Ben iki ayrı eve gidip geldiğim için birini öbürüne şikayet ettiğimde kesinlikle 'Hayır annen öyle şey yapmaz' ya da 'Baban öyle değildir' dendi bana. Şimdi böyle aile terbiyesi almış bir adam kalkıp ilişkilerinden sonra konuşursa zaten saçma olur. Böyle bir şeyi görmemişim ki yapayım.

"Range Rover arabaya binmem" demişti ama...
* Senin bir lafın vardı; 'Parayla hayatım değişmeyecek, parayla değişen hayatları da, kabul etmiyorum. Peugeot bir arabam var asla bir Range Rover'a da binmeyeceğim' demiştin. Şimdi altında bir Range Rover var...

- 'Evet bu lafı söylemiştim. Hala da arkasındayım. Ama benim o Peugeot'mu bir jeep ezdi. Bir jeep arabamın üzerine çıktı. Annem, babam, eşim ve ben o arabadan sağ olarak çıktık. Araba ezildi, paramparça oldu. Ondan sonra karar verdim. Dedim ki; bu jeep'leri çok tasvip ediyor değilim ama hayatta kalabilmek için demek ki böyle bir şey lazım. Onun emniyetli bir araba olduğuna inanıyorum. Ölmemek için en büyük araba hangisi ise onu almak istiyorum.

Ciddi sinemacılardan hepimize fenalık geldi
Önce Komser Şekspir, sonra Oyunbozan, şimdi de Hemşo... Sezonun en iddialı üç filminde de Okan Bayülgen'in adı var... Televizyona 'araç', sinemaya 'amaç' olarak bakan Okan Bayülgen sinemaya gelen yeni nesli ve tv-sinema ikilemini de anlattı

* Sinema sizlerle yeniden yükselişe geçti gibi görünüyor. Senin kuşağının daha şanslı ve özgür olduğunu söyleyebilir miyiz?

- Artık filmler para kazanmaya başladı. İnsanlar artık para yatırıyorlar çünkü sinemadan para kazanılabileceğini gördüler. En büyük arzum oyuncuların geçmişteki gibi harcanmaması, sömürülmemesi. Bono mahkumu, senet mahkumu olmasınlar. Doğru dürüst anlaşmalar yapılsın. Sinema böyle yükselecek işte. Bir de sinemada her yeni jenerasyon bir öncekini unutmuş, reddetmiş. Şimdi bu da değişti. Beraber işler yapılıyor. Benim 'Komser Şekspir' filminde Kadir İnanır ve Müjde Ar'la birlikte oynamam bu iki nesli biraraya getirme çabasıdır. Bu da çok güzel bir şey.

* Sinemacılar daha mı ciddi olmalı?

- Bakın şöyle bir şey de var; Hugh Grant bir arabanın içinde zenci bir fahişe ile oral seks yaparken yakalandı. Bugün bizden bir ismin aynı pozisyonda yakalansa?...

* Ne olur?

- Adam arabanın içinde seks yaparken yakalanmış. Adamı polisler aldı götürdü. Sabıkalı fotoğrafları var. Ne değişti? İnsanlar bugün bayıla bayıla yine Hugh Grant'ı seyrediyorlar. 'Sinemacı çok ciddi bir adamdır, öyle ciddidir ki fırça bıyıklıdır, mangalda kül bırakmaz, vurdu mu oturtur.' tipi yaratılmış bizde. Ciddi sinemacılardan bana fenalık geldi. Evet, çok ciddi bir iş yapıyoruz ama beyin ameliyatı da yapmıyoruz. Sonuçta insanların gülüp eğlenebileceği bir iş bu. Bunun için vatan kurtaran aslan kesilmeye gerek yok.

Televizyonda unutulmaya mahkumsun
*Şöhretini televizyonla yakaladın. Ama bu iş seni hiç tatmin etmiyor. Televizyon senin için nasıl bir 'araç'?

- Televizyon bir sanat değil. İşin doğrusu televizyon boktan bir şey. Benim 5 senedir televizyonda olmam televizyon için bir şey fark ettirmez. Yarın bir skandalla biri çıkar, ona talk şov yaptırırlar. Çünkü insanlar onu görmek ister. Televizyonda unutulmaya mahkumsun. Ben hatırda kalacak programlar yapmaya çalıştım. Mesela Hülya Avşar'ın bir talk şovunu hatırlamıyorlar ama Gece Kuşu'nu hatırlıyorlar. Neden? Çünkü üniversiteli bir kitlesi vardı ve onlar hatırlıyorlar. Ama ne kadar uğraşırsan uğraş televizyon sanat değil ki... Sadece doğru dürüst bir şey yapıyorsan seni severler o kadar.

ŞENGÜL BALIKSIRTI


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır