kapat

24.09.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
pandora
Bizim City
Sizinkiler
Rehber
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )


Bugün pazar, derdim azar!

Benim gibi adamları Pazar sendromundan kurtarmak istiyorsanız, lig maçlarını Cumartesi'den tamamlayacaksınız.. Pazar'a sadece ev gezmesi ile pikniğe gidip ormanı yakmak eğlenceleri kalacak.. Yoksa, köprü altı tarla, parla Fadimem parla..

Ege sahillerine çıktığım denetleme gezisinden döndüğümden beri kimyam bozuk.. Herşey yolunda gidiyordu taaa ki Galatasarayımız, Avrupa fatihimiz bir kasaba takımından üç gol yiyene kadar..

Üç gol yemesi de bozmadı kimyamı.. Bozulduğum iki pası yerine atıp, adam gibi oynayamamaları..

Alpaslan diye bir arkadaşım var.. Hasta Fenerli.. Kendisi borsayla iştigal ediyor.. O kadar hasta Fenerli ki takımı mağlup olduğunda yaptığı ilk iş elinde tuttuğu ne kadar kağıt varsa satışa çıkarmak..

***

Ekonomistler borsa şöyle düştü, böyle düştü diye yazıp çizsin.. Asıl sebep bu.. Bizim borsa Fener'e endeksli.. Fener'in başına bir hal geldi mi aracı kurumlar ellerindeki kağıtları boşaltıyor.. Endeks de tepe üstü gidiyor..

Şeytanın aklına uymuş, bir Fener mağlubiyetinden sonra Alpaslan'ın telefonuna duygusal bir mesaj geçmiştik..

O saatten beri Galatasaray'ın başına bir iş geldiğinde telefona sarılıp, bana mesajlı terapi yapıyor..

Ayar etmeyin beni..

Kimyamı bozan son mesajı da o geçti.. Kuyruğunun püskülünü taratmayacak azametteki aslanımızı yerin dibine sokan mesajının altına da eklemiş:

- "Yapabileceğim şey varsa söyle lütfen.." diye..

Ulan sinirimi bozmuşsun.. Takım da mağlup.. Bu saatten sonra ne yapacaksın da beni ayar ediyorsun? Allah'tan büyüklerimizden yüksek terbiye almış, amirlerimizden sıkı kurs görmüşüz.. Edebimi bozmadan cevap verdim:

- "Yapacak birşey yok.. Popoya giren şemsiye açılmaz.." dedim.. Oğlan nezaketimizin altında ezildiğinden cevap yazamadı..

Aslında bu Fener muhabetine hiç girmek istemiyorum.. Girenin iki yakasının bir araya geldiği görülmemiştir..

Gazetemizin, daha doğrusu yayın gurubumuzun başı; dünya durdukça takımı mağlubiyet görmeyesice Zafer Mutlu Fenerli olduğundan, benim de bu sebeple tırstığımdan değil..

Bu sonucu tecrübeyle öğrendiğimden..

Günaydın'daydık.. TÜSİAD'a aykırı gelen ama iyi bir haber vardı elimizde.. Toplantı masasında haberi nasıl koyalım, nereye koyalım diye tartışırken o zamanki patronumuz Haldun Bey:

- "Aman çocuklar.." dedi.. "Aman TÜSİAD'a bulaşmayın.."

Şaşırdık.. Bildiğimiz Haldun Bey ne bir kurumdan ne de kişiden korkar.. Açıkladı:

- "Bu memlekette huzur istiyorsanız TÜSİAD'a bulaşmayacaksınız.. Bir lokmaları eksilse kıyamet kopar.. Aman onlar mutlu olsun ki biz de huzurlu olalım.."

Patronun bu ironik açıklamasına, yaşadığımız tecrübeler sayesinde Fener gerçeğini de ekleyince; benim için her zaman geçerli olan bir doğru çıktı ortaya:

- "Türkiye'de huzur istiyorsan bir TÜSİAD'a bir de Fener'e dokunmayacaksın.."

***

Eğer bulaşmak istesem yazacak çok şey var.. "Bunların teknik heyeti sayıları ancak beşe kadar sayıyor, üzerine çıktılar mı şaşırıyor.." diye başlar, sonuna kadar da giderdim..

Benim için geçerli olan bu doğru spor medyasının işine yaramıyor.. Çünkü onların rantı da Fener'in başına gelebilecek şeylerden.. Hatta bir kısmı bu işin kundakçısı sayılır..

"Kundakçılık" kasıtlı yangın çıkaranlar için kullanılan teknik bir adli terim..

Kızıl bayramlar!!

Meşrebimize çok uyan "kundakçılık işi" bize Osmanlı'dan miras.. Yeniçeriler çıkarmış bu icadı..

Şöyle yarım metre boyunda bir çam kütük alır, bir tarafını palayla düzleyerek içini boşaltırlarmış.. İçine çakmak taşından ateş yakmaya yarayan kav ile kükürt koyar, yangın çıkaracakları binanın uygun bir yerine bırakırlarmış..

Kava ateşi verdiler mi olay tamam.. Üzerine su döksen sönmeyecek bir ateş kaynağı..

Yeniçeri için yangın demek, yağma demek.. Baş belası 56'ncı ortanın Yeniçerileri'nin dilinde yangının başka adı da "Kızıl Bayram!" Bu kafayla gide gide İstanbul'u semt semt yakıp, yıllarca soymuşlar..

Medyanın halleri de böyle.. Fener'e ille bir kundak sokacaklar ki ortalık harlandığında bakalım kısmetlerine ne düşe?

***

Bu işlerde taraftar dediğimiz vatandaşın bir vebali yok.. Onların tek suçu bir şeye bağlanıp, delice sevmek..

Eğer aylık kadın dergilerinin mantığından gidip "sevmek suç mu?" diye sorarsanız cevapları değişir.. Daha doğrusu benden mantıklı bir cevap alamazsınız..

Çünkü bana göre sonuçlarına katlandığınız sürece herşey mübahtır..

Temsil, sabahtan akşama kadar dikildiği yerde otlayan, sosyal etkinlik adına sadece kuyruğunu sallayıp duran bir ineği de sevebilir hatta aşık olabilirsiniz..

Sevginizi göstermek amacıyla getirdiğiniz çiçekleri yediği zaman şaşırmamak kaydıyla!

Takım tutmak elbette bununla aynı şey değil ama sonu sürprizlere açık bir tutku olduğu kesin..

Benim sorunum ise dost seçmek konusunda.. Öyle tipleri buluyorum ki çoğu Fenerli çıkıyor, her üç vakitte birinden biri kimyamı bozuyor..

Bu da insanın koyunca bir tarafı işte.. Allah'tan Cambridge'deki Babraham Institute'nin bu konuda bir araştırması var.. Oradaki ilim adamlarının tesbitine göre insanlar da dostlarını koyunlar gibi seçiyormuş..

Dost düşman ayırımı yapmak icap ettiğinde insanlar da koyunlar da beyinlerinin sağ tarafını kullanıyormuş.. Hallerim aklıma geldikçe içimi rahatlatan da budur..

Lakin içimde hala bir huzursuzluk var.. Bugün günlerde Pazar ya! Hemen her Pazar derdim biraz azar.. Her halde Fener'in maçı olduğundandır..

Kıssadan Hisse: Bu işlerin sonu yoktur.. Ankara'dan gelse de mühürlü ferman.. Arayıp bulamazsın derdine derman..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır