kapat

24.09.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
pandora
Bizim City
Sizinkiler
Rehber
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Asla asla dememeye yeminliyim
Dünyaya akıl satan, şirketleri batmaktan kurtaran Lee Iacocca, şu sıralar tüm çabasını ayrılmaya çalıştığı 24 yaşındaki eşinin talep ettiği paralardan kurtulmak için harcıyor

Mustang'in babası, Chrysler'in kurtarıcısı Iacocca 73 yaşında emekliliği tercih etti. Şimdi pedal çevirmeye takâdı olmayan yaşlılar için elektrikli bisiklet icadıyla uğraşıyor

Iacocca, etrafında pervane olan Patricia Kennedy ile evlenip evlenmeyeceğine ise yaramaz bir çocuk gibi göz kırparak açıklık getiriyor: Asla asla dememeye yeminliyim

Sardunya'nın denizlerinde gördüğüm yatların boyu bir yana, modelleri gerçekten şaşırtıcı. O hafta bütün bir günü geçirdiğim dostum Yamani'nin dillere destan yatı dahi gördüğüm bazı yatlarla kıyaslanınca mütevazi kalıyor. Ada'da Ağustos ayını geçiren yatçılar arasında "davet" verme modası had safhada. Bunlardan birine ev sahibemle katıldım. Zaten kim kimi davet ederse "Evindeki bütün konuklarla birlikte gel" diyor.

Bizim gittiğimiz 73 metrelik yattaki sosyete mensupları öğle yemeğine değil de moda defilesine çıkacakmış gibi giyinmişlerdi. Çoğu dünyanın birçok yerinden gelen, yüzlerini gerdirmekten gülmeyi unutan yaratıklardı. Bir aralık, genç bir kadının abartılı el kol hareketleriyle yanındaki yaşlı ve göbekli bir adamı durmadan okşadığını gördüm. Baktığımı hisseden bir konuk: "Merakınızı yeneyim: O adam ünlü Lee Iacocca'dır..." dedi.

Yemekte yan yana oturduğum zaman Lee Iacocca'dan sadece yaptıklarını değil, yapacaklarını da dinledim. Masadan kalkınca onu yatın tenha bir köşesine götürdüm; minik TV kameramı arkadaşımın eline verdim ve bir röportaj da ATV için yaptım. Ondan ayrılırken 100. yaş günlerimizde birbirimizi kutlamaya söz verdik.

73 yaşında emekliliği seçen Lee Iacocca, "Canım çok sıkıldı, torunlarım bile oyalayamadı beni; yeni birşeyler yapmak istedim"diyor ve "Elektrikle işleyen bisiklet üzerinde denemeler yapıyorum. Bunlar özellikle yokuşta pedal çeviremeyen yaşlıları mutlu edecek."

Lee Iacocca bunları söylerken otomobil sanayiinin çevreye verdiği kirlilikten suçluluk hissine kapıldığı izlenimini verdi. Belki de bu suçluluk hissi onu elektriğe yöneltmiştir. Çünkü konuşmalarımızda önce çevre, sonra yaşamındaki kadınlara çok yer verdi.

Lee Iacocca İtalyan asıllı bir Amerikalı, "Katolik olduğumdan ve boşanmalarım yüzünden" diyor "üç evliliğim de kilise tarafından kabul edilmedi; velhasıl ben evliyken dahi bekâr sayıldım."

Evlilik statüsüne sıkı sıkı sarılan Lee Iacocca yaşamını kâh hüzünle kâh gülerek anlattı. İlk eşini çok sevmiş; ondan çocukları olmuş ama genç yaşta kaybetmiş. Her acı çeken erkek gibi -kendi deyimiyle- üç yıl sonra ikinci bir eş bulmuş. Onunla uyuşamayınca Amerikan yasalarına saygılı davranıp servetinden büyük bir bölümü verip ondan kurtulmuş. Ama yine kendi deyimiyle, "Etrafımı genç, güzel kızlar çevirdi. Bir tanesi bana aşık olduğuna o kadar inandırdı ki yaşıma başıma, dokuz torunuma bakmayıp onunla da evlendim. Üç ay sonra tatlı yaşam bitti. Şu sırada 24 yaşındaki eşim dokuz aydan beri güzel tırnaklarını vücudumun hertarafına batırıyor; avukatlar milyonlar kazanıyor ve onun koparmak istediği rakamlar gittikçe büyüyor."

Dünyaya akıl satan, şirketleri batmaktan kurtaran Lee Iacocca'nın traji-komik durumunu dinledikten sonra, "Peki, şimdi sizin etrafınızda pervane olan ve kendisini nişanlınız diye tanıtan Patricia Kennedy ile dördüncü defa dünyaevine girmeye niyetiniz var mı?" diye sordum. Yaramaz çocuk gibi göz kırpıp güldü: "Ben hayatımda 'asla' sözcüğünü kullanmamaya yeminliyim" dedi...

FORD'DAN KOVULUŞUNU KAHKAHAYLA ANLATTI
Mustang arabalarının babası olarak bilinen Lee Iacocca 33 yıl Ford'un yanında çalıştığını ve nasıl kovulduğunu anlatırken kahkahayı basıyordu: "Hem iyi arkadaştık, hem de beni dehşetli kıskanırdı. Kimbilir belki bir gün yönetimin başında olduğum için şirketini de elinden alacağımı düşünmüştür. Bir geceyarısı beni Ford binasının karşısındaki lokantaya davet etti ve "Bak" diye sordu; "karşıda ne yazıyor? Ben saf saf 'Ford' dedim. O zaman eliyle göğsünü yumrukladı ve 'İşte ben O'yum; Ford benim. Hadi, şimdi seni kovuyorum" diye bağırdı.

CHRYSLER'İ KURTARDI
Lee Iacocca'nın şimdi kahkahayla anlattığı o anıyı yaşarken ne acı çektiği belli. Allah'tan o sırada batmakta olan Chrysler şirketi "Gel, bizi kurtar" demiş. O da 2 kere kurtarmakla kalmamış 17 yıl yönettiği şirketi güçlü hale getirmiş. O yılların anılarını topladığı ünlü kitabı hemen her iş adamının kütüphanesinde hâlâ durur. Ancak tevazuu elden bırakmayan Lee Iacocca, "Amerikan hükümeti böyle dev bir şirketi batmaktan kurtarmak için çok çalıştı; işçiler ve sendikaların fedakârlığı sayesinde o işi kotardım" diyor.

SARDUNYA'YA KAPTIRDIĞIMıZ FIRSAT
Yazın bir bölümünü Avrupa'nın güneyinde tatil yapan dostlarımın yanında geçirdim.

Yıllarca önce İstanbul'da, Ağa Han'dan bir turizm cenneti olarak nitelediği Türkiye ile ilgili plânlarını dinlemiş ve çok etkilenmiştim. Sahillerimizden seçeceği bir koyda uygulayacağı proje tamamlandığı zaman dünyanın en kaliteli turizmini başlatacağına inanmıştım. Ama Turizm Bakanlığımız yetkilileri Ağa Han'a neredeyse vatanı istilâ eden bir düşman muamelesi yapmışlardı. O da kalkıp projesini Sardunya'nın, bugün en mutena koyu Porto Cervo'da uygulamıştı.

AĞA HAN'IN MUCİZESİ
Ağa Han kurak bir koy olan Porto Cervo'yu ağaçlandırdı; inşaatlara iki kattan fazla izin vermedi. Tertemiz yolları neredeyse çiçekten halılarla kapladı. Ve hiçbir lokalde gürültülü müzik çalınmamasını, denizlerin tertemiz tutulmasını sağladı. Başka koylara aynı uygulamayı götürmek isteyince Sardunyalılar "Bırak da biz gerisini yapalım" dediler. O da küsüp adadan -tabii kendi malikânesini satarak- ayrıldı.

BERLUSCONI'NİN EVİNDE
İtalya'nın sabık başbakanı Berlusconi sayısız dergi, gazete ve TV sahipliği yanısıra Milano Futbol Takımı'nın sahibi. 40 bin kişinin çalıştığı imparatorluğunun dışında tek arzusu çok gençken Porto Cervo'nun en görkemli evine sahip olmakmış. İstediği büyüklükte servete kavuşunca bu evi satın almış; bir süre sonra aynı koyda yaptırdığı daha ufak bir eve taşınmış. Ağustos aylarında 100 ila 150 bin dolar verene kiralamaya başlamış.

İşte, bu evi 1 ay için kiralayan çok yakın bir dostumun ısrarına dayanamayıp Sardunya'ya 7 saatlik aktarmalı yolculuktan sonra vardım. Ama ilk ve son defa... Çünkü hergün ayrı bir koyu keşfetmek, akşamları güya en iyi restoranlarında yemek yememize rağmen Sardunya'daki temizliğin, çiçeklerinin ve gürültüsüzlüğünün dışında hiçbirşeyi özleyeceğimi sanmıyorum.

Leyla UMAR


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır