kapat

17.09.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Troy
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
banner
Bizim City
Sizinkiler
Rehber
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
İLKER SARIER(isarier@sabah.com.tr )


Bir sosyal mesele

Tek dersten bir yıl tekrarlamak durumda olan öğrencilere göğsümü gere gere "af" istedim.

İstemeye de devam ediyorum.

Çünkü, beni, o çocukların psikolojisinden, hayallerinden, umutlarından, bluğ çağındaki yaralanmalarından ve ailelerinin aldığı gönül yarasından daha fazla hiçbir şey ilgilendirmiyor.

Yoksulluğun, imkansızlıkların ve garibanlığın Türkiye'nin ara sokaklarında bir hayalet gibi kol gezdiği gerçeğini bir yana bırakalım...

Sedece bir konuya bakalım.

Binlerce aile, yemiyor, içmiyor, giyinmiyor, gezmiyor, harcamıyor...

Sadece evladını okutmaya çalışıyor...

Çünkü evlatların hayata tutunmaları için başka hiçbir tutamak noktaları yok...

İşte bu atmosferde, ailelerin bu çabası her türlü övgünün üzerindedir.

Evladını okutmak çabası...

Varsın evlat henüz gerçeği tam idrak edememiş olsun...

Varsın çocuklar, bluğ çağının umarsızlık ve çıkışsızlıklarıyla çalışmayı birazcık boşvermiş olsunlar...

Peki o ailelerin büyük gayretleri ne olacak?..

Babaların eve üç kuruş getirmek için çırpınması, annelerin saçını süpürge etmesi ne olacak?..

Hak mı, reva mı, bir tek dersten bir yıl daha aynı sıraya oturmak?..

Kimse bana "çalışsalardı" demeye kalkışmasın!..

Toplumu, bir "bütün" olarak değerlendiremeyen ukala ahmakları ciddiye alacak değilim!..

Tek dersten yıl tekrar eden 20 bin öğrenci, 20 bin yıl kaybı demektir.

20 bin ailede de, perişanlık, hayal kırıklığı ve ruhsal yıkım demektir.

O yüzden, ben Bakan olsaydım, bir tek kararla, hepsini bir üst sınıfa çıkartırdım. Bir dakikada!..

Babamı bile dinlemeden!..

Müktesep hak nerde?

Milli Eğitim sorunlarına bir girdik ki o giriş...

Bir umman gibi, sorunlar dalga dalga üzerimize geliyor.

Af yazılarımıza büyük destek veren veliler, şimdi de "alan seçimi" konusunda binlerce öğrencinin "yandığını" söylüyorlar.

Alan seçimi, lise ikinci sınıf başında yapılıyor.

25 Ağustos'ta bu yıl çıkan yeni yönetmeliğe kadar, öğrenciler, Türkçe-Sosyal veya Matematik-Fen bölümlerinden birine geçebiliyorlardı.

Biliyorsunuz, bu alan seçimi üniversiteye hazırlık konusunda büyük önem taşıyor.

Fakat bu yıl Milli Eğitim, 25 Ağustos'ta çıkardığı yeni yönetmelikle, fen derslerinden ortalama 2 tutturamayan öğrencileri Matematik-Fen bölümünü seçmekten men etti.

Varolan bir hakkı, yıl sonunda "ilga" etti.

Hukuk tekniği ve "haklar"ın özü bakımından, "ilga" yıl sonunda değil yılbaşında yapılır.

Ki öğrenci ne yapacağını bilsin...

Varsayalım ki, 25 Ağustos tarihi yılbaşı sayılmaktadır.

O zaman lise 2'ye geçen öğrencilerin bu hakkı kullanmaları fakat lise 1'e başlayanların yeni yönetmeliğe tabi olmaları gerekmez miydi?

Ortalaması 2 olmayan bir öğrenciye, tam yıl biterken "Sen Fen bölümüne gidemezsin" demek yerine, bunu yılbaşında söylemek gerekmiyor muydu? Belki yılbaşında söylenseydi o çocuk, ortalamasını daha yüksek tutacaktı...

Bilemezsiniz ki!..

Bu yeni madde, "müktesep hak" kavramını çiğniyor. Ve binlerce öğrencinin "üniversite fırsatını" daha önce haber vermeden elinden alıyor...

Bu büyük bir talihsizliktir.

Pabuç
Türkiye'de 350 milyona ayakkabı satılıyormuş... Herhalde giymek için değildir...

Tehcir
Ermeni lobisi tehciri kabul etmemizi istiyor. Öpülmüş yanağın davasını güdüyorlar.

Halk
Livaneli, "Evren halka güveniyor" demiş... Halk da Evren'e güvendiğine göre mesele yok.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır