Denizli mutlu

Denizli'ye birşeyler oldu. Herkesin düşündüğünün tersini yapıp, birşeyler icat etme peşinde. Futbol artık çok bilinmeyenli bir denklem değil. Yere sağlam basacaksın, topa sağlam gireceksin, sonra da faul yapmadan rakibinle hesaplaşacaksın. Bu kadar basit.

Yeni bir şey yapacaksan, başarısız denenmişleri bir kenara koyacaksın ve önce yenilere bakacaksın. Sarı-lacivertliler tonla para verdiler Revivo'yu aldılar, Rapajc'i aldılar. İlave ettiler, "Avrupa Kupası'nı getireceğiz" dediler. Sonra gittiler 34 yaşındaki Mert Meriç'i Kocaelispor'dan aldılar. Kötü oyuncu değil ama ideallerindeki hedefin futbolcusu mu? Hayır...

Yeni aldıkları kenarda, sahada satmak istedikleri Moshoeu ile Mert Meriç var. Sarı-lacivertliler sezon başından beri kazandıkları maçları bile düşük yapan kadınlar gibi sancılı gibi kazandılar.

Hepsine hayırlı işler
Siyah-beyazlılar çok mu iyi oynadı? Hayır. Sadece oyun disiplinine uydular. Blok halinde gidip, geldiler ve yardımlaştılar. Düşünün aynı Beşiktaş'ı üç gün evvel 7 eksikli Milan dağıttı. Merak ediyorum Baliç, Real Madrid'e giderken kaç kilogramdı, bel ve kalça çevresi kaç santimetreydi? Şimdi ne kadar? Bütün bunlar, en az F.Bahçe kadar Denizli'nin de sorunu. Çünkü başarısızlığında kariyerinde büyük bir yara alacak.

F.Bahçe'de pres yok, kaleye şut atıldığında dönecek toplarda takip yok, yardımlaşma yok. Fizik güç de yok. Denizli, "Takımdan memnunum" diyordu. Eğer o memnunsa, yönetim de ondan mennunsa, hepsine hayırlı işler. Metin Tokat sarı kartlarda dengesiz hareket etti.. İkili mücadelelerde pozisyonlara yakındı, oralarda az hata yaptı.