kapat

29.08.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Arbeta
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
İPEK CEM(ipek.cem@sabah.com.tr )


Bölgesel yaklaşımlar

Coğrafi ve ekonomik topluluklar, ülkelerarası ilişkilerde önemil rol oyanamakta. NAFTA veya AB gibi olgular, bu tür ticari ve siyasi birlikteliklerin en bilinen örneklerinden. Aslında son on yıl içinde, bölgesel bazı toplulukların etkinlik alanı bir anlamda daraldı. Daha doğrusu küresel anlamda ülkeleri bir araya getiren platformlar 'hareket alanlarını' genişletip, güçlendiler.

Dünya bir yandan IMF, Dünya Bankası veya Birleşmiş Milletler gibi uluslarüstü nitelikteki kurumların kararlarından etkilenirken, öte yandan da bölgesel güç dengelerinde, "ticari güç", askeri veya siyasi gücün önüne geçmeye başladı. Bu "ticari güç'ün edinilmesinde bölgesel merkez konumuna gelebilen ülkeler çok avantaj sağlıyorlar.

Bu pencereden bakıldığında, Türkiye oldukça ilginç bir durumda. 'Kategorilenmesi' zor bir ülke. 'Nerenin ve neyin merkezi' olduğuna karar vermek kolay değil. Bu belki de bir lüks. Türkiye, hem AB'ye üyelik konusunda yol alıyor. Hem de, bu topluluğa dahil olan diğer ülkelerden çok farklı bir sosyo kültürel mozaiğe sahip. Öte yandan Türki Cumhuriyetler ve Kafkaslar ile kültürel ve tarihsel bağlantıları var. Diğer taraftan oldukça sorunlu bir coğrafya olan Balkanlar'da Osmanlı İmparatorluğu'ndan kalma bir mirası, bağı var. İslam kültüründen ve tarihten gelen diğer bir bağ da Müslüman ülkelerle mevcut. Tüm bunları bir yana bırakınca da, yerleşik ve yükselen bazı küresel ve bölgesel aktörlerle 'aynı dünyayı paylaşıyor.'

Acaba tarihin, kültürün ve bu coğrafyanın kolaylaştırdığı 'bölgesel merkez olma' potansiyelimizi ne denli değerlendirebiliyoruz? Aslında bizimkisi enteresan bir konum. Ne 'küçükler lig'indeyiz, ne de tam 'dünya ligi'nde. Eğer ilerlememizden memnun değil isek, cevap ta hazır: 'Birileri bize komplo kuruyor.'

Oysa, 'kendi kendisinin efendisi olan' biz toplumun gelişme hızı ve niteliğinden, ancak kendisi sorumludur. Örneğin, Türkiye'nin işgücü, ticaret ve teknoloji anlamında bölgesel bir merkez olup-olamaması kendi çabasıyla doğru orantılıdır.

Geçenlerde Ürdün'ün uluslararası haftalık haber dergisi Time'de verdiği tam sayfalık bir ilanı okuyordum. Kendilerini, Ortadoğu'nun teknoloji ve Internet merkezi olarak lanse ediyorlardı. Aynı mesajı yeni Ürdün Kralı Türkiye ziyaretinde de vermişti. Ürdün'den söz ederken, bu reklam varolan bir 'gerçek'ten çok, yaratılmaya çalışan bir model olarak algılanmalı. İsrail'in bizimkinin onda biri nüfusla, Türkiye seviyesinde milli gelir yaratması, oldukça düşündürücü. Bu ülkeye ABD'den giden finansal ve diğer destekler ortada, ancak yine de İsrail'in yüksek teknoloji sektörünü ulusal bir gündem haline getirdiği biliniyor. Hedef bu olunca, özel sektör ve hükümetin birlikte yol alması gerekiyor. Olay ilk olarak 'öncelik belirleme', daha sonra da 'uygulama' meselesi.

AB'ye tam üyelik sürecine girmemiz, Türkiye'nin Tanzimat'tan bu yana belirginleşen, 'Batı'nın gelişme seviyesini' yakalaması için çok önemli bir hedef. Ancak Türkiye olarak 'bölgesel merkez ve bölgesel Pazar' anlamında bize yakın ve daha geniş coğrafyaları da kayda almak gerek. En önemlisi, yeni nesli, bu merkeze yakışır düzeyde eğitmek, girişimciliği desteklemek şart. Bölgenin teknoloji beyinlerinin İsrail, Bulgaristan, hatta Yunanistan'dan değil, Türkiye'den 'çıkacağı' günleri görmemiz lazım.

Özel sektör mecburiyetten zaten yapıyor. Ancak devletin yeni teknolojilerin kullanılması konusunda öncü konuma gelmesi beklentimiz. 'Müreffeh Türkiye' rüyası, katma değer üretmeyen sektörler yerine, teknoloji ve iletişim alanlarında yapılacak yeni yatırımlarla gerçekleşebilir. İşte gerçek ve öncelikli bir gündem maddesi.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır