kapat

29.08.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Arbeta
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ŞÜKRÜ KIZILOT(skizilot@sabah.com.tr )


Toplam verginin yüzde 14'ünü ücretliler ödedi

Geçtiğimiz hafta, bazı gazetelerde "vergiyi işçi sırtladı", "vergilerin yarısını ücretliler ödedi", "vergilerin yüzde 85'ini ücretliler ödüyor" gibi başlıklar altında haberler ve köşe yazıları yeraldı. Yıllardır yanlış bilinen bu oranlar, vatandaşın kafasını karıştırıyor.

İşin doğrusunu biz açıklayalım, geçtiğimiz yıl ücretlilerin ödemiş gözüktüğü gelir vergisinin, toplam vergi gelirlerine oranı yüzde 14.

Nasıl mı bulduk? Gayet basit... 1999'da tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı 19 katrilyon 409 trilyon lira. Ücretlilerin ödediği verginin tutarı ise 2 katrilyon 707 trilyon lira. Bunları birbirine oranladığımızda da, yüzde 14 oranını buluyoruz. Görüldüğü gibi, bu ülkede her 100 liralık verginin 14 lirasını, ücretliler ödemiş gözüküyor. 1992'de yüzde 22,4, 1994'de 17,7 olan bu oran 1999'da yüzde 14'e indi (Bkz. Maliye Bakanlığı, Vergi İstatistikleri Yıllığı, Haziran 2000, s. 52).

GERÇEK ORAN FARKLI
Toplam verginin yüzde 14'ünü ücretliler ödemiş gözüküyor diyoruz, çünkü işin gerçeği çok farklı. Özel kesimde 100 işyerinden 99'unda, işe eleman alınırken, "net ücret" üzerinden anlaşma yapılıyor. İşçi vergi ve sigorta primi ödediğini hissetmiyor bile... İşveren, net ücretin brüt tutarını hesaplayarak, işçinin ödemesi gereken vergi ve sigorta primini cebinden ödüyor. Ancak, bu ödeme kağıt üzerinde "işçinin ödediği vergi" olarak gözüküyor. Doğrusu bu...

Memurlardaki durum ise daha farklı. Memurların aldığı ücretin yarıdan fazlası vergiye tabi değil. Nedenine gelince, memurlara vergiye tabi olmayan bazı yardımlar ve tazminatlar da ödeniyor. Vergi hesaplanırken, bu yardımlar ve tazminatlar vergi dışı bırakılıyor. Sonuçta bir memur toplam gelirinin yüzde 5'i, bilemediniz 7-8'i oranında vergi ödüyor.

İşçi ve memurun gelir vergisi hesaplanmadan "özel indirim" diye adlandırılan bir geçim indirimi de düşülüyor. Bu tür bir indirim, esnafa, tüccara ya da serbest meslek erbabına uygulanmıyor. Sadece ücretlilere uygulanıyor. Ücretlilerin bir diğer ilave avantajı da, "vergi iadesi" konusunda. Yıl içinde fatura-fiş toplayıp, ücretlerinden kesilen vergilerin bir kısmını geri alabiliyorlar.

KÜMESİN İÇİ VE DIŞI
Artık herkesin bildiği bir gerçek var. Bu ülkede vergiyi, "kümestekiler" diye adlandırılan kişiler ödüyor. Ödüyor derken, kuruşuna kadar anlamında değil, önemli bir kısmı, kaçırabildiği kadarını kaçırıp, kaçıramadığının vergisini ödüyor. Bir de, "kümesin dışındakiler" var. İşte onlar hiç ödemiyorlar.

Bunların kim olduğuna gelince... O da belli. Hatta bazıları sırf hava olsun diye, inanılmaz rezaletler ve gösteriler peşinde. Sevgiliye hediye edilen villalar, lüks otomobiller, havaya savrulan dolarlar, eğlence dedikleri rezalet ortamında garsonun ceketini çıkarttırıp, benzin döküp yakmak, onlarca, yüzlerce tabağı sırf eğlence olsun diye kırıp, yüz milyonlarca, milyarlarca lira hesap ödemek. Daha neler neler...

Alınteri ile para kazanan, parayı böyle sağa sola savuramaz. Belli ki, bu paralar yasa dışı yollardan, hayali ihracattan, kayıt dışı faaliyetlerden özetle alınteri dökülmeden elde edilmiş.

Üstelik tek kuruş da vergi ödenmeden. Ücretli, esnaf, tüccar tartışmasından önce, kamu vicdanında derin yaralar açan kümesin dışındakilerin üstüne gitmek ve sonuçlarını da kamuoyuna açıklamak gerekiyor.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır