Çaresi var
Kriz yoksa çıkartmak, eğer çıkmıyorsa zoraki çıkartmak.
Cumhurbaşkanı yetkileri, durup dururken başımızı ağrıtabilir.
Gerçi Sayın Sezer, kendi söylemiştir:
- Bu yetkiler çok diye.
Ama karar mercii, meclistir.
Yani, ille de Anayasa değişikliği gerekir.
Nasıl olacak?
İnat oyları'nı yumuşatmak mümkün mü?
*
Ancak şu olabilir.
Büyükce bir paket hazırlanır.
Değişmesi gereken 5-10 tane madde, aynı pakete konabilir...
Bunun anlamı: Geniş mutabakat.
Yani, muhalefeti de içine alan, -hafifçe pazarlık koksa bile- parlamenter rejim'e yakışan yeni bir düzenlemeye gidilir.
Ve birinci turda hedefe ulaşılır.
Ama tek başına, yani salt Cumhurbaşkanı yetkillerini kısıtlamak için bir oylama yaparsak, sonu yine hüsran olur.
Demek istiyoruz ki: Durup dururken problem çıkarmayalım.
*
Özal'ın Çankaya hevesini yetkiler körükledi...
82 Anayasası'nın armağanı bu...
Zaten yetkiler geniş olmasaydı, Çankaya, Demirel'e de câzip gelmezdi.
Sezer'in böyle bir derdi yok.
O'na yetki gerekmez... Demirel gibi değil, Korutürk gibi bir Cumhurbaşkanı olmayı yeğliyor.
Esasen, kendi de talip olmadı o makama... Aklının kenarından bile geçmezken, birdenbire davet aldı.
Davet aldığı an bile ĞAnayasa Mahkemesi Başkanı sıfatıyla- hazırladığı konuşmada, Cumhurbaşkanı yetkilerinin kısıtlanmasına dair çarpıcı cümlelerden hiç caymadı... Aynen okudu.
Samimi olduğuna inandık.
Ama bu iş, meclisin işi. Alın bu yetkileri diye iade etse bile kimse almaz.
Yolu belli.
Anayasa değişikliği.
Sezer, katkıda bile bulunamaz...
*
Ama, diyoruz ki:
Sırf yetkilerin kısıtlanması için gidilecek bir Anayasa değişikliği yeterli değil.
Çıkmaz meclisten.
Ecevit bir kere daha üzülür.
Öyleyse büyük bir paket hazırlayalım... Değişmesi gereken diğer maddeleri de koyalım içine... Geniş bir mutabakat sağlayalım. Ve işi sağlama alalım.
Yani, önce üzüm yiyelim.
Esasen Ecevit haklı.
Çünkü Sezer, asla kullanmak istemediği yetkileri Anayasa'dan alıyor...
Ne tuhaf...
Aynı Anayasa kimseye angarya yüklenemez diyor.
Bu kadarcık çelişki yeter de artar bile.