Sokakta mendil satarken müşterileri rahatsız ediyor diye restoran soğutucusuna kapatılan Leylâ bir işaret fişeğidir.
Acaba toplum, bu sayede karşı karşıya bulunduğu tehlikeyi görebildi mi?
Unutmayalım:
Bugün hemen her kavşakta yeşil ışık bekleyen otomobillere sokularak bir şeyler satmak bahanesiyle para isteyen binlerce çocuk var.
Tedbir alınmazsa bu çocuklar daha da çoğalacak.. Sokağın sakladığı tehlikelerle büyüyenler de bugün bile baş edemediğimiz suç örgütlerinin sermayeleri olacak.
Devlet ve toplum, korkunç bir yok oluşu içinde saklayan bu saatli bombanın patlamasını mı bekleyecek?
Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Hasan Gemici SHÇEK çerçevesinde yapılan olumlu işleri anlattı. Üç yıl önce sadece 1 olan "çocuk ve gençlik merkezleri"nin bugün 13'e ulaştığını, çocuklara ve ailelere yönelik eğitim ve sosyal yardım çalışmalarının geliştirildiğini söyledi.
Ama yapılması gereken daha çok şey var.
Örneğin yargıya, devletin şefkat göstermek yanında, çocukları istismar eden ailelere ceza da verebildiğini kanıtlamak görevi düşüyor.
Bu tür ailelere verilecek "ibretlik" cezaların sömürüyü caydırmak konusunda gerçekten etkisi büyük olabilir.
Bunun yanında yerel yönetimler ile gönüllü kuruluşların, heyecan ve ibadet aşkıyla çözüme katılmaları lâzım.
Belediyelerin işi çöp kaldırmak, asfalt dökmek ve kitle ulaşımı sağlamaktan ibaret değil. Çağdaş belediyecilik, hizmet önceliğinde sokak çocuklarını, kimsesiz yaşlıları ve özürlüleri ilk sıralara koyuyor.
Bozuk bir yolu bir mahalleye sıkıntı vermek pahasına iki yıl geç onarabilirsiniz. Ama sokaktaki bir çocuğa yardımda bir saat gecikirseniz onu tümüyle kaybedebilirsiniz.
Belediyelerin yeri var, kadrolarında iş yapmadan maaş alan yığınla adamları var.
Hasan Gemici belediyelerin her mahallede bir çocuk merkezi kurabileceğini, kurdukları takdirde SHÇEK'in işbirliğine hazır olacağını vaad ediyor.
Herkes bu çabaya katılmalı.
Kurtardığımız her çocuk, cennetlik sevabı olan birer kazanç olacaktır.
Asıl eksik ne?
ANAP milletvekili Kâmran İnan, Türkiye'nin temel çarpıklıklarını konu alan bir çalışma yapıyor.
İbret verici bir boy aynası olacak.
Siyasi otorite boşluğu, israf ve bürokrasi diktatörlüğü, çarpıklığın kaynakları..
Meclis "kanun fabrikası" gibi çalışıyor. Eskisini doğru dürüst uyguladık mı diye bakmadan her açmazda yeni kanun çıkarıyoruz. 77 yılda dört Anayasa yaptı, halâ arıyoruz..
On yıl önce iç borç 100 milyon dolardı, bugün 50 milyar dolar.. Nereye gitti paralar?
125 bin resmi araç var. Bürokrasi şimdi sivil plakalı resmi araçlar kullanmaya başladı.
Milleti mi kandırıyorlar, yoksa utanmaya mı başladılar?
Dün Ankara'ya gelen Barak'ın İsrail'i 52 yıldır savaş halinde. Ama bize teknoloji satıyor.. Onlar 50 yılda çölü cennete çevirirken biz cennet Anadolu'yu çöle çevirdik.
Bizim yeni kanunlardan önce öz eleştiriye ve utanmaya ihtiyacımız var!