kapat

29.08.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Arbeta
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
'Yeni zenginleri izleyin'
'Ben artık Rahmi Koç'a bir şey satamam' diyen Aykut Hamzagil'e göre müşteri, beğenileri henüz netleşmemiş yeni zenginler ya da sınıf atlayanlardan çıkacak

Tekstil sektörüne 1970'li yıllarda giren, 1978'de evi için aradığı kumaşı bulamayınca döşemelik kumaş üretmeye karar veren Aykut Hamzagil, Türkiye'nin ilk ev tekstili markası. Yılda 10 milyon metre konfeksiyon, 100 bin metre de döşemelik kumaş üreten Aykut Hamzagil'e göre müşteri ya yeni zenginlerden, ya sınıf değiştirenlerden ya da gençlerden çıkar. "Ben artık Rahmi Koç'a bir şey satamam. Onun kravatı da gömleği de bellidir" diyen Hamzagil, beğenileri ve marka tercihleri oturmuş kişilere mal satmaya çalışmak yerine, parası olup zevki oluşmayanlara yönelmek gerektiğini söylüyor.

* Siz aslında konfeksiyon kumaşı üretiyorsunuz, konfeksiyondan döşemeliğe nasıl geçtiniz?

Türkiye'de ilk emprime kumaşı ben ürettim. Zeki Triko, Atalar, Mudo, Beymen, Titiz, Vepa hepsi benim müşterimdi. Bunlara toptan konfeksiyon kumaşı veriyordum. 1978'de evime mobilya kumaşı aradım, kafamdaki kumaşı bulamadım. Beyaz bir döşemelik arıyordum, o zaman hiç yoktu. 300 metre beyaz döşemelikle başladım, bir yıl sonra tüm fabrikalar beyaz renk üretti. Bizim işte bakmak değil, baktığınızı görmek önemli. Görmek için de bilmek lazım. Çinlilerin bir sözü vardır: "İnsanoğlu bildiğini görür."

*Eskiden ev tekstilinde tek markaydınız. Şimdi çok sayıda yabancı marka da var. Rekabetin koşulları nasıl değişti? Para kimden kazanılacak?

Er meydanı bu. Eskiden zenginler eşlerine butik açardı şimdi dekorasyon mağazası açıyor. Şu andaki rüzgar bizi etkiliyor tabii. Ama ben kendimi diğerlerinden ayrı bir noktaya koyuyorum. Yine de boş durmuyoruz. Biz 2000 metrekarelik 7 katlı mağazamızın her katını ayrı bir bakış açısıyla döşedik. Burası ana gemi, bir merkez. Burada söylediklerimizi halkın daha çok göreceği küçük noktalarda göstermeyi planlıyoruz. Önümüzdeki yılın programında bu var. Bunun için bir imaj geliştirmeliyiz. Önünden geçerken bile (Aa burası Aykut Hamzagil diyerek girsinler). Halkla ilişkimizi kurabileceğimiz ve küçük metrekareli noktalar olacak bunlar. Farklı masa örtüleri yapıp ihraç etmeyi düşünüyoruz.

*Ama bence bundan sonra para, yeni zenginler, sınıf atlayanlar ya da gençlerden kazanılır. Beğenisi, zevki ve marka tercihleri oturmuş tüketicilerden değil. Ben şimdi Rahmi Koç'a ne satabilirim ki?

Hawaii'ye rakip Bodrum gömleği

*Bundan sonraki hayaliniz nedir?

Ben artık işin başında değilim, oğluma devrettim. Rahatladığımız zaman güneyde 8-10 makinelik modern bir fabrika kurup Anadolu kokan kumaşlar dokuyacağım. Emprime modası önümüzdeki yaz yayılacak ve emprime giymeyen kalmayacak. Ben de Bodrum'da bir dahaki yaz herkes benim gömleğimi ya da elbisemi giyecek diye iddialıyım. Güneye has bir desen yapmak istiyorum. Şimdi siz Londra'ya gidiyorsunuz, bir minik otobüs maketi alıyorsunuz. New York'a gidiyorsunuz I Lowe New York diye bir kadeh alıyorsunuz. Hawaii'ye gidiyorsunuz gömlek alıyorsunuz. Ama Bodrum'a gidip ne alacaksınız? Yok böyle bir simge. Onu simge haline getirmek istiyorum. Kumaşı gömlek haline de getireceğim, sektöre örnek yaratacağım. Bodrum'un Türkiye'nin en büyük podyumu olduğunu düşünüyorum. Söyleyecek bir şeyiniz varsa ve de doğruysa orada hemen yerine gidiyor.

Esen PİŞİRİCİ


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır