Selma Bezmen, Halil Bezmen'den ayrıldı, Türkiye'ye geri dönüyor

Bir dönem İstanbul sosyetesinin en tanınmış isimleriydiler. İşadamı Halil Bezmen ve eşi Selma Bezmen'in fotoğrafları hemen hergün gazete sayfalarını süslerdi.

Halil Bezmen bir dönemin çok ünlü işadamıydı. Saygın bir kişiliği vardı. İşleri de çok iyiydi. Gerek maddi gücü, gerek kültür ve eğitimi nedeniyle sözü de dinlenir, bu nedenle ekonomi alanındaki görüşlerine sık sık başvurulurdu.

Ama hayat hep böyle gitmiyor. Belki büyük maddi gücün yarattığı psikoloji, belki ülke ekonomisinin içine düştüğü durumu geç farkedip beklemediği anda ağır hasar görmesi Bezmen'leri bir gün geldi ciddi sıkıntıya sokmuştu.

Arkası çopar söküğü gibi oldu. Ödenmeyen borçlar, sigorta borçları, giderek iflas noktasına gelen şirketler.

Buna bir de basının üzerine gelmesi eklenince Halil Bezmen teslim bayrağını çekmişti. Sonra belki hiç yapılmaması gerekeni yaptı ve Türkiye'yi terketti. Gitti Amerika'ya yerleşti. Oysa Türkiye'de yerine getirmesi gereken pekçok sorumluluğu vardı. Bunları unutması basının daha da üzerine gelmesine neden oldu. Biliyorsunuz Uğur Dündar'ın Halil Bezmen'in peşine düşmesi, Amerika'daki evine kadar gitmesi, orada çıkan olaylar günlerce tüm basında yer almıştı.

Selma Bezmen de bu gelişmeler sırasında en az kocası kadar ünlendi. Özellikle çok pahalı takıları ile iyi günlerinde gözde olan Selma Bezmen, kötü günlerde tepki odağı haline gelmişti.

Aradan tabii çok yıllar geçti. Bezmenler Amerika'da yaşadılar. Uğur Dündar'ın gittiği Connecticut'teki ev çoktan satılmış. Selma Bezmen üç yılı aşkın süredir Halil Bezmen'den ayrı yaşıyormuş. Sonunda resmen boşanmışlar ve Selma Bezmen Türkiye'ye gelme kararı almış.

Yakınlarına bu güne kadar neden dönmediğini şöyle anlatmış: "Çekiniyordum, basında çok kötü yer almıştık. Ayrıca iki çocuğumuz var, onları da düşündüm, hiç olmazsa ilk ve orta öğretimi Amerika'da yapsınlar istedim, çünkü Türkiye'de bizim yüzümüzden sıkıntı çekebilirlerdi, ama Halil'den artık tamamen ayrıldım. Ülkeme, yakınlarıma, sevdiklerime kavuşmak istiyorum."

Hayat böyle işte. Bundan 15 yıl önce Bezmenler'e "Birgün bunlar olacak" deseler herhalde herkes gülerdi.

Alinur Velidedeoğlu Amerika'da yıldırım nikahla evlendi
Reklam dünyasının en tanınmış isimlerinden Alinur Velidedeoğlu büyük bir sürpriz yaparak dün gece evlendi. New-York'ta 70 kişilik bir davetli topluluğunun önünde ilk kez nikah defterine imza atan Alinur Velidedeoğlu'nun eşi henüz 20'li yaşlarında olan Amerikalı Sarah adındaki bir kız.

Güzel Sanatlar Saatçi&Saatçi reklam firmasının üç ortağından biri olan Alinur Velidedeoğlu çapkınlığı, ancak hiç evlenmemesi ile tanınıyordu. İstanbul sosyetesinin de en sevilen isimlerinden olan Alinur Velidedeoğlu yaratıcı zekası, ince buluşları ve yaşam tarzı ile de çok ilgi çeken ünlülerden.

New-York'ta evi olan Alinur Velidedeoğlu'nun Amerikalı Sarah'la bundan 20 gün kadar önce tanıştığını öğrendim. Sarah'a yıldırım aşkıyla tutulan Velidedeoğlu, ardından evlilik teklifinde bulunmuş. Amerikalı genç kızın da teklife evet demesi üzerine çiftin nikahları dün gece kıyılmış.

New-York'un en ünlü restoranlarından Le Cirqiue'te 70 kişinin katıldığı bir davetle dünya evine giren çift daha sonra balayına gitmiş.

İstanbul'da pekçok genç kızın kalbini çaldıktan sonra sürpriz biçimde Amerika'da evlenen Alinur Velidedeoğlu'nun genç eşinin kim olduğunu merak ettim. Yaşı henüz 24. İngiltere'deki Cambridge Üniversitesi'nde keman eğitimi almış. Daha sonra Los Angeles'taki UCLA Üniversitesi'nde Business okumuş. Ancak aldığı eğitimlerin çok dışında bir işe modacılığa soyunmuş.

Şu anda Amerika'nın en özel erkek butiklerinden birinde yöneticilik yapıyormuş. Dünyanın en pahalı erkek giyim kuruluşlarından Brioni, Sarah'a kadın bölümünü açması için astronomik bir teklifte bulunmuş.

HADEP sempati turunda
HADEP Genel Başkanı Ahmet Turan Demir, ilk kez gazetecilerle bir yemek yedi ve partisini anlatarak basınla sıcak ilişkiler kurmak için adım attı. Demir PKK'nın terörist bir siyasi örgüt olduğunu söyledi.

HADEP Genel Başkanı Ahmet Turan Demir bir grup gazeteciye Maçka Oteli'nde verdiği tanışma yemeğine beni de davet etmişti. Ancak daha önce verilmiş bir sözüm olduğundan yemeğe katılamadım ve Cumartesi ve Pazar eklerindeki yazılarınızdan tanıdığınız Hayrullah Mahmud'tan benim adıma yemeğe katılmasını rica ettim. Kırmadı gitti. Hayrullah, benim sormak istediğim her şeyi sormuş ve cevabını almış. Gelecekte önemli bir ivme kazanacağını sandığım bu partinin genel başkanı ile yapılan sohbeti size Hayrullah Mahmud'un kaleminden sunmak istiyorum.

DEP Genel Başkanı Hatip Dicle Sabah'ta Güneri Cıvaoğlu'na (17 Şubat 1994) PKK bombası ile şehit edilen Tuzla Yedeksubay öğrencileri için şöyle demişti:

"Bu öğrenciler masumdur, ama savaşta askeri hedef teşkil ediyorsa masumların da öldürülmesi kuraldır. Üstlerinde askeri üniforma vardı. Askeri üniforma taşıyanlar hedef değil mi? Cenevre anlaşmasına göre askeri hedefler vurulur, sivil hedefler vurulmaz. Devlet de sivilleri vurmamalıdır."

Geçmişte bu ve buna benzer birçok ifade yer almıştı basında.

Demir'e bu sözlerin Türkiye'de yarattığı infiali hatırlatıp sordum; "Bir iç hesaplaşma yaptınız mı? Bu tavrı onaylıyor musunuz?" diye.

Cevabı, 15 yılı aşkın bir süredir devam eden dönemin sonuçlarının çok ağır olduğu yönündeydi. "Şiddet içermeyen çözüm önerilerini destekliyoruz" dedi.

Ardından kitle partisi olma yolunda katettikleri mesafeden bahsetti. Kürt partisi olmak yerine "Türkiye'nin partisi olmak istiyoruz. Bunu takiyye olsun diye değil, samimi duygularımız olarak burada açıklıyorum" dedi.

Ahmet Necdet Sezer'in Cumhurbaşkanı olması ile gelecek adına umutlandıklarını, Türkiye'de değişim konusunda bir konsensus oluştuğunun altını çizdi.

Bunun üzerine bir kitle partisi olma iddiasındaki HADEP'in Türkiye ile ilgili ne gibi yeni hazırlıkları olduğunu sordum. Başkanlık, yarı başkanlık sistemleri hakkında ne düşünüyorlardı.

Arızalarının giderilmesi şartı ile Parlamenter sistemden yana olduklarını söyledi.

Ve ardından "Genel bir af" beklentisi içinde olduklarını belirtti. Kendilerine bununla ilgili ulaşan bir duyum olup olmadığını sorduğumda ise "Var, dağdan inmek istiyorlar" dedi. Söz bir ara medyanın kendilerine haksızlık ettiği konusuna gelip takıldı.

Leyla Zana'nın Meclis kürsüsünden yaptığı ajitasyondan başlamak üzere, Dicle'nin Sabah'ta yayınlanan o sözlerine dek birtakım yanlış, kamuoyunu infiale sürükleyen eylemlerden bahsettim.

PKK ile iç içe geçmiş bir siyasi fotoğrafın sorumlusu olarak biz gazetecileri görmelerinin doğru olmayacağını, hatayı kendilerinde aramaları gerektiğini hatırlatıp, "Aynaya kızılmaz" dedim. Bu sözlerimin üzerine Demir, bu yanlış görüntünün Kürtler'in geniş bir kesimi tarafından destekleniyor olmasından kaynaklandığını belirtip, "PKK yasadışı bir siyasi organizasyondur. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin kurallarına göre kurulmuş bir siyasi partiyiz" dedi.

Kesin bir dille Kürt milliyetçisi bir parti olmayacaklarının altını çizdi. Ama, sohbetin özel kesiminde ortaya çıkan böylesi bir fotoğrafa da hayır diyemedi.

Kürt değil Çerkez başkan
HADEP Genel Başkanı Ahmet Turan Demir'in özeline dönük de birkaç satır aktarayım. Demir, 1949 Sivas doğumlu. Kürt değil, Çerkez. 3 yıllık İzmir Buca Eğitim Enstitüsü'nden mezun olmuş. Bir dönem öğretmenlik yapmış. Sonrasında Sendikacılık, İnsan Hakları Derneği ve Türkiye Sosyalist İşçi Partisi'nde görev almış. Ardından HEP, DEP ve HADEP gelmiş. Genel başkan olana dek İzmir'de yaşıyormuş. Şimdi SSK'dan emekli ve Ankara'da oturuyor. Zar zor birikimi ile Eski İzmir'de bir kooperatif evi satın alabilmiş. Arabası yok. Evli ve iki çocuk sahibi.

HADEP seçim ittifakına hazır
HADEP Genel Başkanı Demir, yeni dönemde mutlaka Meclis'e girip iktidara ortak olacaklarını söyledi. Bütün partilerle ittifak arayışı içinde olduklarını, bu anlamda bir dizi görüşmeler yaptıklarından bahsetti. CHP, ANAP, FP ile liderler düzeyinde seçim ittifakı için görüşmeler yaptıklarını, DSP, DYP ve MHP'den cevap beklediklerini açıkladı. CHP, ANAP, FP ile yaptıkları görüşmede "Genel Af"fın bir zaruriyet olduğu konusunda görüş birliğine vardıklarının altını çizip, "Hiçbir siyasi parti ile ilgili önyargımız yok. Hepsi ile diyaloğa açığız" mesajını verdi. Görünen o ki, merkezdeki partilerin oylarındaki düşüş devam ettikçe, sandığı aşmak isteyen partiler için HADEP gibi marjinal partiler bulunmaz Hint kumaşı muamelesi görecek.