Tercümesi...
Dünkü MGK, görüş birliği'ne vardığına göre, Cumhurbaşkanının görüşü de buna dahil demektir.
Öyleyse, kararname faslı, resmen rafa kalkmıştır.
Geriye ne kalıyor?
Meclis...
Yani kanun.
Döndük dolaştık yine başa geldik.
Peki biz bu 1 ayı niye kaybettik... Devletin üst katlarında lüzumsuz yere niye gerginlik yarattık?
Hükümet mi gol yedi, yoksa Cumhurbaşkanı mı gol yedi diye ne kadar gereksiz şeylere dikkat kesildik... Yazık.
*
Dünkü MGK diyor ki:
-Her türlü düzenlemenin ivedilikle yapılması...
"Her türlü düzenleme..." Yani, hem mevcut kanunların işletilmesi anlaşılıyor hem de yeni tedbirler tavsiye ediliyor.
Yeni tedbir nedir?
Kararname düştüğüne göre, geriye kanundan başka bir şey kalmıyor.
Peki ivedilik nedir?
Gerçi kararnameyi çağrışım ettiren bir kelime bu... Başka ivedilik ne ola? Ama dedik ya, kararname kavgası bittiğine göre meclisi acele toplayın anlamı çıkıyor... Eğer toplayamıyorsanız meclis açılır açılmaz ilk işiniz bu olsun denmek isteniyor.
Askerler için zaten farketmiyor.
Onların dediği öteden beri şudur:
- Siz şu temizliği yapın da, ister kararnameyle yapın, ister kanunla... Yeter ki yapın.
Yani askerleri yöntem ilgilendirmiyor. Onlar sadece netice istiyor.
*
Dünkü bildiri, hükümete destek veren bir üslupla yazılmıştır... Belli ki buna özen gösterilmiştir.
Ama benim anladığım odur ki, kanundan başka yol kalmadığı da vurgulanarak, hükümete ve meclise "çabuk olması" tavsiye edilmektedir... Yani, bildirinin içeriğinde Cumhurbaşkanını hedef alan bir cümle yok.
Bilakis... Sonunda Cumhurbaşkanının dediği yol benimsenmiş gözüküyor.
Bu üslup, çok güzel. Kim kaleme almışsa ustaca yazmış.
Çünkü:
- Tepedeki kavgayı durduruyor.
- Hükümetin arkasında duruyor.
- Cumhurbaşkanına da tavır koymuyor.
Yani, zarif bir üslup bu.
Ama MGK, ille de netice'yi görmek istiyor.
*
Bundan sonrası bellidir.
Meclis toplanır.
Kanunu çıkartır. Yahut çıkartmaya çalışır. "Uyumlu koalisyon" şimdi daha da disiplinli davranır. Liderler, dünkü MGK'da görüş birliğine vardıklarına göre, guruplarını ikna etmekle de yükümlüdürler... Ecevit'in tabiriyle "liderlik budur". Buyrun bakalım.
Yanarım yanarım, kaybettiğimiz vakite yanarım.
1 ay önceki noktaya döndük.
Peki, biz bu kavgayı niye yaptık?
351 sandalyesi olan bir hükümetin kararnameye ne ihtiyacı var?