|
Dost acı söyler
UEFA Şampiyonluğu, üst üst 4 lig birinciliği, Şampiyonlar Ligi'ne rekor katılım ve Süper Kupa finalini oynamak üzere olan sportif açıdan muhteşem bir takım. Tarihinin en başarılı ama belki de önümüzdeki günlerde en sıkıntılı günlerini yaşayacak bir spor kulübü. Şu ana kadar tüm borçlarını banka kredileriyle ödeyen ve bu kredilere gelecek iki yılın gelirlerini teminat gösteren bir yönetim...
25 Ağustos'ta başlayacak transfer taksitlerini bulmak için canla başla çalışan 'birkaç iyi adam'. Önceki yıllara göre G.Saray'ın durumu daha da sıkışık. Çünkü geçen yıl maç başı 20 bin $ alan Hagi, bu sene hepsi garanti 3.5 milyon $'a, yine maç başı 10 bin $ alan Taffarel garanti para 2.4 milyon $'a oynuyor. Jardel bile 2.250 milyon $'la onların gerisinden geliyor.
G.Saray'ın bu sezon ligde, kupada ve Avrupa'da 50 maç yapacağını düşünürsek ve Hagi'nin de bunların 5'inde oynamayacağını varsayarsak, Romen yıldız maç başına 80 bin $ alacak. Yani geçen yılın 4 katı. Aynı durum Taffarel için de geçerli. G.Saray Kulübü, Şampiyonlar Ligi'nde final oynasa bile bu paraları zor öder.
Ortada bir hesapsızlık var
Yöneticiler "Hagi gelmek istemedi, futbolu bırakacaktı. Mecbur kaldık, bu parayı verdik" derlerken, G.Saray'daki gelir-gider dengesi ile takımdaki ahengi düşündüler mi acaba? Hagi'ye karşı değilim. "Hagi'ye garanti para verildi, Hakan Şükür'e niye verilmedi" diyenlerden de değilim. Ama "Emre ve Okan neden durgunlar?" sorusunun yanıtını arayanlardanım.
M.Unitedlı Beckham, Juventuslu Zidane bu kadar para alamıyor. Bu durum, ne o kulüplerin daha fakir, ne de Hagi'nin daha iyi olduğunu gösterir. Sadece ortada hesapsızlık olduğu anlamına gelir.
Bu, stat projesi için 8 milyon $'ı gözü kapalı harcayan, Hakan'ı 18 milyon $'a satmayı düşünürken, 8 milyon $'a Inter'e kaptırma durumuna gelen, kimi oyuncularına astronomik paralar taahhüt eden ve mali durumu her gün çıkmaza giren, UEFA şampiyonu bir kulübün durumudur.
|
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|