İşte olayın bıraktığı izler: "Beni dövüp dolaba kapattılar. Sabah kesip köpeklere dağıtacağız dediler. Öleceğimi sandım"
İşte sanıkların savunması: "Öldürmek isteseydik 7 dereceye değil -5 derece soğutan derin dondurucuya koyardık
Leyla Alkış birçok akşam yaptıkları gibi, 11 yaşındaki amcası Lokman Alkış'la birlikte Beylikdüzü'ndeki Mc Donald's'ın önüne gidip "işe koyulduklarında" dayak yiyebileceği ihtimalinin aklında olduğunu söylüyor. "Daha önce de dövüp bırakırlardı" diyor ve her cümlenin sonuna "çok korktum"u ekleyerek sürdürüyor:
"Bİr arabanın yanına yaklaştık. Zaten içeri hiç girmiyorduk. Tam mendil satacaktım ki, Lokman kaçmaya başladı. Ben koşamadım. Garson yakalayıp içeriye doğru sürüklemeye başladı. Sürekli kafama vuruyordu. Ben de ağlıyordum. Sonra beni dolaba kapattılar. Yalvarmaya başladım, bir yandan da bağırarak kapıyı yumrukluyordum. 'Ne olur beni çıkartın, bir daha buraya adım atmam' diyordum. Ama onlar, 'Sabaha kadar burada kalacaksın ve donacaksın. Sabah seni kesip köpeklere atacağız' dediler. O an, 'Bu dolapta öleceğim' diye düşündüm. Çok soğuktu, kapkaranlıktı. Çaresiz beklerken uyuyakaldım."
İşte o anda, "amca" Lokman Alkış alıyor sözü. Her gece başlarından geçen olağan bir şey "dayak yemek" anlattığına göre. "Bizi döver döver bırakırlardı. Ama Leyla uzun zaman geçtiği halde dışarı çıkmadı. Ben de 2 müşterinin yanına yaklaşıp, 'Kuzenimi içeri kapattılar. Dövüyorlar. Yardım edin' dedim. Onları arka kapıya götürdüm. Eğer yardım etmeselerdi Leyla ölebilirdi" diyor.
Leyla Alkış'ı kurtaran Abdülgaffar Kammari ile Hasan Tuncer'e göre durum biraz farklı. Küçük kızı dışarı çıkartmaları için İnan Ünal ve Vedat Beşli'yle konuşmak istemişler fakat yumruklarla karşılaşmışlar. En sonunda Leyla dolaptan çıkartılmış... "Çocuğun hali çok kötüydü, buz gibiydi" diyorlar ifadelerinin sonunda.
Leyla ise yaşadığı dehşetin izlerini üzerinden atabilmiş değil hala.
Kendini "savunma" ihtiyacı duyan baba Ziya Alkış, "Çalıştığından haberim yoktu. Bilsem izin vermezdim" diyor. İşsiz olduğunu eklemekten geri duramayan baba, "Çocuğumu buzdolabına koyup, bırakıyorlar. Amcası yalvarmasa, o dolaptan cesedi çıkardı" diyerek duyduğu öfkeyi ifade ediyor.
Ama anne Emine Alkış'ın sözleri biraz farklı. O satırarasında da kalsa, kızının çalıştığını bildiğini ve kabul ettiğini ifade ediyor. Söylediğine göre başka çareleri yok: "Ev yakın olduğu için başına birşey gelmez sanıyorduk. Amcası da yanındaydı. O kazanmasa, babası hiçbir şey alamazdı."
Leyla'nın Çocuk Mahkemeleri'nin Kuruluşu Kanunu'nun 14. maddesi gereğince ailesinden alınabileceği belirtiliyor.