Lisede öğretmenlerimiz "sözlü" yapmak için not defterini çıkardıklarında, "Çıktı yine karakaplı defter" diye fısıldaşmaya başlardık.
Ama hayatın içinde anladık ki, öğretmenlerin "kara kaplı" defteri, ötekilerin yanında solda sıfır kalmaktaymış...
Gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanan güncel bir haber bana, üzerinden henüz 5-6 yıl geçmiş bulunan eski bir kara kaplı defterleri hatırlattı.
Hani Selim Edes'in, Engin Civan'a "Rüşvetin belgesi mi olur pezevenk?" diyerek cumhuriyet tarihimize eşine ender rastlanır bir vezice olarak geçen sözlerini yaşadığımız günlerde, bazı bazı defterler ortaya çıkmıştı da, buralarda; filancaya 40 bin, feşmekana 50 bin yazılı olduğu iddia edilmişti...
Şimdi de polisin Bursa'da sürdürdüğü "Kartal Operasyonu"nda, kimi şirket yöneticilerinin böyle "kara kaplı" defterleri bulunmuş, o defterlerde yine "tarihi kayıtlara" rastlanmış...
"Pezevenge ödenen paralar..." şeklinde...
Polis bu kayıtları şöyle deşifre etmiş:
Hayali ihracat işleriyle iştigal eden şirketin yöneticileri, bu işleri birlikte kotardıkları bürokratları lüks otellerde ağırlıyorlar, onlara "Nataşalar" takdim ediyorlar, sonra da masraflarını bu şekilde tutuyorlar.
"Pezevenge ödenen para..."
Düşünüyorum.
Türkiye'de daha kimbilir böyle ne kadar çok kara kaplı defter var.
O kara kaplı defterlere girme hünerini göstermiş kimbilir ne kadar "pezevenk" var...
Ve kimbilir o "pezevenk"lere ne kadar para harcanıyor...
Nataşa ve pezevenk sektörü, kimbilir ne çapta?..
Biz de oturmuş, "aptallar" gibi, Ankara'da baş gösteren "devlet krizini" tartışıyoruz, bu krizin içinden nasıl çıkılacağını araştırıyoruz, kimimiz hukukçu Cumhurbaşkanı'nı, kimimiz dürüst Başbakan'ı tutuyor, öteki tarafa öfke besliyoruz...
Çoğumuzda, nasılsa bir şekilde çözülecek olan krizi anlamaya çalışırken...
"Kara kaplı" defterler işlemeye devam ediyor, o defterlere "pezevenk" olarak yazılmayı içine sindiren bazı bürokratlar nataşalarla ceviz kırmaya devam ediyorlar...
Şükür ki dünya, Nataşalar'dan, pezevenklerden ve dahi onlara para ödeyenlerden ibaret değil!..
İşte "cin" fikir
Öğrendiğimize göre fikir, Işın Çelebi'den çıkmış...
Yazının başında tebrik edeyim de, kurtulayım, olursa bu kadar kurnazlık olur...
Olursa bu kadar güçlü bir piar operasyonu olur...
Efendim, İzmir'de bir ekonomik toplantı yapılacak...
Konu tabii ki sıkıcı:
"Yeni yüzyılda girişimci ruhu ve KOBİ"ler"
Siz, 45 derece sıcakla kavrulan İzmir'de böyle bir ekonomik toplantı yapıldığını duysanız, gider misiniz?..
Tabii ki gitmezsiniz, ben de gitmem... Hele, sıkıntıya hiç gelemeyen İzmirli hayatta gitmez...
Konuşmacılar da, zaten ağır toplar:
Devlet Bakanı Recep Önal, Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, İMKB Başkanı Osman Birsel, Dünya Bankası temsilcisi Ajay Chibber, İKV Başkanı Meral Gezgin Eriş, Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, Eximbank Genel Müdürü Ahmet Kılıçoğlu, İzmir Milletvekili Işın Çelebi, TOBB Başkanı Fuat Miras...
Kafayı yemeden hepsini sonuna kadar dinlemek olanaksız...
Fakat bir farkla:
Toplantıya "konuşmacı" olarak katılacaklardan biri de, ünlü sahne sanatçısı Hülya Avşar!..
Hülya Hanım ekonomiden ne anlar, ne anlatabilir demeyin hemen...
Meselenin püf noktası da orada zaten..
Tilki zekalı Işın Çelebi, Hülya Avşar'ı da davet etmiş ki, bunu duyan İzmirli toplantıya hücum etsin...
Avşar'ı yakından görmek, izlemek, seyretmek isteyenlere, fırsattan istifade ekonomik mevzuları kulaktan tıkacaklar...
Ne kadarı kalırsa kar!..
Nasıl ama?..
Sizce de müthiş bir buluş değil mi?
Benim diyen halkla ilişkiler şirketine, çuvalla dolar ödeseniz, ekonomik bir toplantıya böyle ilgi çekemezdiniz...
Halbuki şimdi değil ilgi, belli ki izdiham olacak...
Bravo Işın Bey, tebrikler!..