23 Ağustos'ta yapılacak 4.2 katrilyon liralık (yaklaşık 6 milyar dolar) rekor düzeydeki Hazine iç borç geri ödemesinden sonra paraya talebin azalacağı öngörüsüyle faizlerin düşmesi beklenebilir. Öyle ya yılın geride kalan 4 ayı aşkın dönemi için topu topu 3.5 katrilyon liralık iç borç geri ödemesi var. Hazine herhalde 1980'li yıllardan sonra ilk kez bu kadar rahat bir dönem geçirecek.
Hazine'nin rahatlığına bakılarak normalde faizlerin daha da düşeceği hesap edilebilir.
*Geçmişin gösterdiği- Ancak geçmiş yıllardaki eğilimler bunun tam tersini gösteriyor.
Ne zaman Hazine yüklü itfalarını atlatmış, hemen ardından iç borçlanma faizleri tırmanmış. Çünkü faizlerin yükselmesinden olumsuz anlamda en çok etkilenen kurum olan Hazine aynı zamanda faizi belirlemede en etkili konumda. Doğal olarak yüklü borçlanmalarını yüksek faizden yapmaktan kaçınıyor.
Borçlanma ihtiyacı iyice azaldığına göre 23 Ağustos sonrası belki de faizler üzerindeki baskısını kaldıracağı düşünülebilir.
Faizlerin artması, sadece Hazine'nin özel durumuyla ilgili değil, ekonominin genel durumunu da etkileyebilir.
*Faiz çıkışının yararları-Öncelikle böyle bir faiz artışı başta otomobil olmak üzere tüketim çılgınlığının önüne geçebilir. En azından tüketimin daha da büyümesini engelleyebilir. Bu doğal olarak ithalat talebini düşürücü etki yapar. Programın yumuşak karnı haline gelen cari açıktaki büyüme de hız kaybedebilir.
* Faiz yükü yoluyla bütçe açıklarını fazla büyütmeyecek bir faiz artışı aynı zamanda tasarrufu teşvik eder. Tüketimi caydırır. Bu yönüyle de enflasyonu düşürmeye yardımcı olur.
* Böyle bir faiz artışı başlangıçta borsa için olumsuz etki yapabilir. Ancak daha sonra yabancı sermaye çekmeye yardım eder ve borsa bundan olumlu etkilenebilir.
* Faiz artışı bugüne kadar artmaya devam eden döviz hesaplarını çözmeye başlayabilir.
Bu yararları da dikkate alındığında Hazine'nin rekor itfadan sonra sanki faiz üzerindeki baskısını gevşetmesi beklenebilir.
*Piyasalarda üç beklenti- Mali piyasalar öncelikle cari açığın ne olacağını bekliyor. Bir de buna Eylül enflasyonu eklendi. Kış aylarında enflasyonun gireceği platonun öncü göstergesi Eylül'de alınacak. Beklenen bir başka gelişme ise Türkiye'nin kredi notu artışı. Bu üçüncü faktör zaten ilk iki faktördeki gelişmeye bağlı. Dolayısıyla bu beklenti ile mali piyasalarda büyük bir istikrar ve durgunluk var.
Hem 23 Ağustos ile Hazine'nin yüklü itfasının bitmesi hem de IMF heyetinin Türkiye'ye gelecek olması piyasaları yeniden hareketlendirebilir.
* Sonuç- "Hayat bir sürprizler serisidir. Öyle olmasaydı ne yaşanmaya, ne de korunmaya değerdi"