Fazilet, Erbakan'ın emri ile Türkiye'ye karşı 312 ekseninde bir uluslararası kuşatma yürütüyor.
FP Milletvekili Oya Akgönenç'in Birleşmiş Milletler toplantısında Türkiye'yi şikayet etmesi, planın bir parçasıydı.
Akgönenç'in ırk temelinde bölücülük yaptığı iddiası FP'yi zora soktu ama tepkilerin bu partiyi yolundan döndüreceğini kimse beklememeli.
"Kökeni ne olursa olsun, ister Arap, ister Çerkez, ister Türk, Arnavut ne olursa olsun, (bir Türk vatandaşı) entellektüel bir şey ifade edince kanuni kısıtlamayla karşı karşıya geliyor ve 312'den yatıyor.."
FP'li Akgönenç "Orada bunu söyledim, azınlık lafı etmedim" diyor.
Türkiye'de ifade özgürlüğü ile ilgili sıkıntıların varlığını duyurmak ve engellerin kaldırılması amacında uluslararası kamuoyunun yardımını istemek başka, her fırsatı halkta etnik köken bilinci uyandırmak için kullanmak ve sömürmek başka şeydir.
Fazilet bunu hep yapıyor ve yanlış yapıyor.
Etnik temelde ayrışan insanları Müslümanlık şemşiyesi altında birleştirme hayali, çağımızda örneği olmayan bir safsatadır. Sadece bölücülüğe hizmet edecek bir suçtur.
Babam Türkmen, annem Arnavut'tu. Evlenmeler yoluyla ailemize Kürt de girdi, Çerkez de, Laz da.. Biz bu ülkede yaşayan milyonlarca aile gibi Türküz ve başka bir kimlik arayışı içinde değiliz. Sorunlarımızın da bundan kaynaklandığını düşünmüyoruz. Bu yüzden kimsenin başına bir şey gelmedi.
Fazilet Partisi yöneticileri, girdikleri her kavgayı, bölücülük şantajı ile kazanma hesabına takılı kaldıkları sürece avuçlarını yalarlar.
Yasalar ve milli vicdan karşısında suçlu, din adına günahkar olurlar, küçülmeye ve yenilmeye devam ederler!
Devleti ve toplumu bu maddenin güvencesinden yoksun bırakmaya çalışanlar boşuna heveslenmesin. Bu tür eylemler, Fazilet'in şikayet için kapısını çaldığı ülkelerde, örneğin Almanya, Avusturya ve Fransa'da da suçtur.
Türkiye'deki zorluk, yeni Türk Ceza Kanunu'nu hazırlayan kurulun başkanı Prof. Dr. Sulhi Dönmezer'e göre "mahkemelerimizin bu hükmü iyi yorumlayamaması"ndan geliyor. "Yargıtay iyi yorumlasa, madde üstünde bir değişikliğe dahi ihtiyaç kalmadan şikayetler önlenebilir.."
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) verdiği kararlar, bu konuda ortak bir ölçü getiriyor:
Suç sayılan eylemin "açık ve yakın tehlike" yaratması..
Prof. Dr. Dönmezer, 312 ile ilgili mahkumiyet kararlarında AİHM'nin iki unsura baktığına işaret ediyor:
1. Ceza kararı acil bir sosyal ihtiyaca dayanacak;
2. Demokratik ülkelerde kabul görecek.
Nitekim Dışişleri Bakanlığı'na AİHM'den gelen bir yazı şöyle diyor:
"Yargıtay içtihatlarını değiştirirse mesele kendiliğinden çözülür."
Ceza kanununu hazırlayan komisyon, sonbaharda yeni bir 312 önerecek.
Yargıtay'ın AİHM kararlarına göre içtihat oluşturmasını kolaylaştıran bir ifadenin maddeye eklenmesi ile orta yol bulunacak.
Faziletliler yabancı kapılarında ülkeyi ve kendilerini rezil edecek yerde Ekim'e kadar sabır göstermeli..