kapat

17.08.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Arbeta
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
LEYLA UMAR(lumar@sabah.com.tr )


'Duma Kutan'la temasta'

Duma'da Refah Partisi'nin lobisini yapan parlamenterler, Türkiye'ye gelerek iadei ziyarette bulunuyorlar

Ankara'ya bir yıl içinde en seyrek giden gazetecilerden biri olduğumdan orada hep bir taşla birkaç kuş vurmaya çalışırım. Başkent'e bu sefer çok neşeli bir toplantıya katılmak için gittim. Fidel Castro sevgisi ile dolu olan 8 Türk ailesi, 13 Ağustos'ta doğan çocuklarına Fidel adını vermişlerdi. Anadolu'nun bazı köşelerinden Ankara'ya, Küba büyükelçisinin davet ettiği 4 ila 31 yaşları arasındaki kızlı erkekli Fidel'ler aynı gün doğdukları Başkan Fidel'le birlikte kutladılar o günü.

Fidel'in Ankara'daki toplu kutlamadan haberi vardı. Ancak o, "fotoğraflarının devlet dairelerine asılmasına ve doğum gününün kutlanmasına kendine özgü bir yasaklama getirdiği için Ankara'daki elçi Jorge Castro Benitez, bu özel günde ağırlığı Türk Fidel'lerine vermişti. Tabii bu arada benden de özel bir konuşma yapmamı isterken, "unutma" dedi, "seni İstanbul'da Fidel ile ben tanıştırdım; Ankara'ya gelmeye mecbursun!"

'FİDEL'LERİN KADERİ!
Çağdaş Kültür Merkezi'nin salonunu dolduran Fidel hayranları, Küba topluluğunun müziği ile coştu. Daha sonra sahneye çıkan Fidel'lerle konuşma fırsatını yakalayınca ilginç bilgiler edindim. Örneğin herhangi bir telefon görüşmesinde karşı taraf Fidel'i duyunca "Sibel" yahut erkekse "Fidan" diye düzeltiyormuş. Ama Fidel'de ısrarcıysalar telefonun ucunda uzun bir sessizlik oluyormuş. Fidel'ler hep birlikte kocaman pastadaki mumları üfledikten ve Fidel tarafından gönderilen armağanlarını aldıktan sonra Küba müziği eşliğinde eğlenmeye devam etti.

İLGİNÇ SERZENİŞ
Bir taşla vurmayı istediğim ikinci kuş, Çankaya'da yaşıyordu. Rusya'nın 2 yıldan beri Ankara'daki Büyükelçisi Alexander Lebedev ile görüşme isteğini ilettim. Ruslar'ın titizliğini bildiğim için bizi götürecek otomobilin plakasına kadar ayrıntılı bilgiyi ulaştırdım. 15 yıldan bu yana ilk defa girdiğim elçilikteki kabul salonunda hiçbir şey değişmemişti. Çarlık zamanından kalma koltuklar, gümüş semaver, antika tabaklar... Ve Atatürk'ün 1924'te o zamanki büyükelçiye verdiği imzalı fotoğrafı...

Fotoğraflarından tanıdığım Büyükelçi Alexander Lebedev şimdiye kadar tanışmamamızın suçunu üstlendi: "Hadi bizler bu işi yapamıyoruz. İstanbul'daki Başkonsoloslarımız niçin İstanbul basını ile temas kurmuyorlar?" diye onlara serzenişte bulundu.

MİKİ İLE MOUSE
İşte, tam konuşmamızın bu noktasında siyah iri bir köpek kocaman başını çay masasının köşesine yerleştirdi. Büyükelçi "Hiç korkmayın, çok uysaldır, adı Miki" dedi. Ben asla köpeklerden korkmadığımı söyleyerek "Miki, gel" diye seslendim. O da hemen gelip beni koklarken Büyükelçi, Miki'nin cinsini açıkladı: Pitbull...

Hani şu Almanya'da 6 yaşındaki Türk çocuğunu parçalayıp katil ilan edilen köpeklerden biriyle burun buruna geldiğimi anladım; kalbimin sesi kulağımda çınladı. Gözümü Miki'den ayırmadan konuşmaya çalışırken karşıda duran televizyonun arkasından bir kedi pat diye yere düştü. Büyükelçi neşeyle onu izlerken "Bu da ikinci çocuğumuz Mouse" dedi. Kafamı toplayıp konuşmaya devam edemeyeceğimi anlayınca, "Ben hiç korkmuyorum ama diğer odada beni bekleyen arkadaşlarım rahatsız olabilirler. Rica etsem Miki ile Mouse'u bir süre uzaklaştırabilir misiniz?" dedim.

'ÇOK YOL ALDIK'
O sırada içeri Büyükelçi'nin eşi Nina Lebedev girdi. Sonra uzun uzun sohbet edip sanatına hayran kaldığım uluslararası Ressam Nina, Miki ile Mouse'u şevkatle alıp kendi dairelerine götürdü. Ve böylelikle biz Büyükelçi ile sohbete başlayabildik. Türkiye'nin iç politikası hakkında yorum yapmak istemeyen Büyükelçi Lebedev, koalisyon, özelleştirme ve demokratikleşmenin, Rusya ve Türkiye'de aynı zorluklara rağmen epey yol aldığına inanıyor.

GÜLEN'İN OKULLARI
Uzun yıllar birlikte çalıştığı Gorbaçov'la Başkan Putin arasındaki farkın hayli büyük olduğunu belirten Büyükelçi Lebedev, "Gorbaçov ne kadar yumuşak bir insansa Putin, bütün espri kabiliyetine rağmen disiplinli bir insandır. Ama birkaç gün önce ikisinin çok dostça, uzun bir görüşme yapmaları sevindirici" diyor.

Rusya'da yaptığım son gezimde Komünist sistemi özleyen hayli Rusla görüştüğümü nakledince Büyükelçi Lebedev, "Evet, haklısınız. Biz de bunu biliyoruz ama şu sırada geçirdiğimiz sıkı, ekonomik reformlar ilerisi için yararlı olacak" diyor. O günkü gazetelerde Fethullah Gülen'le ilgili çıkan haberlerden bahsederken Büyükelçi'nin Rusya'da sayıca hayli fazla olan bu okullar hakkındaki düşüncelerini sordum. Şu yanıtı verdi: "Ben bu okulları ziyaret etmedim. Ama birçok nedenle çok ilgileniyorum; bunlar benim ülkem için sıradışı olaylar. Gülen'in okullarının popüler olduğunu duyuyorum. Ancak bizim standart okullarımızda din dersleri yok. Rusya'da 25-30 milyon Müslüman ve çok sayıda cami var. Eğer bu okullar 2 ülke arasındaki kültürel ilişkilerin gelişmesi yönünde bir eğitim veriyorsa iyi. Ama radikal bir İslam eğitimi veriyorsa durum farklı olur. Çünkü bizde Bolşevik propagandası yapılan okullar kapanır; aynı şekilde Gülen okullarında böyle bir durum görülürse kapatılır. Ancak ben hiçbir şeyi siyah-beyaz olarak göstermek istemem."

DUMA İLE İLİŞKİLER
Büyükelçi Lebedev, muzip bir gülümsemeyle, "Aslında size çok ilginç bir şey söylemek istiyorum" dedi; "Biliyor musunuz bizim Duma'da (Rus Parlamentosu) eski Refah Partisi'ni temsil eden Ruslar'ın sayısı tahminlerin üstündedir. Tam rakamı bilmiyorum ama TBMM'deki parlamenterlerin Duma'daki meslektaşları ile yakın ilişkide oldukları bir gerçektir. Erbakan'la başlayan bu dostluk halen Kutan'la devam ediyor. Duma'da Refah Partisi'nin lobisini yapan parlamenterler de Türkiye'ye gelerek iade-i ziyarette bulunuyorlar."

Büyükelçi Lebedev ve eşi Nina'dan ayrılırken gelecek buluşmamızı İstanbul'da gerçekleştirme kararı aldık. Gölcük depremzedeleri için çok büyük bir tablosunu satan Nina Lebedev ayrılırken "Bir dahaki sefere Miki ile Mouse'u size sevdireceğime söz veriyorum" diyordu.

SOĞUK SAVAŞ UZMANI
RUSYA Federasyonu Ankara Büyükelçisi Alexander Lebedev, tecrübeli bir diplomat ve tam anlamıyla bir Soğuk Savaş uzmanı. 1980'ler boyunca eski Sovyetler Birliği'nin Batı dünyasındaki en önemli propaganda araçları arasında sayılan yurtdışı basım-yayın faaliyetlerinin başında bulunan Lebedev, bu niteliğiyle Soğuk Savaş'ın son bulmasında da rol oynadı. Ronald Reagan ve Mihail Gorbaçov arasında İzlanda'nın Başkenti Rekjavik'de yapılan ilk zirve toplantısında Rus heyeti içinde bulunan Lebedev, burada tarihe geçecek bir imza da attı. ABD ve SSCB'nin bundan böyle birbirleri aleyhine propaganda yayınları yapmayacaklarını ilan eden belgede, SSCB adına Lebedev'in ismi bulunuyordu.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır