kapat

11.08.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Arbeta
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


Murat Demirel, yan ürün!

Yan ürünlere takılıp... Esası atlamayalım... Murat Demirel de yan ürün... Yahya Demirel de yan ürün. Asıl ürün sistem...

Yahya'ya takılmayalım...

Murat'a da saplanmayalım...

Asıl ürünü görelim...

Kim yetiştirdi Murat'ı?

Kim büyüttü Yahya'yı?

Marifetleri nedir?

Kendilerini nasıl bir ortamda buldular? Murat'ı, Yahya'yı, Ahmet'i, Mehmet'i, Hasan'ı yetiştiren tarlayı kim sürdü, kim gübreledi, kim suladı? 34 yaşındaki Cumhurbaşkanı yeğeni Murat Demirel'in bankası elinden alındığı gün gazetelere şu demeci vermişti: "Ben bankayı 150 milyon dolara satın aldım. 150 milyon doların peşinde değilim. Yarın yurt dışına çıkar çıkmaz bu paranın daha fazlasını 2-3 ay içinde toplarım."

Gerçeği görelim...

34 yaşındaki dünkü çocuk, 150 milyon dolardan bahsederken gösterdiği tavra bakın. Sanki dolar kazanmak bu kadar kolay. Sanki sözünü ettiği 150 milyon dolar değil, babasından aldığı cep harçılığı...

Gerçeği görelim...

Murat Demirel'e takılmayalım.

Murat'ı yetiştiren ortama bakalım.

Murat Demirel'i...

Kaba etinden bıçakladılar...

Kaba et yarası geçer.

Ama bankacılık sisteminde açılan; "Batır bankayı zengin ol. Faturayı devlet ödesin" yarası kanamaya devam eder, ediyor. Uçuyor devletin parası, bizim paralar.

Kanama devam ediyor...

Bilenler bilirler...

Bu yara 1994 yılında Şubat ekonomik krizi patladığı zaman açılmaya başlamıştı. 1994 krizi sonrasında bir doların değeri, bir gecede 18 bin liradan 40 bin liraya çıkınca bankalarda kaynak sıkıntısı çıktı. Bankalar da kendilerine gelen vatandaş tasarruflarına karşılık Merkez Bankası'na yatırmak zorunda kaldıkları "Mevduat munzam karşılığı ve disponobilite" karşılıklarından kurtulmanın yolunu aradılar, buldular.

Yani yasaları deldiler.

Yasalara vücut çalımı attılar.

Yurtdışında kendi isimleri ve logolarını kullanarak bankalar kurup, bu bankalarda off-shore hesapları açmaya başladılar. Halktan parayı toplarken; "Bu bizim bankamızdır, paranı off-shore yapalım, sana yüksek faiz verelim" dediler. İçerdeki bankasına para yatırdığın zaman yüzde 70 faiz verirken, off-shora yatırırsan yüzde 75 ödediler. İçerdeki bankaya döviz yatıranların hesabına yüzde 13 faiz yürütürken, off-shorlama yoluyla dışarıya yatıranın hesaplarına yüzde 17 faiz yürüttüler.

***

Off -shorlama burdan çıktı...

Cumhurbaşkanlarının...

Başbakanların...

Maliye, Hazine, Ticaret...

Bakanlarının gözü önünde yapıldı.

Hepsi seyretti...

Çıkıp da; siz bu kadar yüksek faizle nasıl para toplayabiliyorsunuz, yarın bunların vadesi geldiğinde bu kadar faizi verebilecek kazancınız var mı, bu parayı kime kredi açıyorsunuz, o kredi açtığınız insan size geri ödeyebilecek mi? diye sormadılar.

1994 Nisanı'nda...

TYT, Marmara, Impex...

3 banka birden battı...

11 bin tasarrufçunun yaklaşık 2 milyar doları gitti. Devlet seyretti, bu 11 bin kişiyi uyarmadı.

1997 ile 1998'de...

İnterbank, Türk Ticaret...

Bankexpress battılar...

Fakat Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Hazine'nin Başkanı yine sadece seyrettiler...

1999 yılına gelindi...

Egebank, Yurtbank...

Sümerbank, Esbank...

Yaşarbank battılar...

Bu beş banka içinde de en çok off-shore hesaplarını Murat Demirel'in bankası Egebank ile Ali Balkaner'in bankası Yurtbank'ın yaptığı açıklandı.

Gerçeği görelim...

Murat, Yahya, Ali yan ürün...

Asıl ürün; bankaları iyice soyuluncaya kadar bekleyip sonra; "batmıştır" diye ilan edenler.

Umut deresini kurutmak istiyorlar

CumhurbaŞkanI, cumhurbaşkanlığını yapıyor, "Ben hukuk devletini kollamak için and içtim" diyebiliyor.

Andıma ihanet edemem.

Hukuğun dışına çıkamam.

Dolasıyla memurlar içinde; din devleti getirmek, kürt devleti kurmak için planlar, programlar, propaganda yapanlar, bölücü örgütlere girmiş olanlar varsa bile bunları hükümet kararnamesiyle işinden atamazsın. Bu hukuka aykırı olur. Hukuk devletine sığmaz. En iyisi parlamentodaki partiler bir kanun çıkarsınlar dedi.

Cumhurbaşkanı hukuk dersi verdi.

Ülkemizde yeni bir dip dalga patladı. Bu dip dalga sayesinde eski köhnemiş, kötü, verimsiz, adaletsiz, tekelci, hukuksuz düzen gidiyor.

Bir umut deresi oluştu...

Yeni Cumhurbaşkanı bu umut deresini beslemeye çalışıyor. Fakat hukuk devleti istemeyenler, hukuksuzluğa dayanarak servet, zenginlik, mevki, koltuk, nasip sahibi olanlar Cumhurbaşkanını yıpratmaya çalışıyorlar.

Cumhurbaşkanına sahip çıkalım.

Umut deresi kurumasın...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır