Dedikodu merakı
Bizim kuşak, magazin adı verilen basın türünün doğuşunu hatırlayacak yaştadır.
Önceleri bu iş; kitlelerin tanıdığı ünlü kişilerin, özellikle de sinema oyuncularının yaşamlarına dair bilgiler vermek amacına yönelikti.
Çekingen ve ürkek bir biçimde başlayan bu tür giderek dev bir çarka dönüştü.
Artık yaşamları izlenen ünlü kişiler, bu çarkın malzemeleri idiler.
Dev bir örümceğin ağına takılmış yemlere dönüşmüşlerdi.
Ünlülerin yaşamlarını izlemek üzere kurulmuş olan magazin çarkları, artık star yaratıyor, star yokediyor ve gündemi belirliyordu.
Özel televizyonların devreye girmesiyle bu iş kolu iyice gelişti.
Ana haber bültenleri bile magazin haberleriyle doldu.
Ve magazin denilen türün hayatımızdaki ağırlığı giderek artıyor.
Hafif sayılan magazin, basının en ağırlıklı biçimi haline geliyor.
Tatil köylerinde kadınlar sürekli magazin dergileri okuyorlar. Uçaklarda, gazetelerin magazin ekleri kapışılıyor.
Gazetelerin birinci sayfaları ve sür manşetleri genellikle bu tür haberlere ayrılır oldu.
Odakta da Bodrum var.
Zavallı Bodrum yerli halkıyla, sakin koylarıyla, kendi halindeki balıkçı lokantalarıyla, yarımadaya yayılmış olan sessiz köyleriyle değil, üç beş eğlence yerindeki çılgın partilerle anılıyor.
Bodrum denilince insanların aklına vıcık vıcık cinsellik gösterilerinden başka bir şey gelmiyor.
***
İyi ama nedir bu merak? Niye insanlar kimin kimi aldattığıyla, kimin boşanıp kimin evlendiğiyle bu kadar ilgili?
Niye her haberi okuduktan sonra telefona sarılıp "Duydun mu şekerim.." muhabbeti yapıyorlar?
Bu sorular sadece Türkiye'yle sınırlı değil.
Bütün dünya dedikoduya düşkün.
İngiliz kraliyet ailesi, Clinton, Holyywood, Palm Beach dedikodu kaynakları.
***
Sanırım bu soruların cevabı tek tanrılı dinlere geçiş sürecinde gizli.
Çok tanrılı dinlerde tanrıların maceraları insanları çok ilgilendiriyor ve belki de eğlendiriyordu.
Zeus ne yapmış, hangi tanrı hangi tanrıçayı kaçırmış, kimin kimden çocuğu olmuş, hangi cinsel suç hangi cezayı gerektirmiş gibi yüzlerce soru ve hikaye dolaşıyordu halkın ağzında.
Dünya mitolojileri böyle doğdu.
***
Bugün de insanların mitolojiye ihtiyaçları var.
Ama tek tanrının egemen olduğu dinler böyle hikayelere izin vermiyor.
Bu yüzden de toplumlar kendilerine yapay tanrılar ve tanrıçalar yaratıyorlar.
Pop ve rock starları, sinema oyuncuları, sporcular, bazen politikacılar, antik tanrı ve tanrıçaların yerine konuluyor.
Ve aynen eski Yunanlılar gibi onların maceralarını konuşup duruyoruz.
Çünkü bilinçaltımızdan çok tanrılı dinlerin taşıdığı dedikodu ve macera tadı silinmedi henüz.
Silinene kadar da evlenmeler boşanmalar, aşklar ihanetler, servet paylaşımları çenemizi yormaya devam edecek.